Filistin

Adıyaman Peygamber Sevdalıları: Kudüs İslam aleminin kalbi durumundadır

Abone Ol

Peygamber Sevdalıları adına basın açıklamasını okuyan Enver Alpaydın, Gazze'de devam eden soykırımın biran önce bitmesi için tüm insanlığa seslendi.

Alpaydın yaptığı açıklamada, "Siyonist vahşeti normalleştirmemek, yapılan soykırıma karşı duyarsız kalmamak, gücü ve iktidarı elinde bulunduranları ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmek için en gür seda ile haykırmaya devam edeceğiz.  Gazze’de siyonist soykırımın son bulması ve insani koridorun açılmasına yönelik her türlü çaba gösterilip abluka sona erinceye kadar, her Cuma günü toplanıp, somut adımların atılmasını talep edeceğiz.  Her Ramazan ayının son Cuma gününde, Dünya Kudüs Günü dolayısıyla tüm dünya halkları bir araya gelerek, Filistin’de zulmün son bulması ve fiili adımların atılmasına yönelik çaba sergilenmektedir. Bizlerde bu kapsamda, sergilenen her türlü çabayı destekliyoruz." dedi.

"Dünya Kudüs Günü’nün önemine binaen, Kudüs İslam aleminin kalbi durumundadır"

Alpaydın, Filistin'de zulmün 70 yıldır devam ettiğini belirterek, "Filistinli Müslüman kardeşlerimize yönelik siyonist vahşilerin saldırıları kadar, siyonistlerle ticari, ekonomik, siyasi, bürokratik işbirliği içinde olan kukla ve maşa yöntemlerin de büyük bir payı vardır.  Söz konusu kukla devletlerin ve yönetimlerin, Gazze ve Kudüs başta olmak üzere Filistin’in karış karış topraklarında işgalin yayılmasına neden olmuştur.  Genişleyen işgal ile birlikte tüm dünya istikbarını arkasına alan Siyonistler, mazlum Filistin halkına her türlü zulüm, baskı, cinayet, alıkoyma, zindanlara atma, yerinden ve yurdundan etme, evlerin yıkılması, bağ ve bahçelerinin talan edilmesi, cinayet ve soykırımların yaşanması tam 70 yıldır devam etmektedir. İki milyarlık İslam aleminin ve Müslüman liderlerin, Kudüs’ün kutsiyetinden uzaklaşmasından dolayı; bir avuç siyonist, Filistinli kardeşlerimize her türlü zulmü yapmaktadır. Özellikle kendi tahtlarını, mevki ve makamlarını mazlumların kanı üzerine kurup bu zulümlerin yapılmasına ortak olanlar, kardeşlerimize ihanet etmekle birlikte söz konusu zulüm ve baskıların yaşanmasına neden olmaktadırlar.  Geçici bir dünyalık için maddeperest bakış açısıyla ve maneviyattan uzaklaşanlar; bu zulümlerin yaşanmasına çanak tutmuş ve Filistinli kardeşlerimizin her türlü zulmü görmelerini reva görmüş ve peşkeş çektirecek adımları atmalarına neden olmuştur. Halklar mazlum Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimize yapılan bu ihaneti asla  unutmayacak, unutturmayacak ve af etmeyecektir. Zulümle abat olunmaz kaidesine binaen, bu zulümlere ortak olanlar elbette hem dünyada hem ahirete hüsrana uğrayacaklardır." ifadelerini kullandı.

"Dünya tarihinde ender rastlanan büyük bir zulüm ve soykırımın yaşanmakta"

Gazze'de işlnen soykırımın insanlık tarihinde çok az görüldüğüne dikkat çeken Alpaydın, "Gazze’ye yönelik yapılan saldırılar dünya tarihinde ender rastlanan büyük bir zulüm ve soykırımın yaşanmasına neden olmuştur. Bu soykırımda siyonistler kadar, siyonistlere her türlü desteği sağlayarak, ellerine mazlumların kanını bulaştıranlar, tarihin karanlık sayfalarında zulme ortak olmakla anılacaklardır.Tüm dünya şahit oldu ki şu mübarek Ramazan ayında, şeytanların zincire vurulduğu bir atmosferde şeytandan daha şeytan olmuş insan müsveddesi Siyonistler ve onların işbirlikçileri ümmetin kalbi olan Kudüs’ü ve Gazze’yi paslı hançerleriyle yaralamış ve bunun neticesinde arşı alayı titretecek büyük mezalimler yaşanmıştır. Gazze’ye yapılan saldırılar ve katliamlara karşı, başta İslam alemi olmak üzere tüm dünya kamuoyunun üç maymunları oynayarak, zulme sessiz kalmasının ve zulme karşı dur diyecek fiili adımların atılmamasının hüznünü yaşamaktayız." şeklinde konuştu.

