Filistin

Prof. Dr. Aygan: Kudüs'teki Müslüman kardeşlerimizle aynı bilinç, dava, şuur içerisinde olmamız gerekir

Abone Ol

Müslümanların Kudüs'ün tekrar esenlik, huzur ve tevhid şehri haline gelmesi için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini ifade eden Aygan, Kudüs'ün yeniden barış, huzur ve birlik şehri haline gelmesi için Müslümanların birlikte çalışması gerektiğine işaret ederek, Kudüs'ün sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın barış ve adalet için bir araya gelmesi gereken bir sembolü olduğunu kaydetti.

Müslümanlar arasında Kudüs bilincinin canlı tutulması ve bu kutsal şehre yönelik çabaların artırılması çağrısında bulunan Aygan, Kudüs'ün Müslümanlar için ne ifade ettiğini şu sözlerle açıkladı:

"Kudüs, İslam dünyasının manevi merkezidir"

Aygan, "Kudüs'ü ilk önce şeair kavramı üzerinden izah edelim. İslam'da şiar dediğimiz, sembol ve itikatla doğrudan ilişkili olan kavramlar bulunmaktadır. Örneğin, ezan, namaz, Ramazan ayı gibi şiarlarımızın yanı sıra bazı şehirlerimiz de kutsallık ifadesiyle şiar kavramıyla anılır. Mekke ve Medine gibi şehirler İslam'ın sembol şehirlerindendir ve doğrudan inançlarımızla ilişkilidir. Kudüs de bu şehirlerden biridir ve İslam'ın sembol şehirlerinden biri olarak kabul edilir. İnanç dünyamızla nasıl ilişkilidir? Öncelikle, Kudüs tevhid şehridir. Hazreti İbrahim'in neslinden gelen peygamberlerin şehri olarak bilinir. Allah'ın vahyi Kudüs'e indirilmiş, her bir taşı ve toprağı Allah'ın vahiyleriyle temas etmiş bir şehirdir. Bu, son derece önemli bir özelliktir." dedi.

"Kudüs, siyonistlerin eline geçtikten sonra acı, kan ve gözyaşıyla anılır oldu"

Binlerce yıl boyunca Müslümanların hâkimiyetinde olan Kudüs'ün Hristiyan ve Yahudilerin Barış ve esenlik yurdu olduğunu hatırlatan Aygan, bu kutsal şehrin siyonistlerin eline geçtikten sonra acı ve gözyaşıyla anılmaya başlandığına dikkat çekti.

Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem'in son Peygamber olarak son vahye mazhar olduğunda, Kudüs'ün merkezi bir rol oynadığına dikkat çeken Aygan, "Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Müslümanlar Kudüs'e dönerek ilk namazlarını kıldılar. İsra suresinde bildirildiği üzere Hazreti PeygamberSallallahu Aleyhi Vesellem mucizevi bir olayla gece Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya yani Kudüs'e gece yürüyüşüne çıkarılıyor ki Allah'ın ayetleri orada ona gösterilsin, demek ki orada Allah'ın ayetleri var. Yine o ve etrafı mübarek kılınmıştır. Allah bir yere mübarek kılınsın diyorsa, orası Müslümanlar için kutsaldır ve büyük bir değer atfediyor. Kudüs, Müslümanlar açısından esenlik, selamet şehridir. Müslümanlar bin yıldan fazla oraya hükmettiler. Haçlıların işgali haricinde hep Müslümanların elinde kaldı. Ta ki Siyonistler orayı işgal edinceye kadar. Dolayısıyla Müslümanların elinde kaldığı o binlerce yıl boyunca esenlik, güvenlik, huzur şehri oldu. Müslümanlar için Mekke ve Medine'den sonra 3'üncü kutsal ziyaretgâh şehri oldu. Bütün insanlar, Hristiyan ve Yahudiler, Müslümanların yönetiminde orada huzur ve güvenle yaşadılar. Ama maalesef siyonizmin kurulmasıyla orası gün geçtikçe daha acı, daha fazla göz yaşı, zulüm, haksızlık ve adaletsizliğe dönüşen bir hale geldi." ifadelerini kullandı

Kudüs'ün Müslümanlar için taşıdığı önemin, sadece bir yerin işgali değil, aynı zamanda Müslümanların izzetine ve haysiyetine yapılan bir saldırı olduğunu belirten Aygan, Kudüs'ün Müslümanlar için taşıdığı önemi vurgulayarak şunları söyledi:

"Bugün Kudüs'te yapılanlar Müslümanların izzetlerine, şereflerine yapılan bir saldırıdır"

"Kudüs'ün Müslümanlar için bir tarihin, inancın merkezi olduğunu vurgulayan Aygan, "Müslümanlar, zihinlerinde her daim Kudüs bilincini canlı tutmalıdırlar. Kudüs'ün tekrar esenlik, huzur ve tevhit şehri haline gelmesi için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. Benim kanaatime göre en önemli şey, Kudüs'teki Müslüman kardeşlerimizle aynı bilinç, aynı dava, aynı şuur içerisinde olmamız gerektiğidir ki şu anki feci durum ortadan kalksın. Akidevi şiar kavramını kullanıyoruz. Sizin sembolünüz, kutsal addettiğiniz bir yer veya mekân işgal edildiğinde, tacize uğradığında veya adaletsizliğe uğradığında, sizin izzetiniz ve nefsinize bir müdahale edilmiş olur. Şu anda Müslümanların durumu budur. Müslümanların harem-i İsmetine bir saldırı var. Çünkü en kutsal olan şehre her dönem saldırı oluyor. Bu sadece oradaki müminlere yapılan bir saldırı değil, aynı zamanda Müslümanların izzetlerine, şereflerine ve haysiyetlerine yapılan bir saldırıdır. Benim bahsettiğim bilinç birlikteliği, bu şuurdur. Bu şuur olduğu müddetçe, bugün olmasa bile yarın bir gün bir Müslüman topluluk çıkacak ve Allah'ın o mübarek topraklarını tekrar eski izzetine, eski onuruna kavuşturacaktır." şeklinde konuştu. (İLKHA)