Adıyaman'da, Gazze'de yapılan katliamı tel'in ve Filistinli kardeşleriyle dayanışma içerisinde olduklarını gösterme adına Cuma namazı sonrası düzenlenen kitlesel basın açıklamasına STK ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Adıyaman İl Başkanı Mustafa Yetiş, müslümanların Filistin ve Kudüs konusunda daima uyanık olması ve orada işlenen vahşetin asla normal görülmemesi gerektiğine dikkat çekti.
Yetiş, 'Herkesin uykuda olduğu bir zaman diliminde Gazze'yi daha yoğun bir şekilde bombalamaktadır. Bunu son günlerde daha fazla artan şehidlerin, katledilen kadın ve çocukların sayısından anlıyoruz. Siyonist çete tüm İslam alemiyle, ümmetle dalga geçmekte, sizler uyuyun biz soykırıma devam ediyoruz, demektedir. İkinci sebep ise, bu vahşet ve katliam zamana yayıldıkça Allah muhafaza bu durumu sıradan ve normal görmeye başlamaktır ki, bu da siyonizmin oyunlarından biridir. İşte bu noktada çok dikkatli, uyanık olmalı ve her daim konuyu takip etmemiz gerekiyor. Bu vahşeti, işlenen cürümü kabul etmemiz ve normal görmemiz asla beklenmemelidir.' dedi.
'Kudüs tevhid akidesinin ilk merkezlerinden biridir'
Kudüs'ün Müslümanlar için önemine değinen Yetiş, 'Bugün siyonist işgal rejiminin Gazze'ye yönelik işlemiş olduğu savaş suçlarına karşı son süreçle beraber yapılması gerekenleri bir kez daha dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Her zaman ve ortamda söylediğimiz gibi biz Müslümanlar için Kudüs ve Mescid-i Aksa sıradan bir toprak parçası değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi, Peygamber Efendimizin Miraç'a çıkarken ilk uğradığı yer, tevhid akidesinin ilk merkezlerinden biridir. Bu yüzden Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa davası sıradan bir toprak davası değil, bilakis bir inanç ve iman davasıdır. Biz Müslümanlar için Mekke, Medine, Kabe ve Mescid-i Nebevi ne kadar kutsalsa aynı şekilde Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa da o kadar kutsaldır. Bu gün Filistin'de, Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'da Müslümanların inancı ve kutsalları siyonist işgalcilerin postallarıyla çiğnenmektedir. Bu kutsallarımıza sahip çıkmak namaz kılmak, oruç tutmak kadar ehemmiyetli bir ibadettir.' ifadelerini kullandı.
'Kudüs ve Mescid-i Aksa ümmetin izzeti ve namusudur'
Ümmetin izzetini ve namusunu muhafaza eden direniş hareketinin yanında olduklarını belirten Yetiş, şöyle devam etti:
'Siyonist işgal rejiminin işlemiş olduğu savaş suçlarının haddi hesabı yok. Bugün zalimin safında yer alıp, birkaç dünyalık menfaat elde etmektense, mazlum safında yer alıp kahramanca ve izzetlice dik durmayı bir şeref olarak kabul ediyoruz. Şunu unutmayalım, siyonistlerin büyük israil projesi vardır. Büyük israil projesine göre, Nil ile Fırat arasındaki tüm toprakları işgal etme gibi bir hayal dünyaları var. Bu hayal dünyalarını başlarına yıkan Aksa Tufanı hareketine ve kahraman mücahitlere çok şey borçluyuz. Bizler belki farkında değiliz, ümmetin bu yiğit evlatları, 75 yıldır sadece kendi topraklarını korumuyorlar, siyonitlerin büyük israil projesine karşı da adeta bir set olup durmaktadırlar. Böyle bir direniş olmasaydı, kim bilir büyük israil hayallerini kuran siyonistler şimdiye kadar yaşamış olduğumuz topraklara kadar işgali genişletmişlerdi. Ancak ümmetin bu kahraman evlatları kendilerini bizlere siper ederek, siyonistlerin önüne set olup durdular. Bizlere izzetli durmanın, izzetle direnmenin, zillet altında yaşamaktan ne kadar şerefli olduğunu hatırlattılar. Yıllarca tüm dünyada yanlış bir islam anlayışıyla İslamofobi oluşturarak müslümanın koyunluk bir koyun olduğunu kabul ettirenlere karşı İslam ümmetinin sinirlerinden yıllardır emperyalistlerin biz farkına varmadan aldıkları cihadın ve şehadetin tadını tekrar bize tattırdılar. Bu yüzden tüm İslam ülkeleri ve bizler direnişin kahramanlarına çok şey borçluyuz. 'Ben izzet ve şeref sahibiyim' diyen her Müslüman bu aziz ve kutsi olan Aksa Tufanı Harekatına destek vermelidir.'
'siyonist işgal çeteleri her gün savaş suçları işlemekte'
İşgalci terör şebekesinin katliamlarına değinen Yetiş, 'İşlediği savaş suçlarına büyük şeytan Amerika ve diğer batılı ülkeler destek olmakta, hatta devlet başkanları düzeyinde destek ziyaretleri dahi yapılmaktadır. Bu bize gösteriyor ki küfür tek millettir. O zaman biz de diyoruz ki, küfür tek milletse biz Müslümanlar da tek milletiz, bizler de Hazreti İbrahim'in milletiyiz ve Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ümmetiyiz. Ve bugün bu zulme karşı tek millet ve tek ümmet olma vaktidir.' şeklinde konuştu.
İslam ülkelerinin liderlerine, İslam alemine ve tüm Müslümanlara seslendiklerini dile getiren Yetiş, maddeler halinde yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
1- İslam ülkeleri, siyonist işgal rejiminin saldırılarını derhal durduracak ciddi adımlar atmalıdır. Siyonist israil, kınama, savaş hukuku gibi tabirlerden anlamıyor. Bu yüzden israil anlayacağı dilden kesin ve net yaptırımlarla cezalandırılmalıdır.
2- israile karşı ekonomik, diplomatik, ticari, stratejik tüm kanallar kapatılmalı, elçilikler sınır dışı edilmelidir. Özellikle ülkemizde bulunan ve siyonist işgal çetesinin güvenliğini sağlamak için kurulan Malatya Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. Ülkemizin her yerinde en üstten aşağıya kadar hem bu saldırılara tepki verecek hem de topraklarımızın içinde böyle bir üssün çalışmasına ve barbarlığa hizmet etmesine göz mü yumacağız? Bu asla kabul edilecek bir şey değildir.
3-Gazze'ye acil olarak insani yardım koridoru oluşturulmalıdır. İlaç ve gıda başta olmak üzere tüm insani yardımlar acilen ulaştırılmalıdır. Refah Sınır Kapısı'ndan birkaç gündür gönderilen insani yardımlar asla yeterli değildir. Ve yardımlar için israilin onayı olmaksızın hemen ivedilikle ulaştırılmalıdır.
4- Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkeleri, direniş hareketlerine askeri, istihbari ve lojistik destek verilmelidir. Nasıl ki Azerbaycan-Ermenistan savaşında Dağlık Karabağ meselesinde SİHA'lar Azerbaycan'a gönderildiyse aynı şekilde Filistin'deki direniş kahramanlarına SİHA'lar ivedelikle gönderilmelidir. Çünkü siyonist çete güçten ve kuvvetten başka bir şeyden anlamıyor.
5- Müslüman ülkeler, 'Aksa Devletler Topluluğu' veyahut 'Aksa Birliği' adı altında çatı oluşturarak, askeri, ekonomik, ticari, kültürel, diplomatik ve siyasi birliktelikler oluşturulmalıdır. Ve bunun ilk adımı olarak İslam ülkelerinin devlet liderleri bir araya gelerek, 'Aksa Kuvvetler Birliği'ni kurmalıdır.
6- Dünyanın dört bir yanında, israilin çocuk, kadın, yaşlı ve sivilleri katletmesine seyirci kalmak istemeyip, israile karşı Mescid-i Aksa'nın muhafızlığını yapmak isteyen halklara kolaylık sağlanmalıdır. Filistinli direnişçilere katılmak isteyip gönüllü olarak siyonist işgal çeteleriyle çarpışmak isteyenlere, 'Mescidi Aksa Muhafızları Gönüllü Alayı' oluşturmak için, imkan sağlanmalıdır.
Ve biz Müslüman toplulukların fert ve toplum olarak yapması gerekenler:
Meydanları asla boş bırakmayacağız. Bu direniş zafere erene kadar her şeyimizle sivil direnişimizi sürdüreceğiz. Basın açıklamalarından, meydanlara toplanıp etkinlikler yapmaktan bir şey çıkmaz demeyelim. Mücahidler o mübarek topraklarda bir direniş ortaya koyarken ve Allah'ın izniyle azizlerden olup zafere giden yol gözükmüşken bu direnişte karınca misali bizim yaptığımız nedir, ona bakalım. Direniş zafere ererken küçük de olsa maddi ve manevi desteklerimizle bizler de Allah'ın izniyle aziz olanlarla beraber olacağız. Ve bu vesileyle birlik ve beraberliğimizi ortaya koyalım.
Filistin ve Yahudi tarihini iyi okuyalım, hatırlayalım ve çocuklarımıza, ailemize ve çevremize anlatalım. Anlatalım ki bu zihniyetin kıskançlıktan ötürü öz kardeşleri Hazreti Yusuf'u nasıl ölüme attıklarını, Hazreti Yakup'a 30 yıl hüzün ve ıstırap çektirdiklerini, Hazreti Musa onları firavunun zulmünden kurtarmış olmasına rağmen arkasından nasıl şirke bulaştıklarını ve 40 yıl Allah'ın cezalandırmasını hak ettiklerini, yine haddi aşmaları sebebiyle Allah tarafından 'aşağılanmış olarak maymunlar olun' cezasına çarptırıldıklarını, Hazreti Zekeriya ve daha nice peygamberi gözlerini kırpmadan şehit ettiklerini, Hazreti Yahya'nın başını kestiklerini… ve tahrif ettikleri Tevrat'ta kendilerinin üstün ırk olup diğer tüm insanların ölüme müstahak olduklarını çocuklarına ezberlettiklerini hatırlayalım ve yaptıkları vahşetin sebebini öğrenelim.
Kur'an'dan ve tarihten anladığımız bu düşünce yapısının ahiret hesabı olmadığı gibi dünyaya, mala ve yaşama herkesten daha fazla bağlıdırlar. Öyleyse ne kadar kendi ürettikleri mal varsa ve kendilerine hangi firmalar maddi destek sağlıyorsa hep birlikte bunları boykot edelim. Çünkü siyonizme direk veya dolaylı yardım eden her ürünü aldığımızda bilelim ki onların katliamlarına destek çıkıyoruz.'
'Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız'
Yetiş son olarak, 'Rabbimiz, 'bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla' diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? Nisa Suresi'nin 75'inci ayetinde Rabbim bizlere bu şekilde hitap ediyor.
Biz burada tüm İslam ülkelerine ve devlet idarecilerine hayır ve iyilikten başka bir şey demedik ve hakkı hak, batılı batıl olarak söylemeye devam edeceğiz inşallah. Allah'ım sen şahit ol, biz üzerimize düşeni söyledik ve nasip olursa söylemeye devam edeceğiz. HÜDA PAR olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; canımızla, kanımızla, malımızla ve evlad-u iyalimizle ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın ve Müslüman kardeşlerimizin yanındayız. Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden her meşru eylemin yanındayız ve destekçisiyiz. Bu yolda üzerimize düşen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Filistin halkına selam olsun! Aksa Tufanı operasyonuna selam olsun! Kahraman mücahitlere selam olsun! Direnişe ve dirilişe selam olsun! Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi hepinizin üzerine olsun.' ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması Mehmet Tahir Durmuş'un kıldırdığı gıyabi cenaze namazı ve yapılan duanın ardından son buldu. Basın açıklamasının ardından toplanan kalabalık sessiz bir şekilde dağıldı. (İLKHA)