"Kudüs sıradan bir toprak parçası değildir"

"Müslümanların ilk kıblesi ve Müslümanların üçüncü haremi şerifi olan Kudüs sıradan bir toprak parçası değildir." diyen Alpaydın, şöyle devam etti:

 "Mekke’nin ve Mescidi haramın çevresi ne kadar mübarek ve dokunulmaz ise Kudüs, Mescidi Aksanın da çevresi aynı şekilde mübarek ve dokunulmazdır. Mübarek beldelerin dokunulmazlığı, orada yaşayan insanların emanet ve emniyette olması, hatta çevresindeki hayvanların bile emniyette olması Müslümanların sorumluluğunda olup, ben Müslümanım diyen, ben insanım diyen her kesin boynunun borcudur. İslam aleminin dünyevileşmesi ve kapitalist çarkların arasında kendini yitirmesi, Müslüman devletler başta olmak üzere ben Müslümanım diyen her sorumluluk sahibi kendi sorumluluklarını yerine getirmediği için bu beldelerin kutsiyetine halel getirecek adımların atılmasına neden olmuştur. Bu esaretin meydana gelmesi kendiliğinden olmadığı gibi, zulme rıza ve duyarsızlıkta kendiliğinden olmadı. Dünya istikbarını arkalarına alan Siyonistler, yeni dünya düzeninde sermaye ve malı öne sürerek, birçok ülkenin ekonomisini, kültürünü, değerlerini asimile edecek programlara tabi tutular. Bunun neticesinde duyarsız bir toplum, duyarsız devlet liderleri meydana getirdiler."

"Kudüs ve Mescid-i Aksa vahşi siyonistlere peşkeş çektirilmektedir"

Kudüs'ün bilinçli bir şekilde sahipsiz bırakıldığını dile getiren Alpaydın, "Müslüman liderler ve halklar,  dünya malına daldılar; mevki, makam, şan ve şöhret uğruna bu kutsal beldelerimize yapılan saldırılara karşı izzetlice direniş sergileyecek iradeyi ortaya koymadılar. Bu yüzden tam 70 yıldır, Kudüs ve Mescid-i Aksa vahşi siyonistlere peşkeş çektirilmektedir. 70 yılı aşkındır siyonist çetelerin işgal ve baskılarından dolayı Kudüs esaret altında inlemektedir.  Kudüs'ün boynu bükük, Müslümanların izzetlice direnişiyle kurtuluşu beklemektedir. Kudüs asrının Selahaddin-i Eyyubi'sini ve Abdülhamid Han'ını beklemektedir. Gazze’de mazlum kardeşlerimiz tarihte örneğine az rastlanacak türden büyük bir zulümle karşı karşıya kalmaktadırlar. Siyonistler yapmış oldukları bu zulmü güçlü olduklarından dolayı değil, Müslümanların zayıf olmasından dolayı da değil, ümmetin ihtilaf ve ayrılıklarından dolayı yapmaktadır. HAMAS’ın 7 Ekim’de yapmış olduğu Aksa Tufanı operasyonuyla yenilmez denilen güçler hezimete uğramıştır. Bunun neticesinde HAMAS’ın askeri başarısı, uluslararası sistemde nihai ve büyüyen bir talep olarak bağımsız Filistin devleti kurulma çağrısı, Batılı entelektüellerin ve dünya halklarının desteğinin artmasına neden olmuştur. Tüm dünya kamuoyunun HAMAS'ın siynonist esirlere insani davranarak,  siyonist esirlerin takasında siyonist çetelerin tıkanması ve kalıcı ateşkese yanaşmaması, siyonist işgal toplumunun kendi aralarında ihtilaflara düşmesine neden olmuştur. HAMAS’ın siyonist işgale karşı ek cepheleri açması, siyonist rejimde yaklaşık 80 bin işgalcinin bölgeden tahliye edilmesi, dünya çapında siyonzime karşı öfke dalgasının yayılması, işgalin siyasi izolasyonu iyi okumak gerekmektedir." dedi.

Gazze halkına karşı soykırım suçları işlendiğine dikkat çeken Alpaydın, "Adeta köşeye sıkışmış sırtlan sürüsü misali tüm dünya halklarının lanetine uğramış siyonistler, yaşadıkları hezimeti ve yenilgiyi hazmedemediğinden dolayı mazlum Gazze halkına karşı soykırım suçları işlemektedir. Abluka ve ateş altındaki Gazze’de siyonist çetelerin soykırım ve katliamlarından dolayı 34 bin kardeşimiz şehid olurken, 76 bin kardeşimizde yaralandı. Şehid edilenlerin yüzde 44’ünü çocuklardan oluşurken, şehid olan çocuk sayısı 15 bine ulaştı. Yaşana bu mezalime ayrıca insani koridorun açılmaması ve bir halkın kıtlıkla ölüme terkedilmesi kabul edilmez." ifadelerini kullandı.

Peygamber Sevdalıları olarak  insanlığa seslenen Alpaydın Peygamber Sevdalıları olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:

HAMAS’ın dünya kamuoyuna, devletlere ve uluslararası aktörelere yapmış oldukları ateşkes çağırısı karşılık bulmalı, bu konuda ciddi adımlar atılmalıdır.

İşgal çetesi siyonistlerin Gazze’ye yönelik saldırıları durdurulmalı ve Gazze’den çekilmesi sağlanmalıdır.

Yerinden edilmiş tüm Gazzeli kardeşlerimiz koşulsuz olarak kendi yaşadıkları yerlere geri dönmelidir.

Gazze’ye yönelik insani yardım koridoru açılmalı ve yıkılan şehirlerin yeniden inşası sağlanmalıdır.

Esir takası anlaşması kapsamında siyonist zindanlarında esir edilen Filistinli kardeşlerimiz serbest bırakılarak özgürlüklerine kavuşmalıdır.

“Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

Alpaydın, son olarak, "Peygamber Sevdalıları olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; canımızla, kanımızla, malımızla ve evlad-u iyalimizle ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin’in ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız." dedi. (İLKHA)