Dünya

Mossad Direktörü David Barnea, Husilerin Saldırılarına Yanıt Olarak İran'a Saldırı Çağrısı Yaptı

İsrail Dış İstihbarat Teşkilatı (Mossad) Direktörü David Barnea, Yemen'deki Husilerin füze ve İHA saldırılarına yanıt olarak İran'a saldırı yapılması gerektiğini belirtti.

Abone Ol

Haber Merkezi- İsrail basınında yer alan bilgilere göre, Mossad Direktörü David Barnea, yakın zamanda üst düzey İsrailli yetkililerin katıldığı kapalı bir toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Barnea, Yemen’deki İran destekli Husi milislerin, İsrail’e yönelik düzenlediği füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarını gündeme getirerek, bu saldırılara karşı verilecek yanıtın daha geniş bir strateji çerçevesinde planlanması gerektiğini ifade etti.

Barnea, Husilerin İsrail’e yönelik saldırılarının doğrudan Yemen’den gelmesinin yanı sıra, bu saldırıların ardında İran’ın olduğu ve İran’ın bölgedeki askeri faaliyetlerinin İsrail için tehdit oluşturduğunu belirtti.

Bu bağlamda, Mossad Direktörü, Husilere karşı bir yanıt yerine, bu saldırıların arkasındaki güç olan İran’a yönelik bir askeri müdahale çağrısında bulundu. Barnea'nın önerisi, Husilerin saldırılarının sadece Yemen'deki militanlar tarafından değil, doğrudan İran'ın desteğiyle gerçekleştirildiği düşüncesine dayanıyordu.

Yemen'deki Husilerin İsrail’e yönelik füze ve İHA saldırıları son haftalarda artarak devam ediyor. 21 Aralık’ta Husiler tarafından atılan bir füze, İsrail hava savunma sistemini aşarak Tel Aviv’e düştü. Saldırıda 16 İsrailli yaralanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu saldırıya karşılık verme taahhüdünde bulunarak, Husilere yönelik operasyonların süreceğini belirtti.

İsrail'in hava savunma sistemlerinin, bu tür saldırılara karşı yeterli olmadığı veya zamanında müdahale edemediği belirtiliyor. Bu durum, İsrail hükümeti ve güvenlik birimleri arasında stratejik değişiklikler ve yeni savunma önlemleri talebine yol açtı.

Barnea'nın İran’a saldırı önerisi, İsrail’in daha geniş bir stratejiyle bölgedeki tehditlere karşı koyma amacını taşıyor. Ancak bu çağrı, İran ile doğrudan bir askeri çatışmaya yol açabilecek bir adım olarak değerlendirilirken, aynı zamanda uluslararası toplumda büyük bir tartışma yaratması muhtemel.