Şeytan, iman ve ibadetle ilgili konularda insana vesvese verir. Bu vesveseler, bazen insanın yaptığı amelin tamamen bozulmasına, bazen de eksik olduğu hissi uyandırarak aynı fiilin tekrar tekrar yapılmasına neden olur. Vesvese, insanı tereddüt, bocalama ve kararsızlık hâline sürükler. Bir anlık şüphe, kişinin yaptığı bir şeyi yapmadığını zannetmesine veya eksik yaptığına inanmasına yol açar. Örneğin, abdestinin olup olmadığından, namazını tam kılıp kılmadığından, ya da gusülde tüm bedenini yıkayıp yıkamadığından emin olamaz ve sürekli bu konuda tereddüt yaşar. Sonuç olarak, tekrar tekrar aynı işi yaparak hem maddi hem de manevi zarara uğrar.
Şeytanın Abdestle İlgili Vesveseleri
Şeytanın vesvese verdiği konulardan biri temizliktir. Hz. Peygamber (s.a.v.), abdest alırken vesvese veren "Velehân" isimli bir şeytanın varlığını haber vermektedir. Bu şeytan, abdestin tamam olup olmadığı konusunda insana şüphe aşılar. Ancak bu vesveselerden kurtulmanın yolu, Peygamberimizin abdest almayı tarif ettiği hadislerde açıkça görülmektedir. Efendimiz, abdestin nasıl alınacağı sorulduğunda, azaların üçer kez yıkanması gerektiğini söylemiş ve “İşte abdest budur; kim üçten fazla yıkarsa kötü etmiş, haddi aşmış veya zulmetmiş olur” buyurmuştur.
Abdest Hususundaki Vesvese
Abdest alırken insan çeşitli vesveselerle karşılaşabileceği gibi, abdestli olduğu durumlarda da şeytanın vesveselerine maruz kalabilir. Bazen abdestli bir kişinin bağırsaklarında bir hareketlenme olur ve “Acaba yellenme mi oldu?” diye tereddüt eder, abdesti konusunda şüpheye düşer. Namaz kılarken bu durum gerçekleşirse, kişi çoğu zaman namazını yarıda bırakır. Ancak Peygamber Efendimiz, böyle bir hareketlenmenin şeytanın vesvesesi olduğunu belirtmiştir. Namaz sırasında abdestinin bozulduğunu hisseden birine Resûlullah (s.a.v.), bir ses işitip koku duymadıkça namazı terk etmemesini tavsiye etmiştir.
Hadislerde, abdestli iken, namaz esnasında veya mescide girince abdestin bozulduğuna dair vesveseye düşüldüğünde nasıl hareket edileceği gösterilmektedir. Bu tür vesveselerin şeytandan kaynaklandığı bildirilmiştir. Abdestin bozulduğuna dair kesin bir bilgi olmadıkça, abdestin geçerli olduğu kabul edilir. Büyük muhaddis ve fakih Abdullah b. Mübârek, “Kişi abdest konusunda şüpheye düşse de, bozulduğuna dair yemin edebilecek kesin bir kanaate sahip değilse, abdest alması gerekmez” demiştir. Her ne kadar abdestli olsa da Peygamber Efendimizin tavsiyesi üzerine her namaz için yeniden abdest almak, birçok vesvesenin önüne geçecektir.
Gusül ve Vesvese
Bazı insanlar banyoda haddinden fazla kalarak aşırı su israfına neden olurlar. Bu tür vesveselerden kurtulmanın çaresi, Peygamber Efendimizin gusül abdesti ile ilgili uygulamalarını dikkate almaktır. Peygamberimiz, saçları gür olmasına rağmen üç avuç su alır ve başının üzerinden vücuduna dökerek guslederdi. Efendimizin gusülde kullandığı su miktarı, abdestte kullandığı su miktarının üç beş katı kadardı. Bu uygulama, guslün kabulü için az miktardaki suyun bile yeterli olduğunu göstermektedir. Guslün kabul olmayacağı endişesiyle aşırı su kullanmak ise israf olup, kişiye vebal yükler.
Banyo yapılan yere küçük abdest bozmanın vesveseye yol açacağına dair bazı rivayetler de bulunmaktadır. Bu rivayetler, banyo yapılan yere küçük abdest bozulduğunda, yıkanan kişinin üzerine sıçrama ihtimalinden kurtulmanın mümkün olmadığı ve bu durumun vesvese uyandırabileceği şeklinde açıklanmıştır.
Temizlik Vesvesesi
Bazen vesvese, insanı günlük temizlik ile ilgili konularda da yakalayabilir. Temizlik olmadan sağlıklı bir hayat mümkün olmadığı gibi, ibadetler de makbul olmaz. Ancak bazı insanlar, özellikle de bazı kadınlar, temizlik yapma konusunda aşırıya kaçabilirler. İbadetlerin kabulü için gereken temizlik şartları göz önüne alındığında, bu aşırılığın boyutları daha iyi anlaşılabilir. Dinin öngördüğü özelliklerde ve hijyen ölçüleri içerisinde yeterli temizlik yapıldıktan sonra, insanın yine de tatmin olmaması, vesveseden kaynaklanmaktadır.
Kaynak: Diyanet, Hadislerle İslam 3. Cilt