Namazdan Muaf Tutulup İman Edeceklerini Söyleyenlere Cevap
Peygamber Efendimiz (s.a.v), namazdan affedilmeleri şartıyla îmâna gelip itaat edeceklerini bildiren Sakîf heyetine şu cevabı veriyor:
"Rükûsuz (namazsız) bir dinde hayır yoktur." (Ebû Dâvûd, Harâc, 25-26/3026)
Bu nebevî ikaz, hayatlarında namazı istikametli bir şekilde kılmayan müslümanların düşünmeleri gereken önemli bir uyarıdır.
Tâifliler, daha sonra putlarının üç sene daha yerinde bırakılmasını istemek gibi bir talepte bulundular, ancak bu talepleri kabul edilmedi. Sonunda îmâna geldiler, fakat Lât putunu yıkmaktan muaf tutulmak istediler. Peygamberimiz ise onlara, "İllâ siz yıkın!" diyerek ısrar etmeden Ebû Süfyân ile Muğîre'yi bu iş için gönderdi. (İbn-i Hişâm, IV, 197; Vâkıdî, III, 967-968)
Peygamberimiz, putların kalmasına karşı endişe duyduğu için bu taleplerini kabul etmedi.
Bir kötü alışkanlığı bırakan bir kişi, o alışkanlığı tedâî ettirecek şeyleri de hayatından çıkarmalıdır.
Örneğin, kumar haramdır ve zar ile iskambil kâğıtları gibi unsurlar da kumarı teşvik edebileceği için tamamen uzak durulmalıdır. "Kumarsız oyunlarda zarı kullanalım, zararı olmaz" demek yanlış bir düşüncedir.
Zinâ haram olduğu gibi, zinâya yol açabilecek davranışlar, ihtilât (karışık ortamlarda bulunma), tesettürsüzlük ve benzerleri de haramdır.
Dinimizde tevhid (Allah'ın birliği) çok önemli olduğu için, resim, heykel, biblo gibi tasvirlerin tâzîmi (tapınılması), yani duvarlara asılması da yasaklanmıştır.