Aişe radıyallahu anh’dan:

– Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem her halinde Allah’ı zikrederdi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 9/18; Müslim Kitâ’ul-Hayız, b. 30 n. 117, c. 1, s. 282; Tirmizî, Ebvâb’ul Da’avât b. Da’vet’ül Müslimi müstecabetün n. 3381, c. 5; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 11, n. 303, c, 1, s. 110)

Hadisin Açıklaması

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Rabbımızın zikrinden gafil olduğu bir zaman yoktu. Her an için huzur halinde idi. Gece ve gündüz daima abdestli bulunurdu. Abdestsiz olduğu zaman da yaratanımızın zikrini ihmal etmezdi.

“Bu zat, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem küçük abdest bozarken yanına geldi ve selâm verdi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem selâmını almadı. Abdestini aldıktan sonra özür diledi ve “taharetsiz (temizliksiz) Aziz ve Celil olan Allah’ı anmayı hoş görmedim.” buyurdu veya (Tuhrun) yerine “alâ taharetin” dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 8/17; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 6, n. 30, c. 1, s. 41; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 27, n. 350, c. 1, s. 126) hadisi ile bu hadis arasında çelişme var gibi görülüyorsa da aslında hiç de çelişme yoktur. Açıklamada verilen hadis evlâ olanı öğretiyor. Bu hadis ise caiz olanı bildiriyor. Öyle ise evlâ olan her vakit abdestli bulunmaya gayret etmektir. Abdestli bulunamadığı vakitlerde de Rabbımızın zikrinden gafil olmamaktır. (Bezl’ül Mechûd c. 1, s. 26)