Faydalı Bilgiler

Uhud Savaşı’nda Peygamberimizi Koruyan Cengaver Hanım Okçu: Ümmü Umâre

Uhud Savaşı’nda Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’i koruyarak, O’nun (s.a.s.) medhine ve iltifâtına mazhar olan Ümmü Umâre’nin (Nesîbe binti Ka’b) kahramanlığı...

Abone Ol

Bir hanım sahâbi olan Nesîbe radıyallâhu anhâ, Uhud Gazâsı sırasında Peygamberimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem ile yaşadığı ibret dolu bir anıyı temsil ediyor:

Kâ‘b'ın kızı Nesîbe radıyallâhu anhâ, Uhud Gazâsı'na katıldı ve orada yaralanan Müslümanlara yardım etmek amacıyla kendi hazırladığı su dolu kapları taşıyarak görev aldı. Ancak gazanın ortasında, Müslümanların bozguna uğradığını ve dağıldığını gördü. Hemen Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem'in yanına koştu ve onun koruması altında atılan ok ve taşlara kendini siper ederek cesurca Rasûl-i Ekrem sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz'i savundu. Bu fedakarlığı sırasında ise on iki yerinden yaralandı.

Hanım sahâbîlerden Ümmü Umâre Uhud Savaşı’na katılarak oku ve yayı ile Fahr-i Kâinât Efendimiz’i müdâfaa edenlerden biridir. Savaştan sonra Medîne’ye dönen Allah ResûlüNesîbe'nin bu cesaretini takdir ederek şöyle buyurdu:

“Harp esnâsında sağıma-soluma döndükçe hep Ümmü Umâre (Nesîbe)’nin yanıbaşımda çarpıştığını görüyordum.” buyurdu. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 479)

Bu vesîleyle Peygamber Efendimiz’in muhtelif iltifat ve duâlarına mazhar olan Ümmü Umâre Hâtun, Allah Resûlü’ne:

“–Allâh’a duâ et de Cennetʼte Sana komşu olalım.” dedi. Peygamber Efendimiz:

“–Allâh’ım! Bunları bana Cennetʼte komşu ve arkadaş eyle!” diyerek duâ etti.

Bunun üzerine Ümmü Umâre:

“–Artık bundan sonra dünyada ne musîbet gelirse gelsin, aldırmam!” dedi. (Vâkıdî, I, 273; İbn-i Sa‘d, VIII, 415)

Bu olay, Nesîbe'nin dindarlığı ve cesaretiyle harplerde gösterdiği kahramanlığını vurguluyor. Bu nedenle Peygamberimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem tarafından övgüyle anılmış ve Nesîbe, İslâm tarihinde örnek bir Müslüman kadın olarak hafızalarda kalmıştır.