- يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دٖينِهٖ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرٖينَؗ يُجَاهِدُونَ فٖي سَبٖيلِ اللّٰهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَٓائِمٍؕ ذٰلِكَ فَضْلُ اللّٰهِ يُؤْتٖيهِ مَنْ يَشَٓاءُؕ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَلٖيمٌ
﴿٥٤﴾
Ey iman edenler! Sizden biri dininden dönerse, Allah'ın şu gerçeği ifade ettiği ayeti nasıl anlamalıyız? "Allah, o kişinin yerine, kendisini seven ve sevilen müminlere, mütevazi bir tavırla kâfirlere karşı onurlu ve güçlü, Allah yolunda cihad eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir." (Maide Suresi-54)
Dinden çıkma, Hz. Peygamber'in zamanında üç, Hz. Ebûbekir devrinde yedi, Hz. Ömer'in hilafet döneminde ise bir olayla yaşanmıştır. Bu vakalardan Esvedü’l-Ansî, Müseylimetü’l-kezzâb ve Tulayha İbni Huveylid, Resûlullah Efendimiz zamanında ortaya çıkarak peygamber olduklarını iddia etmişler; ilk ikisi Müslümanlar tarafından telef edilmiş, üçüncüsü ise tekrar İslâm’a dönerek kendisini kurtarmıştır. Hz. Ebûbekir devrinde dinden dönenler tamamen ortadan kaldırılmış, Hz. Ömer devrinde dinden dönen Cebele İbni Eyhem ise Bizans’a kaçmıştır.
Allah Teâlâ dinden dönenlere seslenirken, bu kararın sadece kişinin kendi zararına olduğunu belirtir. Önce Müslümanlar tarafından cezalandırılır, sonra da Allah, dünyada ve ahirette mutlu olmalarını istediği ve kendisini çok seven kullarını getirir. Bu kişiler, Allah'a büyük bir sevgiyle bağlı kalır ve O'na karşı gelmezler.
Bu bahtiyar insanlar, mü'minlere karşı merhametli ve mütevâzi olmalarıyla tanınır. Kâfirlere karşı ise onurlu ve çetin bir duruş sergilerler. Ayrıca, Allah yolunda cihad etmekten kaçınmazlar ve dedikodulara aldırmadan görevlerini yerine getirirler.
İslâm'dan dönme olayları daha sonraki dönemlerde de yaşanmıştır. Günümüzde misyoner etkisiyle, az da olsa dininden dönenler görülebilir. Ancak bu tür olaylar, ebedî saâdeti elinden kaçıran zavallılardan başkasına zarar vermez.
Onların yerine gelecek olan kalbleri şefkat dolu mü'minler, din kardeşlerine değer verir ve onları sevgiyle kucaklar. Fedakârlıktan kaçınmazlar ve böylece birlikte Allah'ın rızasını kazanmaya çalışırlar.
“Zenginlik arazi ve mal çokluğundan ibaret değildir. Asıl zenginlik kalp zenginliği yani kanaattir.” (Müslim)
“Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve ikiyüzlüdür.” İmam-ı Şafii (r.a)