Arslan, bu coğrafyada insanların her zaman sokaklarda ve mahallelerinde hayvanlara baktığını söyledi ancak şu anda bu sayının kabul edilebilir ve yönetilebilir düzeyden çıktığını ifade etti. Bu durumun sadece insanlar için değil, hayvanlar için de büyük bir sorun olduğunu belirten Arslan, trafik kazaları, hastalık ve açlık nedeniyle ölümlerin hayvan refahına zarar verdiğini söyledi. Bu sorunun duygusal tepkilerden ziyade daha akılcı ve bilimsel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Arslan, bu sorunun çözümünün kısa vadede kolay olmadığını belirtti ve "Popülasyonun artmasıyla birlikte çözümü giderek karmaşık ve uzun süreli projeler gerektiriyor. Dünyada bu sorunu çözmüş olan ülkelerin ya uzun vadeli projeleri olduğunu ya da bizim uygulayamayacağımız radikal kararlar aldıklarını görüyoruz" dedi.
Arslan, "Tahmini olarak Türkiye'de 8 milyon sahipsiz hayvan olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Arslan, Türkiye'de 9 Temmuz 2021'de revize edilen Hayvanları Koruma Kanunu'nun tam olarak uygulanması durumunda orta vadede olumlu sonuçlar elde edilebileceğini belirtti. Ancak terk etmenin, kaçak üretimin, hayvan girişinin ve satışının devam ettiği sürece durumun daha da kötüleşeceğine dikkat çekti.
Arslan, bazı belediyelerde yasal bir zorunluluğa rağmen geçici bakımevi veya barınak bulunmadığını, ancak bazı belediyelerin hayvanseverlerin baskısıyla sorunu çözmeye çalıştığını ifade etti.