Yaşam

Bilimsel Gerçek: Tekrarlanan Cümlelerle Stresi Anında Azaltın!

Hayatın karmaşıklığında derin nefes alarak Allah'ın rahmetini hissedin. Kusurlarınızla barışın, çünkü O sizi olduğunuz gibi kabul eder. Her anı O'nun takdirine bırakarak huzur bulun. Duygularınızın geçiciliğini anlayarak sabır ve şükürle güçlenin. Ahiret hedefinizi göz önünde bulundurun ve zamanı O'nun perspektifinden değerlendirin. Kendinizi affederek ve Allah'ın merhametine güvenerek içsel huzurunuzu sağlayın.

Abone Ol

Günlük hayatın koşuşturmacasında sıkışıp kaldınız mı? Bu cümleleri her gün tekrarlayarak stresi anında azaltmanın gücünü keşfedin! İç huzuru bulmak ve güçlenmek hiç bu kadar etkili olmamıştı!

1- Derin Nefes Almak ve Huzur Bulmak:
Ayet: "De ki: 'Nefes aldığınız her nefeste Allah'ın adını anın.' Onun adını anan bir topluluk dışında, insanların çoğu aklını kullanmazlar." (Yunus, 10:36)

2- İnsanın Kusurluluğunu Kabul Etmek:
Ayet: "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının." (Nisa, 4:1)

3- Allah'a Teslim Olmak:
Ayet: "Her şey O'na döner." (Yunus, 10:55)
Hadis: Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: "Eğer Allah'a tam bir tevekkülle gitseydiniz, Rızkınızı o şekilde arardı ki, kuşlar arayıp da bulurlar." (Tirmizi)

4- Sabır ve Şükür:
Ayet: "Yemin ederim ki sizi biraz korku ve açlıkla, biraz da mallar, canlar ve ürünlerden eksiltmekle deneriz. Sabredenleri müjdele!" (Bakara, 2:155)
Hadis: Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: "Garibime, sabredeni sadece Allah'ın mükâfatlandıracağından başka kim mükâfatlandırır." (Buhari)

5- Ahiret Hedefine Odaklanmak:
Ayet: "Mal ve evlatlar sizi Allah'a karşı gafil etmesin. Kim böyle yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanlardır." (Münafikun, 63:9)
Hadis: Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: "Dünyada yaşayacak kadar uzun ömrü olan, ahiret işlerini gözeterek yaşasın." (Tirmizi)

6- Zamanı Yavaşça Değerlendirmek:
Ayet: "Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedir." (Yasin, 36:40)
Hadis: Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: "Acelecilik şeytandandır, şeytan ateştedir, ateş ise ancak Allah'ın düşmanlarına uyar." (Tirmizi)

7- Affedicilik ve Allah'ın Merhametine Güvenmek:
Ayet: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Zümer, 39:53)
Hadis: Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: "Kim bir mü'mini ihlâsla temize çıkarırsa, Allah da onu Kıyamet Günü temize çıkarır." (Tirmizi)

Bu ayet ve hadislerle desteklenen düşünceler, manevi gücümüzü artırarak hayatın zorluklarına karşı daha dayanıklı ve iç huzuruyla dolu bir şekilde yaklaşmamıza yardımcı olacaktır.

Stresle Başa Çıkmak: Stres Hep Var, Başa Çıkan Kazanır

Stres, son yirmi yılda günlük konuşmalarımıza giren, ancak genellikle yanlış anlaşılan bir kavramdır. Peki, stres her zaman var olacak mı? Başa çıkan mı kazanacak? Ve en önemlisi, stresle nasıl başa çıkabiliriz?

Stres, vücutta gerginliğe ve bünyeye baskıya yol açan durumları tanımlar. Stres yaratan sebep ile başa çıkılamadığında ortaya çıkan durum ise kaygı ya da sıkıntı olarak adlandırılır.

Stresin kaynağı, hem fiziksel hem de psikolojik olabilir. Bugünkü konumuz daha çok açık sebep ve vücudun tepkisiyle ilgilidir.

Basit bir örnekle açıklamak gerekirse, ayağınıza bir tırnak batması durumu düşünelim. İşe giderken zorunlu olarak resmi bir ayakkabı giydiniz ve bir süre sonra ayağınızın acımaya başladığını fark ettiniz. Toplantı uzadıkça acı artar ve bu durum stres, sıkıntı ve endişeye yol açar. Sonunda "yeter!" deyip dertlerinizi anlatamadan o ortamdan ayrılırsınız.

Hayatın akışı içinde zaman zaman baskı altında kalırız. Bazen fiziksel, bazen psikolojik. Bu baskılara karşı savaşırken zamanla tükenebilir, hatta pes edebiliriz. Basitçe ifade etmek gerekirse, stres her zaman var olacaktır ancak buna nasıl yanıt verdiğimiz ve nasıl başa çıktığımız önemlidir. Başa çıkanlar kazanır.

Stres kaynağı; komşudan gelen gürültüden kalp ameliyatına kadar farklılık gösterebilir. Diyelim ki stres kaynağınız bir trafik kazası. Görselde mavi bölge, denge içinde olduğumuz dönemi temsil ederken, yeşil bölge adaptasyon mekanizmalarının devreye girdiği dönemi gösterir.

