HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Srebrenitsa katliamının 29. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, "Bosna’da 11 Temmuz 1995 tarihinde yaşanan ve 8 binden fazla silahsız, savunmasız insanın sadece Müslüman oldukları için çocuk, yaşlı demeden Sırp ordusu tarafından katledilişinin yıl dönümünde, mazlum şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum; soykırımcı, vahşi katilleri bir kez daha lanetliyorum." ifadelerini kullandı.
Yapıcıoğlu, Birleşmiş Milletler Koruma Gücünün Hollandalı askerlerinin Müslümanların silahlarını alıp, şehri Sırplara teslim ettiğini ve Sırp kuvvetlerinin Srebrenitsa’yı işgal ederek, büyük bir katliam gerçekleştirdiğini belirtti.
Srebrenitsa’da bugüne kadar 300'den fazla toplu mezar ortaya çıkarıldığını ve 13 binden fazla kişinin cesedinin teşhis edildiğini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Merhum Aliya İzzetbegoviç 'Soykırımı unutmayın çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.' demişti. Bugün Srebrenitsa katliamının üzerinden 29 yıl geçmişken, Gazze'de siyonistlerin eliyle vahşi bir soykırım daha gerçekleştiriliyor. Srebrenitsa’da olduğu gibi, Gazze'deki soykırım da seyrediliyor." dedi.
Gazze'deki katliamları modern çağın en büyük trajedilerinden biri olarak nitelendiren Yapıcıoğlu, uluslararası toplumun kayıtsızlığı ve çifte standartlarının adalet ve insan hakları açısından büyük bir utanç olduğunu vurguladı.
Yapıcıoğlu, her iki katliamın da Batı'nın ve uluslararası toplumun ikiyüzlü ve çifte standartlı tutumunu gözler önüne serdiğini belirtti. "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 11 Temmuz'u Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü olarak ilan etti. Ancak bugün Gazze'de yeni ve çok daha vahşi bir soykırım yaşandığı hâlde Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum bir kez daha soykırımı seyretmekle yetiniyor." şeklinde konuştu.
Son olarak Yapıcıoğlu, Srebrenitsa ve Gazze'de yaşanan vahşetin, Müslümanların maruz kaldığı zulmü ve uluslararası toplumun sessizliğini gözler önüne serdiğini belirterek, "Srebrenitsa’da 29 yıl önce yaşanan soykırımın kurbanlarını rahmetle anarken, şu anda Gazze'de devam etmekte olan soykırımın önüne geçilmesi için de elinde güç, imkân ve yetki bulunanlara somut ve caydırıcı adımlar atmaları çağrısında bulunuyorum." dedi.