İki ülke işgal altında, iki millet soykırıma uğruyor ve her ikisi de kadim Müslüman. Yaklaşık yetmiş yıldır, Yahudiler Filistin'i BM kararlarına veya dünya itirazlarına aldırmadan işgal ediyorlar. Çin ise 1875'ten beri Doğu Türkistan'ı işgal ediyor ve yeraltı ile yer üstü zenginliklerini yağmalıyor. Müslümanların evlerini ve iş yerlerini alıyorlar, topraklarını Çinlilere verirken, Müslümanları hapsediyor, köle işçi olarak çalıştırıyor ve kadınlara işkence ediyorlar.
Siyonist Yahudiler, Filistin ve Gazze'nin doğal gaz ve petrol rezervlerine çökerken, yerel Müslümanların evlerini uyduruk gerekçelerle ellerinden alıyorlar. Doğu Türkistan'da ise Müslümanlar uyduruk mahkemelerde "terörist" ilan edilerek cezalandırılıyorlar.
Binlerce Müslüman çocuk Filistin'de hapsediliyor ve işkence görüyor, bazıları akıl sağlığını yitiriyor, bazıları ise fiziksel ve ruhsal olarak zarar görüyor. Doğu Türkistan'da çocuklar asimilasyon kamplarında yetiştirilip Çin yönetimine hizmet etmek üzere zorlanıyorlar.
Her iki yerde de çocukların organları çalınıyor. Bu zalimler güçten başka bir şey anlamazlar ve sadece kendilerini üstün görürler.
Filistin ve Doğu Türkistan aynı kaderi paylaşıyor. Her iki halk da dünyanın gözü önünde yok ediliyor ve iki yüzlü muamele görüyor. Çin ve ABD gibi soykırımcı güçler, bu zulümleri devam ettiriyorlar.
Müslümanların bu zulme karşı sesi çıkmıyor ve güçleri dağınık olduğu için zalimler cesaretleniyor. Ancak bu savaş, zalimlerin ve mazlumların gerçek yüzünü göstermiştir. Bu durumda Filistin ve Doğu Türkistan halkının ne yapması gerektiği önemli bir sorudur.
Müslümanlar direniyorlar ancak bu yeterli değil. Filistin ve Doğu Türkistan halkı, uluslararası toplumun dikkatini çekmeli ve desteğini almalıdır. Ayrıca, İsrail ve Çin'in insan hakları ihlallerine karşı mücadele etmek için hukuki yolları kullanmalıdır.
Hicret, bu zulme karşı bir taktik savaştır. Müslümanlar, hayatta kalmak ve güç toplamak için stratejik olarak hareket etmelidirler. Hz. Peygamber'in hayatından örnek alınarak, Müslümanlar bu zorlu süreçte direnmelidirler.
Sonuç olarak, Filistin ve Doğu Türkistan halkı için mücadele devam etmelidir. İnsan hayatı her şeyin üzerindedir ve bu zulme karşı durmak için tüm Müslümanların birlik olması gerekmektedir.
Haber Merkezi