Doğru Haber Gazetesi köşe yazarının yazısı: Gazze’deki vahşetin boyutları gittikçe farklılaşıyor. Bombalar, füzeler, zırhlı araçlar ve kimyasal silahlarla yapılan vahşete şimdi de açlık, susuzluk ve hastalık eklenmiş durumda.
Dünyanın gözleri önünde bombalarla imha edilmeye çalışılan Gazze’ye bir lokma ekmek, bir yudum suyun girişi de tamamen bu zalim ve alçakların iznine bağlı. İnsanlık utanmalı!
İki milyondan fazla insanın açlık ve susuzlukla karşı karşıya kaldığı Gazze’de açlıktan ölümler ve yetersiz beslenmeye bağlık hastalıklar baş göstermeye başladı.
Sünnetullah gereği olsa gerek insanlık test edildi, ediliyor. Yaşanan vahşet karşısında elleri-kolları bağlı gibi duran ve sadece sözle tepki gösteren bir yığın dünyanın nasıl kuşatıldığı şimdi daha ayan beyan oldu.
Büyük bir zihin işgaliyle karşı karşıya kalan insanlık, Gazze’ye gömüldü ve böylece Gazze’den yükselen insanlık dersleri ise dünyayı utandırdı.
7’den 70’e kahramanlık destanını yazan Gazze’liler; bize Ashab-ı Kiram’ı, Selef-i Salihin’i ve Kudüs’ün Fatihi Selahaddin’i hatırlattı, hatırlatıyor.
Tüm ambargolara karşı ‘Allah bize yeter’ diyerek dünyadan bir anlamda ümitlerini kesen o bir avuç kahraman Müslümanı, tarih unutmayacaktır. Onları çağımızın Selahaddinleri diye altın harflerle kaydedecektir.
Gerçekten de neredeyse her gün yüzden fazla şehit veren Gazzeli kahramanların kararlılık mesajları, bütün dünyaya ders niteliğindedir. Bütün dünyaya adeta; ‘Korkmayın, bakın bütün imkansızlıklara rağmen biz korkmuyoruz!’ diye haykırıyorlar.
Filistin’in Sesi Radyosunun verdiği bilgiye göre; dün yine Siyonist israil çetelerinin Gazze’nin güneyindeki Han Yunus şehrinin batı bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 50 kişi şehit oldu.
Bu katliamlar da diğer katliamlar gibi sessizce geçiştirilecek, çünkü dünyada maalesef Siyonist vahşilere insanlık dersini hatırlatacak izzet sahibi, güç ehli, etkili ve yetkili adam gibi adamların kıtlığı yaşanıyor.
Gazze ölürken, Gazze’de insanlık yok edilirken hala ticaretinden, konforundan, lüksünden ödün vermeyip israille bozulacak ilişkilerin neticesi üzerinden kar-zarar hesabında boğulanların vebali büyük olacaktır.
Saldırgan bir güruhun bize güya kazandırdığı üç peş kuruşun bereketi de hayrı da yoktur, olmayacaktır.
En azından saldırganların bu vahşeti devam ederken, onlara destek anlamına gelecek en ufak bir sevkiyatın olmaması gerekir.
Aksi takdirde iki dünyada da ateşin dokunması kaçınılmazdır.