Faydalı Bilgiler

İslam'da Akraba Ziyaretinin Önemi

İslam'da akraba ziyaretinin önemi nedir? Akraba ziyaretleri neden önemlidir? Peygamber (s.a.s.) Efendimiz akrabalarına nasıl davranırdı? Akraba hakları ile ilgili ayet ve hadis-i şerifler...

Abone Ol

Kişinin akrabâ ve yakınlarıyla ilişkisini devam ettirmesi, onları koruyup gözetmesi, yani sıla-i rahimde bulunması, dinimizin çok önem verdiği esaslardan biridir. Çünkü Cenâb-ı Hak, akrabaları birbirlerine mirasçı kılmış, aralarındaki bağları kuvvetlendirmek için bazı haklar ve görevler belirlemiştir.

AKRABA HAKKI İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Akraba çevresi, insanı maddi ve manevi kötülüklerden koruduğu gibi çeşitli hayır ve salih amellerin işlenmesinde de yardımcı olur. Peygamberler, tebliğlerine akrabalarından başlamışlardır. Yine onlar, akrabalarının desteğiyle tebliğ görevlerine devam etmişlerdir.[1] Örneğin, Şuayb -aleyhisselâm-'ın azgın kavmi ona şöyle demişti: "...Eğer kabîlen olmasaydı mutlaka seni taşlayarak öldürürdük..." (Hûd, 91).

Bu nedenle Müslüman, dini ve dünyevi konularda yakınlarına faydalı olmak ve onlardan hayırlı işlerde yararlanabilmek için akrabalık bağlarını sürdürmeli ve "sıla-i rahim" görevini asla ihmal etmemelidir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "...Akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (en-Nisâ, 1)

"Anaya, babaya, akrabaya... iyi davranın..." (en-Nisâ, 36)

Cenâb-ı Hak, "rahim" diye adlandırılan akrabalık bağına, Rahmân ism-i şerifinden türeyen bir isim vermiş ve şöyle buyurmuştur: "...Ona riayet edene Ben de iyilik ve ihsanda bulunurum. Onu koparanı da lutuf ve merhametimden mahrum bırakırım." (Ebû Dâvûd, Zekât, 45/1694)

Demek ki akrabalarla ilişkiler, Cenâb-ı Hakk'ın Rahmân sıfatının bir yansıması olarak merhamet ve şefkat temelleri üzerine inşa edilmelidir. Şu hadis-i şerif verilerinde Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:

"Birbirinizi sevin, birbirinize iyilik yapın, aranızdaki bağı koparmayın, birbirinize kin tutmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinizi aldatmayın, birbirinizi kıskanmayın; Ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir, ona zulmetmez, onu tehlikeye atmaz ve onu aldatmaz. Kim, kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim, bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da onun dünya ve ahiret sıkıntılarını giderir. Allah, kimin bir müslümana yardım etmesini isterse, o kişinin işlerini düzeltir. Kim, bir müslümanı örterse, Allah da kıyamet günü onu örter." (Tirmizi, Birr, 14)

Bu hadis-i şerif, akrabalık ilişkilerinde sevgi, yardımlaşma, sadakat ve merhamet gibi değerlerin önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, Müslümanlar arasında kardeşlik bağının güçlü olması gerektiği, birbirine zarar vermekten kaçınılması ve yardımlaşmanın teşvik edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.

Akraba ziyaretleri, bu kardeşlik bağlarının sürdürülmesi ve güçlendirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Akrabalar arasında düzenli olarak gerçekleştirilen ziyaretler, sevgi ve bağları pekiştirir, yardımlaşmayı artırır, aile birliğini korur ve toplumun dayanışmasını güçlendirir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kendisi de akrabalarına önem verir ve onlara yardım ederdi. Onun akrabalarına gösterdiği sevgi, örnek davranışlarıyla Müslümanlara akraba ziyaretinin önemini anlatmıştır.

Sonuç olarak, İslam dini akraba ziyaretini önemli bir ibadet ve toplumsal sorumluluk olarak değerlendirir. Akraba bağlarının güçlü tutulması, sevgi ve yardımlaşmanın yaşanması, sıla-i rahim görevinin yerine getirilmesi Müslümanlar için önemlidir. Akraba ziyaretleri, bu değerleri yaşatmanın ve akrabalık bağlarını kuvvetlendirmenin bir yolu olarak görülmektedir.

İslam’da Akraba Ziyaretinin Önemi
Bismillahirrahmanirrahim

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,

Bu hafta ki sohbetimizde akraba ziyaretinin öneminden bahsedeceğiz. Yüce dinimiz İslam akraba ziyaretine çok önem vermiş ve sırasıyla anne, baba ve diğer yakınlarla her daim iletişim halinde bulunmamızı, onların hal ve hatırlarını sormamızı ve ihtiyaçlarını gidermemizi tavsiye etmiştir.

Bu konu da Allah’ın Resulü (s.a.v.), efendiler efendisi sevgili peygamberimize bir adam gelerek: “Ey Allah’ın Resulü beni cennete koyacak bir amel tavsiye eder misiniz?” dedi.

Allah’ın Resulü (s.a.v.) adama şu cevabı verdi:

“Allah’a ibadet eder ona hiçbir şeyi ortak koşmassın. Namazı kılar zekâtı verir ve sılayı rahim yaparsın.” Buyurdular. (1)

Kardeşlerim;

Bu hadisi şerifimizde Allah’ın Resulü (s.a.v.) sılayı rahimin bizim için ne kadar önemli olduğunu beyan buyurarak. Namaz gibi zekât gibi ve tevhid akidesine sımsıkı sarılmak la aynı değerlendirmiştir. Yani kardeşlerim zekâtını vermeyen, namazını kılmayan, Allah’a şirk koşan bir insan ne ceza alırsa sılayı rahimi terk edende aynı cezaya muhatap olur demek istemektedir. Veya hadisi şerifimizde ki bahsedilen amelleri işleyenlerinde cennete nail olacağını anlamalıyız.

Zira yüce Allah (c.c.) Kuran’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.” (2)

İşte kardeşlerim bizlerde bu tavsiyeye uyalım ki bu tavsiye vesilesi ile cennete girmeye hak kazanalım.

Kardeşlerim;

Bazen kardeşlerimize bu konuda tavsiye yaptığımız vakit şöyle diyorlar: “Hocam ben gidiyorum onlar hiç bana gelmiyorlar.” Bakınız, burada ki hüner ve incelik sana gelmeyene gitmendir. Ben gideyim de oda bana gelsin diye bir maksatla gidersen bu zaten ticaret gibi olur. Karşılıklı mal alıp satmak gibi bunun bir makbüliyeti yoktur. Makbul olan ise Allah için hiçbir karşılık ve menfaat beklemeden ziyaret etmendir. Kaldı ki annemizi, babamızı ve yakın akrabamızı mecburen ziyaret etmeliyiz. Zira bu bir emri ilahidir.

Sevgili kardeşlerim;

Bir başka ayeti celilemizde yüce mevlamız şöyle buyuyor:

“Onlar ki Allah’ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesabtan korkarlar. Fakat Allah’ın tevhid akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler varya; işte bunlar, lanet onlara ve yurdun kötüsü (cehennem) de onlara.” (3 )

İşte kardeşlerim, ayeti celilemiz açık bir şekilde konumuzu bize izah etmektedir. Bizler Hazreti Piri Geylani (k.s.)’nin evlatları olarak bu düstüre uymalıyız. Akrabalarımızı ziyaret etmeliyiz. Hal ve hatırlarını sormalıyız. Onların gönüllerini her daim almaya calışmalıyız. Hasta olanları ziyaret etmeliyiz. Yardıma muhtaç olanların ellerinden tutmalıyız. Borç içerisinde olanları tesbît edip yardımcı olmalıyız. Onları sevip ve üzüntülü anlarında yanlarında olmalıyız. Bütün bunları Allah rızası için yapmalı, maddi bir menfaat beklememeliyiz.

Zira iki cihan güneşi efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin.”(4)

Bir diğer hadisi şerifimizde ise efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuyor:

“Akrabalık, arşta asılıdır. Der ki; beni gözeteni Allah gözetsin; beni terk edeni Allah terk etsin.” (5)

Diğer bir hadisimizde ise efendiler efendisi şöyle buyurmaktadır:

“Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse cennete giremez.” (6)

Bir başka hadisimizde ise efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:

“Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin.” (7)

Bir diğer hadisimiz de ise Sultanı Kibriyamız şöyle buyuruyor:

“Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz.” (8)

Bir diğer hadisi şerifimiz ise şöyledir:

“Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır.” (9)

Sevgili kardeşlerim hadisi şeriflerimizden de anlaşılacağı üzere konu çok hassas bir konu. Bu konuda hiç ihmalkar davranmamalı. Rabbimizin emirlerine ve efendimizin tavsiyelerine harfiyen uymaya gayret göstermeliyiz. Akrabalar arasında ki dargınlıkların, kırgınlıların ve küslüklerin giderilmesi sevgi bağlarının kuvvetlenmesi için çaba harcamalıyız. Ufak tefek anlaşmazlıkları ve dargınlıkları sılayı rahimi terk sebebi saymamalıyız. Bu hassas konuyu yıpratacak hiçbir hareket ve davranış içerisinde bulunmamalıyız. Kısacası kardeşlerim bu emri ilahinin dışına çıkmamalıyız. Bir ehli irfana yakışır şekilde yaşamalıyız ve diğer insanlara da yaşantımızla örnek olmalıyız.

Sohbetime burada son verirken hepinizi Aziz ve Celil olan Allah (c.c.)’a emanet ediyorum.

Selam ve dua ile…

Hizmetkâr 22.05.2013

Dipnotlar

(1) Buhari zekat 1

(2) Nisa suresi 4/1

(3) Rad suresi 13/ 21,25

(4) Buhari, ilim 37, müslim imam 74 -77

(5) Müslim, birr ve sıla 17

(6) Buhari,edep 11

(7) Buhari, edep 12

(8) Tirmizi 45

(9) Tirmizi, zekat 26