Hayatınızda ani bir trafik kazası geçiriyorsunuz. Eğer darbe şiddetliyse veya adaptasyon mekanizmalarınız hızlı ve etkili değilse, dışarıdan destek alamazsanız, bu durum sizi ölüme kadar götürebilir. Ancak günlük streslerde vücut adaptasyon mekanizmalarını devreye sokar.

Yeşil bölgenin ikinci yarısında otonom sistem devreye girer. Bu, beyne soru sormadan hareket eden, hızlı tepki veren bir sistemdir. Sempatik sinir sistemi, böbrek üstü bezinden adrenalin salgılayarak "savaş ya da kaç" tepkisini harekete geçirir. İcracı organ böbrek üstü bezidir.

Böbrekler, her ne kadar küçük olsalar da hayati öneme sahiptir. Adrenalin etkisiyle tüm hayati organların çalışmasını ve enerji üretimini artırır. Adrenalin etkisi hızlı başlar ve kısa sürer. Adrenalin miktarı hızla düşer, aksi takdirde sürekli yüksek tansiyon veya kan şekeri, trafik kazasından kurtulan yaralıyı daha da tehlikeli hale getirebilir.

Örneğin, evde meyve bıçağı ile yaşanan basit bir kesik durumunda adrenalin hızlı bir şekilde yanıt verir. Ancak trafik kazası gibi uzun süren stres durumunda kortizol hormonu devreye girer. Kortizon, vücudun kendi ürettiği hayat kurtarıcı bir hormondur.

Yaklaşık otuz dakikada, kan kortizon seviyeleri 20 katına çıkar, beyin, karaciğer ve kalp kapasitesi artar. Bu aşamada yaralanmaya veya kırığa uygun tepki verilir ve uygun tıbbi destek sağlanırsa, grafik normale döner.

Ancak bazen stres kaynağı kronikleşebilir veya vücut tepkisi yetersiz kalabilir. Bu durumda yetersizlik ve tükenme meydana gelebilir. Bu genellikle hastalıkların gelişimine neden olur. Örneğin, sürekli yüksek tansiyonla başa çıkmak zorunda olan biri böbrek damarlarının hasar görmesiyle diyaliz hastası olabilir.

Bugüne kadar fiziksel stres ve sonuçlarından bahsettik. Bu tepkileri farkında olmasak da Rabbimizin bir lütfu olarak yaşarız. Burada amacımız şükretme niyetiyle yazmaktır. Örneğin, kolumuzda kırılan kemiği onaran osteositlere, kesik parmağımızdaki damarları büzüştürerek hayatımızı kurtaran adrenalin kaynağı böbrek üstü bezimize minnettar olmak...

Ayrıca, psikolojik stresler de hayatımızda rol oynar. İş yerindeki baskı, arkadaşlarımızın anlayışsızlığı, ailemizi memnun edememek gibi durumlar ruhumuzda gerginliğe yol açar. Bu da uyku sorunları, sinirlilik ve endişe gibi sorunlara yol açabilir. Verimliliğimiz azalır. Birçoğumuzun başına gelmiştir: Bir sebepten ötürü gergin ya da sıkıntılı olduğumuzda bile basit sorulara cevap veremez, hafıza fonksiyonları zayıflar.

Ayrıca, özellikle son dönemde, sürekli Koronavirüs haberlerini izleyerek tansiyonu yükselen insanlar da mevcut. Trafikte stres yüzünden minibüs şoförünün anlamsız bir hızla sürmesi ve kazaya neden olması gibi durumları ise başka bir yazıda ele alabiliriz.

Farklı nedenlerden kaynaklanan stresin sonuçları ne olursa olsun, temelde fiziksel ve psikolojik stresle başa çıkma yolları benzerdir: Eğer stres kaçınılmazsa ve doğru şekilde mücadele edilemiyorsa, vücut tükenmeye başlar ve bazen tamamen tükenip bitme noktasına geliriz.

Genel bilgilerden sonra, yazının pozitif bir mesajla sona ermesi iyi olur:

Stres kaynaklarından kaçınmak her zaman mümkün değildir, çünkü zaten hayatın kendisi birçok stres kaynağı barındırır. Önemli olan, bu stresle nasıl başa çıkabileceğimizi bilmek ve tablodaki grafik yönetimini yukarı doğru çevirip dengeli tutmaktır.

Fiziksel stresten korunmak için binlerce öneri bulunsa da, aynı şekilde psikolojik stresten de korunmanın yolları mevcuttur. Ancak çok fazla su içmek, derin nefes almak, balık yağı tüketmek, iletişimde "ben dilini" kullanmak gibi önerilere girmeden önce, asıl sorunun çözümüne odaklanmalıyız.

Şimdi, bir adım geri çekilip düşünelim: Nerede yanlış yaptık? Ne kadar akıllı olursak olalım, her zaman işimize, kendi akıllarımız kadar akıl yetmez.

Sonuç olarak, stresin hayatımızın bir gerçeği olduğunu kabul edelim. Stressiz günler nadir olacaktır. Bu nedenle rahat günlerimizin kıymetini bilmeli ve her durumda tedbirli olmalıyız. Tevekkül edip sabrettiğimizde, her koşulda kazanan taraf olacağımıza inanmalıyız.

Rabbimiz, geniş rahmetiyle bize stresiz günler nasip etsin.