Bu kalp, hem ruhsal hem de ahlaki saflığı simgeler ve insanın Allah’a yönelmesindeki en önemli araçtır. Prof. Dr. Ömer Çelik’in yazısında da bu kavramın üzerinde durulmuş, kalb-i selîmin özellikleri, İslam alimlerinin görüşleri ve ilgili hadislerle açıklamalar yapılmıştır. İşte kalb-i selîm hakkında bilmeniz gerekenler:
Kalb-i Selîm Nedir ve Nasıl Olunur?
Kalb-i selîm, içinde hiçbir kötü düşünce, kötü huyluluk ve ameli kir taşımayan bir kalptir. Bu kalp, Allah’a tam teslimiyet içinde, her türlü şüphe, nifak ve kötü düşünceden uzak, saf ve temiz bir kalptir. Kalb-i selîm, sadece dışsal ibadetlerle değil, aynı zamanda içsel bir temizlik ve tasfiyeden geçerek ortaya çıkar. Bir insanın kalbi temiz olduğu zaman, o kişi her türlü manevi kirden arınmış olur.
İslam’da kalp, insanın iç dünyasının en önemli yeri kabul edilir. Allah, insanın ruhsal yönünü kalp ile ilişkilendirir ve bu yüzden kalbin saf olması gerektiği vurgulanır. Kalb-i selîm olmak için, insanın yalnızca dışarıya karşı değil, içsel dünyasında da temizliği sağlamak gereklidir. Bu temizlik, niyetlerin, düşüncelerin ve davranışların Allah’ın rızasına uygun hale getirilmesiyle sağlanır.
Kalb-i Selîm'in Özellikleri
Kalb-i selîm, insanın içsel dünyasında yüksek bir ahlaki seviyeye ulaşmış, Allah’a yakınlaşmayı amaçlayan bir kalptir. Bu kalbin en belirgin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
-
Küfür, Şirk ve Nifaktan Arınmış Olma: Kalb-i selîm, Allah’a ve O’nun emirlerine tam bir teslimiyet içinde olan, hiçbir şekilde Allah’a ortak koşmayan ve kalbinde şüphe taşımayan bir kalptir. Bu kalp, her türlü putperestlik ve batıl inançlardan arınmıştır.
-
İman Esaslarına Samimi Bağlılık: Kalb-i selîm, İslam’ın temel inanç esaslarına tam anlamıyla inanmış ve bu inançları hayatının her anında benimsemiş bir kalptir. Kalpte yerleşen bu iman, kişiyi doğru yola sevk eder ve onu her türlü kötülükten uzak tutar.
-
Şüphelerden ve Kötü Huylardan Temizlenmiş Olma: Kalb-i selîm, kötü düşüncelerden, kıskançlıktan, hasetten, hileden ve her türlü olumsuz huylardan arınmıştır. Bu kalp, sadece Allah’ın rızasını gözetir.
-
Allah’a Aşk ve Korku ile Dolu Olma: Kalb-i selîm, Allah’a olan derin sevgi ve korku ile doludur. Allah’a yaklaşmak için her türlü zahmet ve fedakarlığı göze alır. Bu kalp, Allah’ın rızasını kazanmak için tüm hayatını O’na adar.
-
Sünnet-i Seniyyeye Gönülden Bağlı Olma: Kalb-i selîm, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünnetlerine sadık kalır ve her zaman sünneti hayatına uygulamaya çalışır. Bid'atlerden kaçınır ve her yönüyle Peygamberimiz'in örnekliğini izler.
-
Mal ve Evlat Sahibi Olmasına Rağmen Şımarmazlık: Kalb-i selîm, mal ve evlat gibi dünyevi nimetler karşısında şımarmadan, bunları sadece Allah’ın birer emaneti olarak kabul eder ve bunlara karşı tevazuu gösterir. Bu kalp, nefsaniyetin ve bencilliğin uzağındadır.
Kalb-i Selîm'in Üç Vasıfı
İsmâil Hakkı Bursevî, kalb-i selîm'in üç önemli vasfını şöyle açıklar:
-
Hiç Kimseyi İncitmeyen Kalp: Kalb-i selîm, başkalarına karşı her zaman hoşgörülü ve affedici bir tutum sergiler. Bu kalp, kimseyi kırmaz, insanlara karşı nazik ve şefkatli olur.
-
Hiç Kimseden İncinmeyen Kalp: Kalb-i selîm, başkalarının olumsuz davranışlarından etkilenmez. Bu kalp, ne olursa olsun, başkalarının hakaretleri ya da eleştirileri karşısında sabırlı olur ve incinmez. Çünkü o, her şeyin Allah’tan geldiğini bilir.
-
Her Duygu, Düşünce, Söz ve Fiilde Allah’ın Rızasını Arayan Kalp: Kalb-i selîm, her anında Allah’ın rızasını gözetir. Yapılan her hareket, her söylenen söz ve her düşünce, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için olur. Allah’a samimi bir yöneliş ve derin bir aşk bu kalbin özüdür.
İslami Kaynaklarda Kalb-i Selîm
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde kalb-i selîm’in önemi sıkça vurgulanmıştır. İbrahim (a.s.)’ın, tertemiz bir kalp ile Allah’a yöneldiği ve bu yönelişin ona önderlik vasfını kazandırdığı belirtilir. Bakara Suresi 125. ayette, İbrahim (a.s.) ve İsmail (a.s.)’ın, Allah’a yönelirken kalplerini her türlü kötü düşünceden arındırmaları emredilmiştir. Bu, kalb-i selîm’in sahip olması gereken en temel özelliklerden biridir.
Ayrıca, kıyamet günü insanın en değerli sahip olduğu şeyin kalb-i selîm olduğu vurgulanmıştır. İbrahim (a.s.)'ın duası da bu hususa işaret eder: "O gün, mal ve evlat hiçbir fayda sağlamaz; ancak tertemiz bir kalple gelenler kurtulur." (Şuara, 26/88-89)
Kalb-i selîm, insanın Allah’a olan yönelişinin en saf halidir. Bu kalp, sadece dışsal ibadetle değil, içsel temizlik ve ahlaki olgunlukla da elde edilir. Kalb-i selîm olmak için insan, içindeki her türlü kötü duyguyu ve düşünceyi arındırmalı, Allah’a samimiyetle teslim olmalı ve O’nun rızasını her şeyin önünde tutmalıdır. Tıpkı İbrahim (a.s.) gibi, kalbini her türlü kötü düşünceden temiz tutarak, Allah’a yakınlaşmak mümkündür.