Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in şu sözleri nakledilir: 'Men teşebbehe bi-kavmin fe-hüve minhüm', yani 'Kim bir topluma benzerse, o da onlardandır.' (Ebû Dâvûd, “Libâs”, 5; hadis no. 4031)
Hristiyan dünyasının kutladığı yılbaşını kutlamak, İslâm'ın şahsiyetine aykırıdır. Çünkü İslâm, tek ve mükemmel bir din olarak kusursuzdur. Mükemmel olanın, artık hükmü bitmiş ve değiştirilmiş bir dinden alacağı bir şey yoktur.
Hiçbir kutsal gün, dünyevi eğlenceler, haramlar ve şeytani çılgınlıklarla kutlanmaz ya da idrak edilmez. Bu gerçek bile yılbaşı kutlamanın ne kadar yanlış bir adet olduğunu açıkça gösterir.
Namazın her rekâtında okuduğumuz Fatiha'nın son ayetinde, "…Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil." (el-Fâtiha, 7) denilerek, İslam dışındaki yolların izlenmesinden kaçınılması gerektiği vurgulanır.
Bir olayda, Abdullah bin Mesut radıyallahu anh bir düğün yemeğine davet edilmişti. Ancak, eğlence seslerini duyduğunda içeri girmemişti. Ev sahibi sordu:
'Neden içeri girmiyorsun?' diye. İbn Mesut radıyallahu anh şöyle cevapladı:
'Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştu: 'Kim bir toplumun karaltısını artırırsa, o topluma dahil olur. Kim bir toplumun yaptığı işten razı olursa, o işi yapanlarla ortaktır.' (İbn-i Hacer, el-Metâlibü’l-âliye, VIII, 319)
Abdullah İbn-i Mes'ûd -radıyallâhu anh-, şöyle demiştir:
"Elbiseler elbiselere benzeyince, kalpler de kalplere benzemeye başlar." (Vekî, Zühd, s. 597)
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri'nin bir mektubunda naklettiği olay şöyle:
'Bir hasta ziyaretinde gördüm ki, kalbi karanlıkla kaplıydı ve her çaba bu karanlığı dağıtamıyordu. Çabalarımın sonunda anladım ki, bu karanlık küfür ehlinin kötü etkilerinden kaynaklanıyordu. Bu kişinin sıkıntısı, küfür ehliyle dostluk kurmasından kaynaklanıyordu.
Sonrasında şu anladım ki, bu kişinin karanlıklarını dağıtmak için çabalamak yerinde bir hareket değildi. Çünkü bu kişinin bu karanlıklardan kurtuluşu Cehennem azabıdır, çünkü küfür ehliyle birlikte olmanın cezası budur.
Dahası, bu kişinin bir zerre imanı olsa dahi, onu ebedi Cehennem azabından kurtaracaktır. Bu imanın bereketiyle olacaktır.
Bu durumda şunu sordum: 'Bu kişinin cenaze namazını kılmak uygun mudur?' Çabalarımın ardından anladım ki, onun namazını kılmak uygun olurdu. Çünkü bazı Müslümanlar, imanlarıyla birlikte küfür ehlinin âdetlerini benimser ve onların günlerini kutlarlar... Onları küffar arasına katmak doğru değildir... Sonuçta, onların ebedi azaptan kurtulmalarını ummak yerinde olur.' (Bkz. Mektubât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. I, 266. Mektup)"