Şüphesiz bu, Resul-i Ekrem'in erkeğin cinsel organına dokunması ile abdest almasını emreden hadise dayanmaktadır. Ancak başka bir rivayete göre, Resul-i Ekrem'e bu konu sorulduğunda "O ancak senden bir parça değil mi?" diye cevap vermiştir.
Bu hadisin sahih olmadığına dair bir görüş bulunmaktadır. Diğer bir görüşe göre ise bu hadis mensuhdur. Bir başka görüşe göre ise hadis muhkemdir, ancak vücubiyet ifade etmez. Abdestin emredildiği hadis ise müstehaplık ifade eder. İşte bu konuda takip edilen üç yol bulunmaktadır.
Sorulan soru, abdestin emredildiği hadisin sahihliği ve vücubiyet ifade ettiği üzerine dayanmaktadır. Bu kabule göre konuya iki açıdan yaklaşır ve şöyle deriz:
Bu, İslam'ın mükemmelliği ve güzelliğinin bir parçasıdır. Çünkü:
Cinsel organa dokunmak, cinsel ilişkiyi akla getirir. Bu genellikle cinsel organın sertleşme halidir. Dokunmadan kaynaklanan sertleşme, genellikle mezi gelmesi anlamına gelir ve insan bunun farkında olmayabilir. Dolayısıyla muhtemelen gizli ve genellikle tahakkuk ettiği için kesinleşmiş olanın yerine ikame edilmiştir.
Aynı şekilde cinsel organa dokunmak, şehevi duygulardaki enerjinin kabarmasına ve bedende hareketlenmeye neden olur. Abdest bu kabarmayı ve enerjiyi söndürür. Bu deneyimle sabittir.
Abdestin emredilmesi, cinsel organın pisliğinden veya necasetin kaynaklandığı yer olmasından kaynaklanmamaktadır. Büyük abdest veya idrara dokunma konusuyla karşılaştırılabilir. Cinsel organı burunla eşit kabul etmek ise doğru olmayan bir iddia ve yanlış bir karşılaştırma türüdür. Doğruya ulaştıran Allah'tır.