Bursa'nın İnegöl ilçesinde geçtiğimiz günlerde yaşanan olay, süresiz nafaka mağduriyetini tekrar gündeme getirdi.
81 yaşındaki Zühtü Şirin isimli şahıs, boşandığı eşinin nafakasını geciktirdiğinden dolayı şikayet üzerine tutuklanıp mahkum edilmişti.
Olayın duyulması ve kamuoyu oluşmasının ardından devreye giren kişi ve kişilerce Şirin'in geciktirdiği nafakası ödendi ve serbest bırakıldı.
Konu ile ilgili İLKHA mikrofonlarına konuşan Avukat Enes Kiraz, yaşanan durumun hukuka son derece aykırı olduğu dile getirdi.
Kiraz, 81 yaşındaki Zühtü Şirin'in mahkum edilme sürecini anımsatarak şunları söyledi:
Av. Enes Kiraz
'Bursa'da 20 yıl önce boşandığı eşine, geçtiğimiz ay nafaka ödemeyi unutan 81 yaşındaki Zühtü Şirin cezaevine girdi. Avusturalya'da yaşayan eski eşinin şikayeti sonucu cezaevine girmiş ve iki tarafın da ekonomik durumu araştırılmadan doğrudan yaşı bir hayli ilerlemiş olan Zühtü Şirin hapse mahkûm edilmiştir. Yoksulluk nafakasını düzenleyen Türk Medeni Kanunu'nun 175. Maddesinde, 'Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.' denilmek suretiyle kusuru ağır olan eşin yoksulluk nafakası alamayacağı ve yoksulluk nafakasının, nafakayı ödeyecek kişinin mali gücü oranında belirleneceği belirtilmiştir. Eski Medeni Kanunu'nda yer alan nafakaya ilişkin 144. Madde hükmünde ise kabahatsiz olan karı yahut koca, boşanma neticesi olarak büyük bir yoksulluğa düşerse, diğeri boşanmaya sebebiyet vermemiş olsa dahi kudreti ile mütenasip bir surette bir sene müddetle nafaka itasına mahkûm edilebilir denilmektedir.'
'Nafakanın en önemli unsuru eşler arasında orantının sağlanmasıdır'
Kiraz, süresiz nafaka mağduriyetlerinin önceki örneklerinden de bahsederek, 'Bizce Eski Medeni Kanun Hükmü, olay bazında tekrardan değerlendirilmesi kaydını düşerek daha makul bir hükümdür. Yeni Medeni Kanunumuzda yer alan hüküm ne kadar yoksul kalan eşin maddi durumunu korumaya ve düzeltmeye yönelik olsa da bu durum yaşanılan olaydaki gibi mağduriyetlere yol açmaktadır. Yoksulluk nafakasının en önemli unsurlarından biri de eşler arasında bunun orantısının sağlanmasıdır. Nitekim daha önce duymuş olduğumuz emekli Adem Boyacı örneği. Bin 500 lira emekli maaşı olan kişi, 2 bin lira nafaka ödemek zorunda kaldı. Adem Boyacı'nın çalışmadığını da biliyoruz. Bu tarz durumlara ilişkin duymadığımız belki birçok sorun ve problem bulunuyor.' şeklinde konuştu.
'Zühtü Şirin'in hapse atılması hukuka, hakka aykırıdır'
Kiraz son olarak, 'Bu bilgilerle birlikte açık bir şekilde süresiz nafakanın doğrudan bir hüküm niteliği taşıması bildiğimiz, bilmediğimiz birçok problem oluşturmaktadır. Bu sebepten ötürü kanaatimizce kanuni düzenlemenin revize edilerek her iki tarafında mağdur olmayacağı adil bir nafakaya hükmedilmesi ve bunun da kişilerin ekonomik durumu doğrultusunda denetimi gerekmektedir. Bu nedenden ötürü ise Zühtü Şirin isimli amcamızın sadece nafakasını ödemedi veya ödeyemedi diye hapse atılması hukuka, hakka ve hakkaniyete son derece aykırı bir durumdur. Her ne kadar sonradan devreye girilip Zühtü Şirin tahliye edilmiş ve durum çözülmüş olsa da bu olayın yaşanması dahi ülkemiz adına utanç vericidir.' diye kaydetti.