Sosyal medya platformları, özellikle İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları sırasında önemli bir sansür aracı haline geldi. Sada Social internet sitesinin yayımladığı rapora göre, yalnızca kasım ayında 500’ün üzerinde dijital ihlal kaydedildi. Bu ihlallerin başında Meta platformları yer alırken, TikTok, YouTube ve X gibi diğer büyük sosyal medya şirketleri de sansürle ilgili yoğun eleştiriler alıyor.
Meta’nın Sansürü
Meta, Facebook ve Instagram gibi platformlarıyla, dijital içerik ihlallerinin yüzde 57'sine neden olarak başı çekiyor. Filistinlilerin paylaştığı içeriklerin çoğu, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, sivil katliamları ve insan hakları ihlallerini belgeleyen fotoğraf ve videoları içeriyor. Meta, bu içerikleri sıklıkla "şiddet içeriyor" gerekçesiyle silerken, Filistin halkının sesini duyurmasını engellemeye çalışıyor.
TikTok ve YouTube’daki Sansür
TikTok, içerik ihlallerinin yüzde 23’üne neden olarak ikinci sırada yer alıyor. TikTok’ta, kullanıcılar özellikle İsrail'in saldırılarından etkilenen Filistinlilerin acılarını paylaştıkları videolarının sansürlendiğini bildiriyor. YouTube ise yüzde 13'lük bir oranla üçüncü sırada ve genellikle Filistin'e dair haberlerin ve videoların erişime engellenmesiyle gündeme geliyor.
WhatsApp ve İletişim Engellemeleri
WhatsApp uygulamasında ise, Filistinli 30 kullanıcının numarasının silindiği bildiriliyor. Ayrıca, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin şehrinde iki haber grubu ve bir yerel grubun tamamen silinmesi, bu dijital sansürün ne kadar geniş kapsamlı olduğunu gösteriyor. Bu, Filistinlilerin haberleşme ve kamuoyuna gerçekleri duyurma yeteneklerini ciddi şekilde kısıtlıyor.
Gazze’de Dijital Karartma ve İletişim Zorlukları
Raporda ayrıca, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki dijital karartmanın sürdüğü ve internet hizmetlerinin sık sık kesildiği belirtiliyor. Bu dijital engellemeler, bölgedeki sakinlerin iletişim kurmalarını ve yaşananlarla ilgili bilgi paylaşmalarını zorlaştırıyor. Özellikle, İsrail’in kurtarma ekiplerinin çalışmalarını engellemesiyle acıların daha da derinleştiği vurgulanıyor. Dijital karartmalar, bölgedeki gerçeklerin dünyaya ulaşmasını engelliyor, bu da küresel kamuoyunun Filistin’deki vahşetle ilgili doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırıyor.