(Ey müminler!) Siz hoşlanmasanız da savaş size farz kılındı. Ancak sizin için hayırlı olduğuna inanmasanız da, bazen hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Yine de Allah, sizin için neyin hayırlı olduğunu daha iyi bilir, siz bilemezsiniz.
Sana, haram aylar hakkında soru soruyorlar. De ki: "Haram aylarda savaşmak büyük bir günahtır. Ancak Allah'ın yolundan alıkoymak, O'na karşı gelmek, Mescid-i Haram'ı ziyaret edenlere engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük bir günahtır. Allah yolundan çevirmek ve inançtan döndürmeye çalışmak, insanları öldürmekten daha büyük bir günahtır." Eğer güçleri yetseydi, sizi dinden döndürmek için savaşmaktan geri durmazlar. Sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünyada yaptıkları ve ahiretteki amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.
İman edip Allah yolunda hicret eden ve cihad edenler ise Allah'ın rahmetini umarlar. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
(*) Bu ayetlerde Allah, savaşın hoşlanılmasa da gerektiği durumlar olabileceğini bildiriyor ve insanların göremediği hayırların olabileceğini vurguluyor. Olayları Allah'ın perspektifinden görmek ve O'nun bilgisine dayanmak önemlidir.
(**) Haram ayların ihlali ve savaşın bu aylarda yapılmasının ciddi bir günah olduğu ifade ediliyor. Allah'ın yolundan alıkoymak ve inançtan döndürmeye çalışmak ise daha büyük bir günah olarak kabul ediliyor.
(***) Dininden dönenin, toplumda büyük bir fitne kaynağı olabileceği belirtiliyor. Dinini terk eden bir kişi, toplumsal huzuru ve düzeni bozabilir.
Bu ayetler, insanlara savaşın ve çatışmanın bazı durumlarda kaçınılmaz olabileceğini, ancak bu tür durumları değerlendirirken Allah'ın bilgeliğine ve hikmetine güvenmeleri gerektiğini anlatır.
