Şevki Yılmaz’dan "Gençler Dinden Soğuyor" Propagandasına Sert Yanıt: "İslam’a Karşı Algı Savaşları Yürütülüyor"... Milli Görüş hareketinin önemli isimlerinden Şevki Yılmaz, gençlerin dinden soğuduğu yönündeki propagandayı reddederek, İslam’ın doğru anlaşılmadığı ve kasıtlı olarak çarpıtıldığı görüşünü dile getirdi. Dijital medya üzerinden yürütülen algı operasyonlarını ve Deccaliyet düzeninin etkilerini vurguladı.

Şevki Yılmaz, "Gençler dinden soğuyor" propagandasının asılsız olduğunu ve bu söylemin arkasındaki karanlık güçleri eleştirdi.

İslam’ın eşsiz nizamını gençlerin henüz doğru şekilde anlamadığını belirten Yılmaz, Siyonist ve Sebataist çevrelerin gençlere yönelik bu algı operasyonlarını dijital medya yoluyla sürdürdüğünü ifade etti.

Yılmaz, İslam'ın barış, adalet ve merhamet ilkelerinin gençler tarafından doğru anlaşılmadığı için böyle bir algının oluştuğunu vurguladı.

Ayrıca, İslam’a dair yanlış bilgi ve iftiraların yayılmasına karşı uyarıda bulundu, gençlerin dinden uzaklaşmasının sebeplerinin toplumsal ve ideolojik manipülasyonlar olduğunu belirtti.

Yılmaz, "İslam’a karşı yürütülen bu yanlış propaganda, ne gençlerin din sevgisini azaltır, ne de İslam’ın gerçek değerlerini gölgeleyebilir," diyerek, İslam’ın temel değerleri olan adalet, merhamet, ahlak ve sevgiye dikkat çekti.

İslamsız İnsan tam bir hüsran!

Bismillahirrahmanirrahıım
Bizleri; Yeryüzünün en üstün ve en şerefli varlığı insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü Müslümanlardan kılan ve kurduğu Dünya ve diğer Âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan ve tüm nimetlerinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan Kabir Hayatımızdan itibaren Ahiret ’in büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd ve Eşsiz Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Hocalarımıza Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mümin kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize
salat ve selam olsun!

Tam bir asırdır İslam’ın öğretilmesine, öğrenilmesine ve yaşanılmasına hayat hakkı tanımayan şeytani şer Siyonist ve Sebataist çevreler kasıtlı bir şekilde “Gençler Din’den soğuyor!” propagandasını yapıyorlar! Ve bilhassa Dijital (deccal) Sosyal Medya yoluyla iftiralarına devam ediyorlar!
Ve utanmadan; “Gençler Dinden ayrılıyor Deist ve Ataist oluyor!” yalanlarını yayıyorlar!!
Be Siyonistlere hizmet eden sosyal medya kalemşörleri... Dinimizin D’sini dahi duymamış ve Dinimizin Ana kaynağı Kur'an-ı Kerim ve tefsiri Sünnet-i Seniyye’yi hiç incelememiş zavallı mazlum gençlerimiz  İslam Dini’ne inceleyerek girmediler ki çıksınlar!
Dindar olmadılar ki Dinsiz olsunlar!
İmandan ve amelden önce Allah’ı sevmeyi ve sevgiyi Müslüman olmanın şartı gören, susuz kalmış bir kuşa, kediye ve köpeğe su veren merhametliye Cennet müjdeleyen, yoldaki taşı kaldırmayı ve daim temiz yaşamayı imanın gereği gören, mazlumu seven ama zalime kin besleyen, Ananın ayağı altına Cenneti seren,
yoksula, yolda kalmışa el uzatanlara Cenneti veren, eşine, ailesine ve çevresine güzel huylu, işinde, ticaretinde ve her şeyinde güzel ahlaklı olanı Cennet ehli kılan, yapılan tüm iyiliklerle, infaklarla ve hayırlarla günahları silen, Muhacirlere ensarlık edene ve yetimlere sahip çıkana sonsuz rahmetini ikram eden Allah’ımızın tek ve son eşsiz Dini İslam’dan gençlerimiz niçin soğusun?
Böyle bir Din sevilmez mi?

