Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Kasım Ayı Toplantısı, Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar, Malatya Kayısı Araştırma Enstitü Müdürü Abdullah Erdoğan, TKDK İl Koordinatörü Murat Tunç, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Bölge Koordinatörü ve Malatya Ziraat Odaları Birliği Başkanı Yunus Kılınç ve ilçe ziraat odaları başkanlarının katılımıyla Malatya Ziraat Odaları Birliğinde gerçekleştirildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği Bölge Koordinatörü ve Malatya Ziraat Odaları Birliği Başkanı Yunus Kılınç, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) alım yapmaması nedeniyle kayısıda istenilen fiyat ve fiyat istikrarının sağlanamadığını ifade etti. Kılınç, depremden etkilenen hayvan üreticilerinin ise kalıcı ahır beklediklerini dile getirdi.
'Türkiye'deki 750 bin ton kayısı üretiminin 600 bin tonu Malatya üretiyor'
Dünyadaki 5 milyon ton kayısının 750 bin ton üretimle Türkiye'nin birinci olduğunu ve Türkiye'deki 750 bin ton kayısı üretiminin 600 bin tonunu Malatya'nın ürettiğine dikkat çeken Kılınç, 'Üreticimizin yanı sıra farklı sektörlerdeki insanların da atadan, dededen kalma yerlerde kayısı üretimi yapıyor. Dolayısıyla Malatya'da herkes kayısıda paydaş oldu.' diye kaydetti.
'Bu yıl kayısı rekoltemiz çok düşük olmasına rağmen kayısıda fiyat ve fiyat istikrarını sağlayamadık'
Kayısının dünya pazarında yerini bulabilmesi için Malatya'daki ziraat odaları olarak uzun yıllar mücadele verdiklerini dile getiren Kılıç, 'Bu mücadelenin sonunda, siyasilerimizin destekleriyle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) kayısı alımı yaptı. Stratejik ürün olan Malatya kayısısını TMO'nun alım listesine koyabildik. Malatya'mızda kayısıyla ilgili iki lisanslı depo yapıldı ama ne yazık ki TMO alım yapmadı. Bu konuda sıkıntımız var. TMO'nun müdahale alımı yapması bizim için çok elzemdir. Bu yıl kayısı rekoltemiz çok düşük olmasına rağmen istenilen fiyat ve fiyat istikrarını sağlayamadık.' diye serzenişte bulundu.
'Kalıcı ahırların yapılması elzemdir, çünkü bölgemizde soğuk havalarda çadırda hayvancılık yapmak çok zor!'
Hayvancılıkta yaşanan bazı eksiklerin olduğuna dikkat çeken Kılınç, 'Bir felaket yaşadık, deprem bölgesiyiz. Tarım ve Orman Bakanlığımız depremde hayvanlarını kaybeden zarar sahiplerine hayvan desteğinde bulundu. Ancak şu anda kış geldi, yağışlar başladı, kar yağışları da başlayacak. Hayvanlar için sabit ahır sistemine geçilmelidir. Çadırlarla bu işin sürdürülemeyeceğini ifade etmek istiyoruz. Kalıcı ahırların yapılması elzemdir çünkü bölgemizde soğuk havalarda çadırda hayvancılık yapmak çok zor' diye konuştu.
'Üreticiler ve ülkenin idarecileri olarak kardeşlerimize kurşun olarak dönen malları ülkemize sokmamalıyız'
Tarımın ülkeler için önemli bir konuma sahip olduğunu ve salgın sürecinde bunun daha iyi görüldüğünü anımsatan Kılınç, 'Tedbirler almalıyız. En vahim durum; İsrail Filistin savaşına bakıldığında bir protesto var. 'Bazı firmaların mallarını kullanmayalım bunlara verilen paralarla kardeşlerimize kurşun sıkılıyor' açıklamaları var. Bizde üreticiler ve ülkenin idarecileri olarak kardeşlerimize kurşun olarak dönen malları ülkemize sokmamak ve kendi yerli ürünlerimizi daha çoğaltıp, güzel markalarla piyasaya sokmalıyız. Bu konuda hepimize büyük bir görev düşmektedir. Yahudi mallarını protesto ediyoruz ve Müslüman din kardeşlerimize kurşun sıkanları da tüm dünyaya haykırarak kınıyoruz ve lanetliyoruz. Ve tüm Müslüman ülkelerinin de bunların mallarını boykot edip ülkelerine sokmamalarını istiyoruz.' dedi.
Bölgede kayısı ile ilgili yapılan tüm çalışmalarda sahada olduklarını kaydeden Malatya Kayısı Araştırma Enstitü Müdürü Abdullah Erdoğan, enstitü olarak yapılan çalışmaları gerek ziraat odalarıyla gerek İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile paylaşarak, çiftçilerin sorunlarını çözme gayreti içerisinde olduklarını söyledi.
'Dünyada kuru kayısı üreten ülke sayısı çoğalıyor, kendimize yeni pazarlar oluşturmalıyız'
Tarım ve Orman İl Müdürü Osman Akar, 'Burada en büyük geçim kaynağı kayısı. Kayısı üretimiyle ilgili gelecekte endişelerimiz oluşmaya başladı. Küresel iklim değişikliğiyle beraber artık alçak yerlerde verimle ilgili sıkıntılar oluşmaya başladı. Buna yönelik çalışmalar yapılıyor, bizde çiftçilerimizi alternatif ürüne veya bu ürünün daha verimli yetiştirilebileceği yerlere yönlendiriyoruz. Kuru ya da yaş kayısı üretimi yerine kayısının pazarlanmasına yönelik alternatiflerin oluşturulması gerekiyor. Dünyada kuru kayısı üreten ülke sayısı çoğalıyor ve bizim pazarımıza göz dikiyorlar. Biz kendimize yeni pazarlar oluşturmalıyız.' dedi. (İLKHA)