Dünya

Allah bizi seviyorsa neden şeytanları üstümüze salıyor?

Allah bizi en çok seven ve bizim kötülüğümüzü istemeyen kendisi olmasına rağmen neden bunu söylüyor? “Görmedin mi? Biz, inkarcıların üzerine kendilerini isyana itip duran şeytanları saldık.” (Meryem 83)

Abone Ol

Öncelikle ifade edelim ki, inkârcılar, şeytanların etkileyici konumları altında kalıyorlar. Şeytan kötü ahlak ve niyetli olan bu tür insanlardan başka kimseye musallat olamaz. Yani şeytanları kendilerine musallat edenler kendi inkârlarıdır, paratoner gibi çekiyorlar.

Ateşe elini sokanın elbette eli yanacak, lağım çukuruna girenin elbette bedeni pis kokacaktır, zehir içen elbette hastalanacaktır…

Yüce Allah’ın şeytanları inkârcıların üzerine göndermesi iki şekilde yorumlanmıştır:

a) Bundan maksat kâfirlerin inkâr ve isyanda direnmeleri sebebiyle Allah’ın onları şeytanlara karşı korumamasıdır.

Zaten şeytanın hiçbir yaptırım ve zorlama gücü yoktur. Nitekim bir ayet meali şöyledir:

İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır." (İbrahim, 14/22)

b) Allah’ın, şeytanları inkârcıların üzerine musallat kılmasıdır.

Kâfirler, inat ve ısrarla inkârlarını, Allah ve Peygamber’e karşı düşmanlıklarını sürdürürlerse Allah da onlara şeytanları musallat eder. Şeytanlar onlara vesvese verir ve kötülükleri güzel gösterirler. Neticede onlar her türlü kötülükleri yaparlar, bu sebeple cehenneme girerler. Zuhruf suresindeki ayetler bu yorumu destekler:

Kim Rahman'ı zikretmekten gafil olursa, yanında ayrılmayan bir şeytan ona mu­sallat olur. Şüphesiz hu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar kendilerinin doğru yolda olduklarım sanırlar. O şeytan dostu kimse, en sonunda bize gelince, arkadaşına; “Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı, ne kötü arkadaşmışsın!” der. Zulmettiğiniz için bugün size hiçbir fayda vermeyecektir. Çünkü siz, azapta ortaksınız. Sağırlara sen mi işittireceksin yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola seti mi ileteceksin? (Zuhruf, 43/36-40)

Özetle söylemek gerekirse, şeytanın kendilerine musallat olmasına neden olan kişinin inkârıdır. Bu inkârları, mıknatıs gibi şeytanı kendilerine çekmektedir. Şu hâlde bunun sorumlusu kendisidir.

Demek ki, şeytanın kâfire musallat olmasının nedeni, onun inkârıdır.