Vicdan, insaf, akıl sahibi ve merhameti olan bir insan böyle bir Din’e nasıl ilgisiz kalabilir! Böyle bir Din’i nasıl terk edebilir?
Tüm insanlığın aklını korumak için uyuşturucuyu, alkolü ve işkenceyi yasaklayan...
Canları korumak için kısas hükümleriyle haksız yere cana kıymayı yasaklayan...
Alın terlerini ve malları korumak için zenginlere zekât vermeyi emreden...
Kumarı, faizi, yetim ve tüm kul haklarını yemeği yasaklayan...
Aileyi, nesli ve namusları korumak için fuhşun ve şiddetin her çeşidi yasaklayan...
Sağlığı korumak için Domuz etini ve pis şeyleri yasaklayan...
İnanç, fikir ve düşünceyi korumak için her türlü şiddeti ve baskıyı yasaklayan İslam Dininden gençlerimiz niçin soğusun!?

Böyle bir Din sevilmez mi?
Vicdan, insaf, akıl sahibi ve merhameti olan bir insan böyle bir Din’e nasıl ilgisiz kalabilir!
Böyle bir Din’i nasıl terk edebilir?
Yüz yıldır; iktisadi, ictimai, siyasi ve hukuki sahada İslam Düzeni hayatta yok ki fakirliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun, soysuzluğun, cinayetlerin ve ahlaksızlığın sebebi İslam olsun!
İslam’ın Faiz, Kumar, Fuhuş gibi yasakladığı haramlar serbestken, İslami Hukuk adalet, emanet, ehliyet, kısas, namaz, zekât gibi emrettiklerini gözardı edenlerin zulümlerini İslam’a maletmek en büyük bühtan, en büyük yalan ve iftiradır!
Ana Yasamız Kur'an ve Uyum Yasalarımız Sünnet-i Seniyye  hangi katili, hangi tecavüzcüyü, hangi işkenceciyi, hangi hırsızı, hangi kumarbazı, hangi faizci tefeciyi, hangi terörüstü ve hangi yolsuzu övmüştür?
Bilakis eşsiz Dinimiz İslam; bu suçları ve suçluları yermiş ve cehenneme götüren dalalet yolu olarak ilan etmiştir!
İslam günahların affı için tövbeyi tavsiye ederken her iyiliğin günahları sildiğini müjdelemiştir!
Devamlı merhametliyi, temiz olanı, yoksula sahip çıkanı, birliği, beraberliği, kardeşliği komşu haklarını öven ve Cennetle müjdeleyen İslam Nizamı nasıl gençleri Dinden soğutuyormuş?
İslam nizamından; canilerden, bebek katillerinden, yolsuzlardan, işkencecilerden faizcilerden, kumarbazlardan, ırz düşmanlarından, kadın ve uyuşturucu tacirlerinden başka kim düşman olabilir ve kim soğuyabilir kim!!?
Yeryüzünde tüm zulümlerin, tüm günahların ve tüm cinayetlerin sorumlusu İslam değil, bilakis İslamsız İnsandır!
Müslüman olarak bizdeki güzellikler İslam Eczanesindeki hayat veren ilahi emir ve yasakları yaşadığımızdandır!
Biz Müslümanlardaki eksiklikler, yanlışlıklar ve yamukluklar İslami emir ve yasaklara uymamamızdandır!
 
En büyük eczane, Kuran ve Sünnettir!
Bu eczanenin ilaçlarına uymayanlara hayat tam bir zillettir!                                                  
“İslamsız İnsan tam bir hüsran! İslamsız Hayat ise İnsana tam bir zindan!” olanlara Allah’ımız hidayet ve merhamet lütfetsin! Amiin

"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten, bizi doğru yola ilettikten sonra, bir daha kalplerimizi caydırma, ayaklarımızı kaydırma, akıllarımızı, gönüllerimizi haktan ayırma.  Bize katından rahmet ve inayet bağışla. Şüphesiz, bağışı ve affı en çok olan Sensin Sen.” Amiin

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması,  Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun! Amiin
Selam, sevgi ve duayla