Münafıkların cehennemin en alt tabakasında olacağına dair hüküm, Kuran ayetinin açık ifadesiyle belirtilmiştir:
“Gerçekten münafıklar, cehennemin en derin tabakasındadırlar; artık onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.” (Nisa, 4/145)
Bu hükme teslim olmak, imanın doğal bir sonucudur. Dolayısıyla, münafıklık büyük ve ebedi bir suçtur.
İbnu'l-Enbari, "Allah Teala münafıkların cehennemin en derin tabakasında olduğunu beyan etmiş, Firavun'un soyu hakkında da, 'Firavun soyunu azabın en şiddetlisine sokun' (Mümin, 46) buyurmuştur. O halde hangi grubun azabı daha şiddetli olacaktır? Münafıklar mı, yoksa Firavun soyu mu?" diye sorar ve bu sorunun cevabını kendi içinde şöyle bulur:
"Muhtemelen cehennem azabının en şiddetlisi, en alt tabakasında olanıdır. Dolayısıyla, bu iki grup orada bir araya gelecektir."
Münafık, inkarını açıkça göstermeyen bir kafirden daha büyük bir cezaya tabi olacaktır. Çünkü münafık, küfür açısından kafir gibi bir durumda ve bunun ötesinde, İslam'a ve Müslümanlara alay etme gibi bir tür küfürle daha da ileri gitmiştir. Üstelik, kendilerini Müslüman gibi göstererek, Müslümanların gizli bilgilerine erişebilmiş ve bu bilgileri kafirlere iletebilmişlerdir. Bu nedenle, münafıkların ahirette yaşayacakları sıkıntı ve zorluklar daha da artmıştır.
Bu sebeplerle, Allah Teala onlara, kafirlerden daha büyük bir ceza verecektir. (Razi, Mefatih, ilgili ayetin tefsiri)
Ancak bu durum, diğer suç işleyenlerin cezalarını çekmeyecekleri anlamına gelmez. Cehenneme giren her birey, hak ettiği cezayı alacaktır. Eğer seri katiller de bu cezayı hak ederlerse, elbette onlar da cezalarını çekecektir.
Allah hükmedendir, haksızlık yapmaz; Allah adildir, zalimlik etmez. Herkesin hak ettiği cezayı tam anlamıyla alacağı bir düzen kurmuştur.