Nursi'nin gençlere yönelik tavsiyelerinden bir bölümü şu şekilde aktarılmaktadır:
Gençler, sizdeki gençlik zamanla geçip gidecek. Eğer doğru yolda ilerlemezseniz, gençliğiniz sadece dünyada değil, kabirde ve ahirette de birçok zorluk ve sıkıntı getirecek. İslam ahlakıyla gençliğin nimetini korumak için şükür, iffet, namus ve ibadetle donatmalısınız. Bu sayede gençlik manen kalacak ve ebedi bir gençlik elde edeceksiniz.
Hayatın anlamı, imanla mümkündür. İman olmazsa veya isyanla güçlenmezse, hayat sadece kısa süreli bir zevk ve lezzetle beraber, binlerce dereceden daha fazla acı ve hüzün getirir. İnsan, geçmiş ve gelecek zamanlara duyarlıdır ve akıl ile fikir sahibidir. Eğer dalâlete düşerse, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen endişeler, hayatındaki lezzeti ciddi şekilde bozar.
İman, hayata anlam katar. İman sayesinde geçmiş ve gelecek zamanlar, imanın nuruyla aydınlanır. İman, ruh ve kalpte ulvi ve manevi hazları doğurur. İslam'a uygun yaşamak, hayatın lezzetini ve gerçek zevkini bulmak için önemlidir.
Gençlik, zamanla geçer. Eğer sefahat içinde geçerse, dünyada ve ahirette birçok sıkıntıya neden olabilir. Gençler, israf ve kötü kullanım sonucu gelen hastalıklarla karşılaşabilir ve manevi sıkıntılara düşebilirler. Hastanelerden, hapishanelerden ve mezarlıklardan sorularak gençliğin yanlış kullanımının ne tür sonuçlara yol açtığı anlaşılabilir.
Frenk kültürünü taklit etmek yerine, kendi değerlerinize sahip çıkmalısınız. Avrupa'nın zulmüne maruz kaldıktan sonra, onların sefahat ve yanlış düşüncelerine neden itaat ediyorsunuz? Sefihane taklit, sadece kendi milletinize karşı bir saygısızlık değil, aynı zamanda kendi kendinizi ve kardeşlerinizi tehlikeye atmanız anlamına gelir. Bilin ki, sefahat taklidi, sadece kendi milletinize karşı bir saygısızlık değil, aynı zamanda kendi kendinizi ve kardeşlerinizi tehlikeye atmanız anlamına gelir. Sefihane taklit, hamiyet iddiasında bulunanların yalan söylediği bir yoldur ve millete yönelik bir alaydır.
Bediüzzaman Said Nursi kimdir, hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
Bediüzzaman Said Nursi, 1878 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde doğmuştur. İslam alimleri arasında önemli bir yere sahip olan Bediüzzaman, Türk-İslam dünyasında etkili bir şahsiyettir. Hayatı üç döneme ayrılır: Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said.
Eski Said dönemi, Bediüzzaman'ın doğduğu yerden medrese eğitimi aldığı dönemi kapsar. Genç yaşta ilmi faaliyetlerde bulunan Nursi, bu dönemde çeşitli medreselerde eğitim aldı ve klasik ilimleri öğrendi. Ardından Doğubeyazıt'ta Şeyh Mehmet Celalî'den dersler alarak icazet aldı.
Yeni Said dönemi, Bediüzzaman'ın İstanbul'a gidip çağdaş bilimlere yönelmesini içerir. Van Valisi Hasan Paşa'nın daveti üzerine Van'a gitti. Burada fen ilimleriyle de ilgilenerek kütüphaneleri inceledi. Doğu'da bir üniversitenin kurulması için çaba harcadı ancak bu projenin hayata geçirilememesi ve İngiliz işgali nedeniyle hapis cezası aldı. Ardından Ankara'ya giderek milli mücadeleyi destekledi ve Meclis'e davet edildi. Ancak politik sorunlar nedeniyle Anadolu'ya çekildi ve Risale-i Nur'un temellerini atmaya başladı.
