Yaşam

Hayat Kalitesini Bozan 5 Davranış Erken Yaşlanmaya Davetiye Çıkarıyor

Belki farkında değilsiniz, ancak günlük rutinlerinizde yer alan bazı alışkanlıklar, yaşam sürenizden gün çalıyor olabilir.

Abone Ol

Beslenme alışkanlıklarınızdaki aşırılıklar ve kontrolden uzak yeme eğilimleri, sadece birçok sağlık sorununa davetiye çıkarmakla kalmayıp aynı zamanda mutsuzluğa da zemin hazırlıyor. Ayrıca, sevdiğiniz şeyleri tüketmemek de yaşam kalitenizi etkileyebilir. Uzmanlar, kilolu insanlar kadar, kilo verme sürecinde sevmedikleri şeyleri yemek zorunda kalan bireylerin de hayat kalitesinin önemli ölçüde düştüğüne dikkat çekiyor.

UYUYORUM UYUYORUM DOYMUYORUM

Her bireyin genetik yapılarına, yaşam tarzlarına ve hatta cinsiyetlerine bağlı olarak uyku ihtiyaçları değişiklik gösterir. Normal bir yetişkinin en az 6 saat, en fazla ise 8 saat uyuması gereklidir. Ancak uyku süresi kadar, uyku saatlerinin seçimi de oldukça önemlidir. Gece 23.00 ile 02.00 arasında yeterince zaman geçirmeyenler, ne kadar uyurlarsa uyusunlar ertesi gün dinlenmiş bir şekilde uyanamazlar. Bu durum sadece mutsuz bir gün geçirmekle kalmaz, aynı zamanda vücudunun yenilenme sürecinden mahrum bırakır.

SEVMEDİĞİNİZ İŞTE ÇALIŞMAK

Sevilmeyen bir işte çalışmak, erken yaşlanmanın tek başına bir nedenidir. Eğer işten ayrılmak için her anı sayıyorsanız, yeni bir iş arayışına yönelmenin zamanı gelmiş demektir. Uzmanlar, sevilmeyen bir işte çalışmanın, işsiz kalmaktan bile daha yıpratıcı olabileceğine dikkat çekiyor.

BORÇLU OLMAK

Maddi anlamda borçlu olmak, en yıpratıcı kaygı bozukluklarından biridir. Ancak borçlu olmayı, dar gelirli olmakla karıştırmamak önemlidir. Dar gelirli bir birey, borcu olmadığı durumlarda bile mutlu olabilir. Hatta gelir düzeyi yüksek bir kişi, daha lüks bir ev almak için borçlandığı zamanlarda, dar gelirli ancak borçsuz bir bireye kıyasla daha büyük bir gerilim yaşayabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir.

KAYGI BOZUKLUĞU

Gün içindeki kaygı düzeylerinin normalin üzerinde olduğunu fark ediyorsanız, hemen bu kaygıların anksiyete seviyesine ulaşıp ulaşmadığını değerlendirin. Birçok birey, yaşadıkları kaygıların normal olduğunu düşünerek sağlıklarından ödün verip yaşamlarına devam eder. Ancak bu durumda olanlar, hayat kalitesinin ne kadar düştüğünü fark edemez ve kısır bir döngü içinde sıkışıp kalabilirler. Bu gibi durumlarda profesyonel destek almaktan çekinmeyin.