Güncel

Filistin'e Destek Platformu: Gazze bugün yeryüzünün en büyük mezarlığına dönüşmüştür

Adıyaman'da Filistin'e Destek Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında Gazze’nin kaldırımları, sokak araları, bahçeleri hatta okullarının bile bir mezarlığa dönüştüğü ifade edildi.

Abone Ol

Adıyaman'da Filistin'e destek Platformu tarafından öğle namazı sonrası Halk Kütüphanesi yanında kitlesel basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasında, Filistin'de 117 gündür yeryüzünün en zalim, en aşağılık ve en azgın topluluğuna ve en az onlar kadar insanlıktan çıkmış ve onları destekleyen zalimlere karşı destan yazıldığı dile getirildi.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Hicri Tatar, Gazze'de bir soykırım yaşandığına vurgu yaptı.

'Çocuklar katlediliyor, hastaneler bombalanıyor'

Tatar, yaşanan katliamlara değinerek, 'Değerli Kardeşlerim, hepimiz hayatımızın en önemli imtihanlarının birinden geçmekteyiz. İnancımızın, insanlığımızın ve davamızın bizleri kardeş kıldığı yeryüzünün en şerefli insanlarına karşı açılan yeryüzünün en büyük, en acımasız ve en barbar savaşı devam etmektedir. 117 gündür bir ülke ve bu ülkenin en özgür şehri olan Gazze, içindeki tüm canlılarla birlikte vahşice yakılıp yıkılıp yok edilmeye çalışılıyor. İnsanlar açlığa, susuzluğa ve soğuğa mahkum ediliyor. Çocuklar katlediliyor, hastaneler bombalanıyor. Daha bir sürü canice eylem sistematik biçimde icra ediliyor. 7 Ekim'den önce uzun yıllardır ambargolar altında bulunan Gazze, bugün yeryüzünün en büyük mezarlığına dönüşmüştür. Öyle ki Gazze'nin kaldırımları, sokak araları, bahçeleri hatta okulları bile bir mezarlığa dönüşmüştür.' dedi.

'Gazetecileri öldüren başka bir topluluk var mıdır?'

Zulümlerini örtmek için gazetecileri öldürdüklerini dile getiren Tatar, 'Düşünün insanlık tarihinde kendilerini sağlık görevlisi olarak gösterip hastanelere giren ve hastanelerde katliam yapan başka bir topluluk var mıdır? Düşünün özellikle bebekleri ve hamile kadınları özel olarak arayıp bulup öldüren başka bir topluluk var mıdır? Düşünün insanlık tarihinde mezarlıkları bile bombalayacak kadar çığırından çıkmış, ölen insanlara bile düşman olan başka bir topluluk var mıdır? Düşünün hastanelerde hastalara bakmasınlar diye özellikle doktorları ve sağlık görevlilerini, kendi zulümlerini dünyaya yaymasınlar ve göstermesinler diye gazetecileri öldüren başka bir topluluk var mıdır? siyonistler Allah tarafından niçin lanetlendiklerini göstermek istermişçesine, bunu tescil edermişçesine azgınlıklarını bütün dünyaya gösteriyorlar.' ifadelerini kullandı.

'Azgınları değil, onların kurbanlarını, mazlumları suçluyorlar'

siyonist işgalin korunduğunu dile getiren Tatar, 'Bu zulüm devletinin yaptığı yetmiyormuş gibi dünyanın güçlü devletleri, kuruluşları ve nüfuz sahibi çevreleri de bu vahşeti 'israilin kendini koruma hakkı' kavramıyla meşrulaştırmaya çalışıyorlar ve tüm bu vahşeti icra eden zalimleri, azgınları değil, onların kurbanlarını, mazlumları suçluyorlar. Filistin halkının var olma hakkını yok sayanlar 'israilin kendini savunma hakkı' adı altında siyonist vahşete suç ortaklığı yapıyorlar. Yeryüzünün en şerefli, en yürekli ve parayla, makamla satın alınamayan yöneticilerinin bulunduğu HAMAS'ı terör örgütü olarak tanıtma ve tanımlamaya çalışıyorlar. Öyle ki bu hafta içerisinde Gazze'ye yapılan en büyük yardım çalışmasını oluşturan ve Batı ülkeleri tarafından desteklenen kısa adı UNRVA olan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına bağlı 11 ülke bu yardımları kesme kararı aldı. Şunu buradan bir kez daha haykırıyoruz ki HAMAS, Filistin'in en gür sesidir, Gazze'nin seçilmiş siyasi otoritesidir, halkının umududur. HAMAS, siyonist işgalcilerin soykırımı önündeki en büyük engeldir.' şeklinde konuştu.

'İşgalcilere destek verdiğini açıklayan her kim olursa olsun yaşanan vahşetin ortağıdır'

'Bir asra yakın zamandır devam eden katliam, işgal ve hırsızlıklara karşı meşru müdafaa hakkını kullanan vatanperver mücahid Filistin halkını terör örgütü olarak niteleyenlerin siyonizmin trenine binmiş gafiller olduğunu söyleyen Tatar şöyle devam etti:

'İşgalcilere destek verdiğini açıklayan her kim olursa olsun yaşanan vahşetin ortağıdır. Bu propagandaya alet olan herkes, israilin suç ve günah defterini kabartmaya doğrudan ve dolaylı olarak destek olmakta, zalimleri sevindirip mazlumları daha da yaralamaktadır. Bütün bu yapılanlar tüm insanlığa; ilerleme, kalkınma, insan haklarına saygı, ayrımcılığa sıfır tolerans vb. söylemlerle yalan söyleyen Batı'nın, Müslümanlar ve İslami değerler söz konusu olduğunda alabildiğine vahşi, zalim ve canavar ruhlu olduğunu, sömürgecilik ruhundan bir şeyin değişmediğini bir kez daha hatırlatmıştır. Dolayısıyla bu zor süreçte insanlık, bir tarafta yaşanan vahşete destek verenler ve kayıtsız kalanlar diğer tarafta vicdanlarının çığlığına kulak verip zalime karşı ellerinden geleni yapanlar olarak ikiye bölünmüş olarak büyük bir sınavdan geçmektedir. Batıl batıllığını kayıtsız şartsız yerine getirirken Hakkın taraftarı olanlar ne yazık ki bu süreçte üzerlerine düşeni yapmamışlardır. Yeryüzündeki biz Müslümanlar ve bizlerin yöneticileri ve bizlerin kurum ve kuruluşlarımız bu süreci çok büyük bir zararla ve hayal kırıklığıyla geçirmektedir.'

'Bir ümmetin çocukları bu kadar kolay öldürülebilir mi?'

Tatar, İslam ülkelerinin sessizliğinin de kabul edilemeyeceğine değinerek, 'İslam ülkelerinin dağınıklığı, bir araya gelemeyişi, Müslüman halkın bilinçsizliği ve bu bilinçsiz toplumu yöneten satılmış ve yüreksiz yöneticilerin varlığı insanlığı kurtarmak için gelmiş hak din olan İslam'ın yücelmesindeki en büyük engellerdir. Bunlardan kurtulunmadığı müddetçe İslam ülkelerinde kan ve gözyaşı eksilmeyecektir. Tekrar ve hep birlikte bir kez daha düşünelim: Bir ümmetin toprakları bu kadar kolay işgal edilebilir mi? Bir ümmetin çocukları bu kadar kolay öldürülebilir mi? Bir ümmetin kadınları bu kadar kolay evlatsız kalabilir mi? Bir ümmetin kanı bu kadar ucuz olabilir mi? Gazze, sadece bir toprak parçası değildir, ümmetin toza toprağa düşmüş olan izzetini ayağa kaldıran bir avuç garip, bir avuç yetim ve bir avuç mazlumun bulunduğu yerin adıdır. Gazze, felç olmuş olan İslam ümmetinin hareketli ve dirençli tek noktasıdır. Şunu bir kez daha unutmayalım: Gazze düşerse Kudüs düşer, Kudüs düşerse her yer düşer. Kudüs düşerse ümmet neyi savunacak? Ümmet diye bir şey ortada kalacak mı?' dedi.

'Bugün ayağa kalkmayacaksak ne zaman ayağa kalkacağız'

HAMAS'ın meşru duruş ve haklı mücadelesinin er ya da geç sonuca ulaşacağını dile getiren Tatar, 'Medine'de Müslüman bir kadının iffetine saygısızlık eden yahudilere karşı ordu toplayan bir Peygamberin ümmeti olarak bugün Filistin'de Müslüman kadınların, kızların, çocukların mahremine el atılıyor, mahremleri kirletiliyor, daha ne olsun ümmet olarak ayağa kalkmak için daha neyi bekliyoruz? Ya bugün müdahale edeceğiz ya da hiçbir zaman müdahale edemeyeceğiz? israile verdiği zarardan yaptığı nitelikli eylemlerden dolayı yakalanıp tam 57 defa müebbed ve 650 yıl hapis cezasına çarptırılan izzetli ve cesur komutan, yaşayan şehid Abdullah Galip Bergusi'nin dediği gibi: 'Eli kalem tutanlar bu davayı yazsın, hitabeti güçlü olanlar konuşsun, herkes bir şey yapsın ama sakın sessiz kalmasın…Çünkü sessizlik öldürür.' Bu süreçte herkesi elinden geleni yapmaya davet ediyor, özellikle israilin vahşetine destek veren marka ve ürünleri boykot etmelerini hatırlatıyoruz. Zulüm ve soykırımın uzaması bizleri asla duyarsızlaştırmamalı, bu insanî ve İslami duruş, tavizsiz ve ısrarcı bir şekilde ülkemizin her köşesinde yaygınlaşmalıdır. Yaşanan katliamlara kayıtsız kalan İslam ülkelerinin yöneticilerini kınıyoruz ve onları israilin zulümlerine tepki vermeye, ses çıkarmaya, bütün siyasi, askeri ve ekonomik bağlarını koparmaya davet ediyoruz. Refah Sınır Kapısında insani yardım koridorunu dahi açmayan İslam ülkelerinin liderlerini ve uluslararası kuruluşları şiddetle kınıyor ve acilen görevlerini yapmaya davet ediyoruz. HAMAS'ın meşru duruş ve haklı mücadelesi er ya da geç sonuca ulaşacak.' ifadelerini kullandı. (İLKHA)