Üçüncü Said dönemi, Bediüzzaman'ın Risale-i Nur'unun neşir (yayma) dönemidir. Bu dönemde öne çıkan olaylar arasında sürgünler, mahkemeler ve mücadeleler bulunur. Emirdağ, Kastamonu ve Isparta gibi şehirlerde yaşadı. Risale-i Nur'un yayılması ve anlaşılması için yoğun bir çaba harcadı. Bu dönemde birçok eserini yazdı ve talebeleriyle birlikte Risale-i Nur'u yayma çalışmalarına odaklandı.
Bediüzzaman Said Nursi, 23 Mart 1960'ta Urfa'da vefat etti. Türk-İslam dünyasında önemli bir şahsiyet olarak anılmaktadır. Risale-i Nur eserleri, İslam'ın temel prensiplerini çağdaş bir dilde açıklamasıyla tanınır ve günümüzde de önemli bir okuma kaynağı olarak kabul edilir.
Risale-i Nur nasıl bir tefsirdir, Bediüzzaman kimdir?
Risale-i Nur, Bediüzzaman Said Nursi'nin tefsir niteliğindeki eseridir. Bu kapsamlı külliyat, Kur'an'ın imanî hakikatlerini güçlü delillerle açıklamak, ispat etmek ve izah etmek amacını taşır. Risale-i Nur, sadece klasik tefsirlerden farklı olarak, aynı zamanda kelâm ilmiyle ilgili birçok konuya da değinir. Bediüzzaman'ın eserleri, tefsir alanındaki geleneksel yaklaşımlardan ayrılarak çağın şartlarına uygun, derin ve muğlak ilmî konuları ele alır.
Risale-i Nur'un öne çıkan özellikleri şunlardır:
İmanî Hakikatleri İspat: Risale-i Nur, Kur'an'ın imanî meselelerini ele alarak, bu meseleleri güçlü delillerle ispat etmeye odaklanır. İman, tevhid, nübüvvet gibi temel konular, akıl ve mantık çerçevesinde açıklanır.
Çağın Tertibi ve Üslubu: Bediüzzaman, Risale-i Nur'u çağın şartlarına uygun bir üslupla kaleme almıştır. Bu eser, özellikle 20. yüzyılın şartlarını dikkate alarak, çağdaş düşünceye hitap eder.
Kelâm İlmi: Risale-i Nur, kelâm ilmi alanında da öne çıkar. Geleneksel kelâm eserlerinden ayrılan bir tarzı vardır ve bu alanda yeni bir çığır açmıştır.
Evrensel İslamî Değerler: Bediüzzaman, eserlerinde sadece Türkiye veya belirli bir coğrafyaya hitap etmek yerine, evrensel İslamî değerlere vurgu yapar. Risale-i Nur'un ilmî anlatımı, geniş bir kitle tarafından anlaşılabilir ve takip edilebilir olmasıyla dikkat çeker.
Yaşam Bilgisi ve Ahlâki Boyutlar: Risale-i Nur, sadece akademik bir tefsir olmanın ötesinde, ahlâki değerlere vurgu yapar ve insanın yaşam bilgisini zenginleştirmeyi amaçlar. Ahlâkî konular, günlük hayatla ilişkilendirilir.
Bediüzzaman Said Nursi ise Risale-i Nur'un müellifi olarak, 20. yüzyılın önemli İslam alimlerinden biridir. 1876 yılında doğmuş ve ömrünü İslam'ın hakikatlerini anlatmaya, yaymaya adamıştır. Hem tefsir hem de kelâm ilmi konusundaki yenilikçi yaklaşımı ve çağın şartlarına uygun eserleriyle tanınır. Sadece bir alim olmanın ötesinde, İslam'ın yaşanabilir bir dini olduğunu gösteren bir örnek şahsiyettir. Bediüzzaman, Risale-i Nur eserleriyle hem dini alanda hem de dünya çapında geniş bir takipçi kitlesi kazanmıştır.