Faydalı Bilgiler

Rızık Peşinde Koşarken Rezzâk'ı Unutmak: İmtihan ve Tevekkül Perspektifi

Rızık ile İlgili Hadisler: Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) rızık konusunda çeşitli hadislerde önemli bilgiler ve öğütler vermiştir. İşte rızık ile ilgili bazı hadisler:

Abone Ol

Allah'ın Elinin Doluluk ve Cömertliği:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah’ın eli doludur. Gece gündüz yaptığı cömertçe lütuflar, O’nun elindekileri tüketmez. Gökleri ve yeri yarattığı günden beri neler verdiğini görmüyor musunuz? (Bütün bu verdikleri) Allah’ın elindeki hiçbir şeyi eksiltmemiştir. O’nun arşı, suyun üzerindedir. Diğer elinde de terazi vardır (âdildir). O, kimine az verir, kimine de çok verir." (Buhârî, Tevhîd, 19)

Rızık Konusundaki Ümit ve Güven:
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Başlarınız hareket ettiği (yaşadığınız) sürece rızık konusunda ümitsizliğe düşmeyin. Annesi insanı, kıpkırmızı ve çıplak olarak doğurur. Sonra Yüce Allah onun rızkını verir." (İbn Mâce, Zühd, 14)

Kardeşlerin Durumuna Bakma İhtiyacı:
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden aşağıda olanlara bakın; yukarıda olanlara bakmayın. Bu, Allah’ın size verdiği nimetleri küçümsememeniz bakımından daha uygun olur." (Müslim, Zühd, 9)

Kendi El Emeğinden Gelen Rızık:
Mikdâm'dan (radıyallahu anh) rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kesinlikle hiç kimse kendi el emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir..." (Buhârî, Büyû', 15)

Nimetleri Gizlememek:
Câbir b. Abdullah'ın (radıyallahu anh) naklettiği bir hadiste Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kime bir nimet verilir ve o da o nimeti dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu gizlerse, nimete nankörlük etmiş olur." (Ebû Dâvûd, Edeb 11)

Allah'ın Nimetinin Görünmesi:
Amr b. Şuayb'ın (radıyallahu anh), babası aracılığıyla dedesinden naklettiği bir hadiste Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah, nimetinin eserinin kulunun üzerinde görülmesini sever." (Tirmizî, Edeb, 54; İbn Hanbel, IV, 438)

Bu hadisler, rızık konusunda Allah'ın büyüklüğünü, insanların ümitli olması gerektiğini, el emeğiyle kazanılan rızığın değerini ve nimetlerin şükürle karşılanması gerektiğini vurgulamaktadır.

Rızık İle İlgili Ayetler:

Yunus Suresi, Ayet 31: "Eğer Allah rızkı dilediği kuluna genişletirse, onu daraltırsa, o zaman insanlar rahmetini inkâr ederler. Ancak azgın ve nankör kimse böyle yapar."

Sâd Suresi, Ayet 41: "Hatırla ki, Biz ona (Hz. Davud'a) demiri yumuşattık ve onunla zırhlar yaptık. 'Rızkını (ateşe) dökmeye devam et' dedik."

Rızık İle İlgili Hadisler:

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah’ın eli doludur. Gece gündüz yaptığı cömertçe lütuflar, O’nun elindekileri tüketmez. Gökleri ve yeri yarattığı günden beri neler verdiğini görmüyor musunuz? (Bütün bu verdikleri) Allah’ın elindeki hiçbir şeyi eksiltmemiştir. O’nun arşı, suyun üzerindedir. Diğer elinde de terazi vardır (âdildir). O, kimine az verir, kimine de çok verir." (Buhârî, Tevhîd, 19)

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Başlarınız hareket ettiği (yaşadığınız) sürece rızık konusunda ümitsizliğe düşmeyin. Annesi insanı, kıpkırmızı ve çıplak olarak doğurur. Sonra Yüce Allah onun rızkını verir." (İbn Mâce, Zühd, 14)

"Sizden aşağıda olanlara bakın; yukarıda olanlara bakmayın. Bu, Allah’ın size verdiği nimetleri küçümsememeniz bakımından daha uygun olur." (Müslim, Zühd, 9)

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kesinlikle hiç kimse kendi el emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir..." (Buhârî, Büyû', 15)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kime bir nimet verilir ve o da o nimeti dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu gizlerse, nimete nankörlük etmiş olur." (Ebû Dâvûd, Edeb 11)

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah, nimetinin eserinin kulunun üzerinde görülmesini sever." (Tirmizî, Edeb, 54; İbn Hanbel, IV, 438)

Rızık İle İlgili Özlü Sözler:

"Allah, insanları aç bırakmaz, ancak insanlar Allah'a tevekkül etmeyi unuturlar." - Hz. Ali (ra)

"Rızık deniz gibidir, içilmezse boğar, içilirse tatlıdır." - Mevlana Celaleddin Rumi

"Rızkın gelmesi zamanında olur, gitmesi zamanında olur. Her şey vaktiyle gelir ve gider." - İmam Gazali

"Rızık aramakla değil, Allah'a güvenmekle bulunur." - Yunus Emre

"Rızkı elde etmek için insanlar ararsa, rızkın kaynağı olan Allah'a değil araştırır. Rızkı Allah ararsa, rızkı kaynağı olan Allah'a ulaşır." - İmam Şafii

Bu ayetler, hadisler ve özlü sözler, rızık konusundaki Allah'ın lütfunu, insanların sabır ve tevekkülünü ve nimetlerin şükürle değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Rızık Peşinde Koşarken Rezzâk'ı Unutmak: İmtihan ve Tevekkül Perspektifi

Dünya imtihanının Leylâlarına takılıp, onların ardında Mevlâ'ya ulaşmayı unutmak, başımıza gelen her olayın ilahi bir imtihan olduğunu anlayamamak; rızkın peşinde koşarken Rızık Veren'i unutmak, nankörlüğe ve gaflete düşmek demektir. İnsan, fanî sebeplere sıkı sıkıya bağlanarak, sebeplerin ötesindeki Rabbini göz ardı edebilir.

Şeyh Sâdî'nin aktardığı bir hikayede tarîkat bir pîri, müridlerinden birine şöyle der: "Eğer insanlar, rızkı aradıkları kadar rızkı veren Allah'a bağlansalardı, meleklerin makamlarının üzerine yükselirlerdi."

Biz bu dünyaya imtihan için gelmişizdir. Ancak dünyanın geçici cazibesine kapılarak, O'nun hikmetini ve iradesini görmekte zorluk çekebiliriz. Rızkı ararken Rızık Veren'i unutmak, onu sebeplerin arkasında görmemek, aynı zamanda Allah'ın ilahi imtihanının da bir yansımasıdır.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Eğer siz Allah'a gereği gibi tevekkül etseydiniz, Allah kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları hâlde akşam doymuş olarak dönerler."

Bu yüzden rızkın peşinde koşarken bile Allah'a tevekkül etmeli, O'nun hikmetini ve lütfunu anlamaya çabalamalıyız. Rızık arayışında sebeplere sarılmak elbette gereklidir, ancak Rezzâk'ı unutmadan, O'na güvenerek hareket etmek imanımızı güçlendirecektir.