Dünya

Dünyanın göz ardı ettiği Sudan’da neler oluyor? Ümmetin kanayan diğer yarası

Dünya kamuoyunun pek dikkatini çekmeyen Sudan'da neler yaşanıyor? Ümmetin acı bir gerçeği olan Sudan, iç savaşa doğru adım adım ilerlerken, ciddi insan hakları ihlallerine sahne oluyor.

Abone Ol

İşte dünyanın pek ilgilenmediği Sudan hakkında merak edilenler ve son gelişmeler. Sudan, Ümmet'in bir diğer yaralı noktasıdır. Ülkede yaşanan iç savaşın adım adım ilerlemesiyle, Hızlı Destek Güçleri ve Sudan Ordusu arasındaki çatışmaların başlaması sonucunda, şu ana kadar 13 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 26 bin kişinin yaralandığı istatistiklere ulaşılmıştır. Ayrıca, bu savaşın etkisiyle 1,5 milyon insan ülke dışına, 6,1 milyon insan ise ülke içinde büyük çapta göç etmek zorunda kalmıştır.

Hızlı Destek Güçleri, özellikle 2003'te Darfur'da çoğunlukla Arap olmayanların hükümete karşı silahlanmasıyla başlayan iç savaşın ardından ortaya çıktı. Dönemin devlet başkanı Ömer el Beşir, Arap kökenli milislerden yardım alarak isyancılara karşı koymaya çalıştı. 2009 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde soykırım suçlamasıyla karşı karşıya kalan Beşir, milisleri kontrol altına almak istedi ve bu yapı 2013 yılında resmi olarak tanındı. Komutan Muhammet Hamdan Dagalo liderliğindeki Hızlı Destek Güçleri, sınırları koruma ve kaçakçılık operasyonları gibi çeşitli görevlere sahiptir. Güçlerin sayısına dair resmi bir istatistik bulunmamakla birlikte, 60.000 ila 100.000 asker, subay ve astsubaydan oluştuğu belirtilmektedir. Hızlı Destek Güçleri, hafif ve orta makineli tüfeklerle donatılmış, 10.000'den fazla zırhlı araca sahiptir ve ayrıca BTR hafif zırhlı birlikleri bulunmaktadır. Güçlerin kontrolündeki altın madenlerinden elde edilen gelir, 2014 ile 2016 yılları arasında 123 milyon dolara ulaştığı ve BAE şirketi Kaloti'nin desteğiyle güçlendiği belirtilmektedir. Hızlı Destek Güçleri, Sudan içinde ve dışında büyük yatırım şirketleri kurarak kaynaklarını artırmış ve Yemen savaşına katılımıyla güç kazanmıştır. BAE'nin destek sağladığı raporlar arasında askere alım ve silahlanmanın artmasına katkıda bulunması da yer almaktadır.

Ülkede devam eden iç savaşın temel nedenleri arasında Hızlı Destek Güçleri'nin ordu içinde bağımsız bir güç olarak görülmesi ve El Beşir'in devrilmesinin ardından bu güçlerin Sudan ordusuna entegre edilmesiyle ilgili yaşanan anlaşmazlıklar yer almaktadır. Ayrıca, uluslararası destekli siyasi planın uygulanamaması, sivil partilerle yeni bir siyasi döneme geçiş sürecine yönelik planın patlak vermesine neden olmuştur. Nisan ayının başlarında imzalanması planlanan nihai anlaşmanın aksamalar yaşadığı süreçte, ordunun ve Hızlı Destek Güçleri'nin iktidardan vazgeçmesi ve sivil denetim altına alınması konusundaki tartışmalar artmıştır.

15 Nisan'da başlayan çatışma, her iki tarafın birbirini suçladığı şiddet olaylarına dönüşmüştür. Ordunun, Hızlı Destek Güçleri'ni yasa dışı mühimmat depolamakla suçlaması ve Hızlı Destek Güçleri'nin ise Hartum'daki stratejik noktalara doğru ilerlerken ordunun Beşir taraftarlarıyla bir komplo içinde olduğunu iddia etmesi, çatışmanın temel dinamiklerindendir.

Son durumda, Sudan ordusunun gelişmiş kaynaklara rağmen, tahmini 100.000 Hızlı Destek Kuvvetleri'ne bağlı savaşçı ile başta Hartum olmak üzere diğer şehirlere yayılmış durumda. Ekonomik kriz ve artan insani ihtiyaçlar, çatışmanın uzaması ve tam bir insani trajediye evrilme riskini artırmaktadır. Sudan Dışişleri Bakanı Ali El Sadık Ali, geçen Nisan ayından bu yana Sudan Silahlı Kuvvetleri'nin 'sınır ötesi saldırgan milislere' karşı haklı bir savunma savaşı yürüttüğünü ifade etmiştir.