Güncel

Tükenmişlik Sendromu: Sosyal Medya Çağında Başa Çıkma Yolları

Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ, kişinin yaşamında artan bilgi yükü ve sosyal medyanın etkisiyle ortaya çıkan Tükenmişlik Sendromu'nu ele alıyor. Sendromun belirtileri ve başa çıkma stratejileri haberimizde!

Abone Ol

Günümüzde teknolojik gelişmeler ve sosyal medyanın yaygınlaşması, bireylerin yaşamında hızlı bir bilgi akışına neden olmaktadır. Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ, bu durumun bireylerde ortaya çıkardığı Tükenmişlik Sendromu'nu değerlendiriyor.

2. Tükenmişlik Sendromu Nedir? Akdağ, Tükenmişlik Sendromu'nu bireyin kariyer, arkadaşlıklar ve aile etkileşimlerindeki keyif ve başarı duygusunun azalmasıyla kendini gösteren, zihinsel ve fiziksel tükenmişlik olarak tanımlıyor. Bu sendromun özellikle meslek grupları arasında sıkça görüldüğünü belirtiyor.

3. Sosyal Medyanın Rolü: Sosyal medyanın artan rolüne vurgu yaparak, bireyin sürekli olarak yeni bilgilerle bombardımana uğramasının, Tükenmişlik Sendromu'na katkı sağladığını açıklıyor. Bilgi akışının artmasıyla birlikte, kişinin kendi önceliklerine odaklanmasının zorlaştığını ifade ediyor.

4. Belirtiler ve Risk Grupları: Tükenmişlik Sendromu'nun belirtilerini detaylı bir şekilde açıklayan Akdağ, özellikle mesleğinde titiz, mükemmeliyetçi ve yardımsever olan bireylerin daha fazla risk altında olduğunu belirtiyor. Sendromun sürekli karamsar düşünce, değersizlik hissi ve gelecekle ilgili olumsuz düşüncelerle kendini gösterdiğini aktarıyor.

5. Başa Çıkma Stratejileri: Psikolojik Danışman, Tükenmişlik Sendromu'ndan korunmak için içsel bir muhasebe yapmanın önemine vurgu yapıyor. Kişinin yaşamındaki önemli ve öncelikli konuları belirleyip, bu konulara odaklanmasının sendromu önlemede etkili olabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, bilgi bombardımanını azaltmanın ve sosyal medya üzerinden gelen faydasız bilgileri sınırlamanın da önemli olduğunu belirtiyor.

6. Sonuç: Akdağ, bireyin kendi kapasitesini aşan bir bilgi yükü altında ezilmemesi için bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. Tükenmişlik Sendromu'nun önlenmesi için bilgi akışının kontrol altına alınması ve öncelikli konulara odaklanmanın hayati önem taşıdığını belirtiyor.