1. Geçmiş Günlerin Endişesi

    • Müminin dosyası kapanıp ilahi mahkemede açılacak olan geçmiş günlerin endişesi. Kirâmen Kâtibîn meleklerinin mühürledikleri o dosyalarda bir değiştirme ve düzeltme yapma imkânı yoktur. Yegâne çare, amel-i sâlihlerin rûhâniyetine bürünerek kalbin yanarcasına günahlardan nefret etmesi ve istiğfâra sığınmasıdır. Geçmişte yapılan hatalar için tevbe nasip olup olmayacağı ve Hak katında kabul buyrulup buyrulmayacağı belli değildir.

    Mevlânâ Hazretleri bu durumu şöyle ifade eder:

    Peygamberimizin (sav.) haber verdiği Ahir Zaman Fitneleri ve Müslümanların Karşılaşacağı Zorluklar! Peygamberimizin (sav.) haber verdiği Ahir Zaman Fitneleri ve Müslümanların Karşılaşacağı Zorluklar!

    "Evet, af vardır. Fakat ümit ışığının aydınlığı nerede ki kulun takvâ sebebi ile yüzü ak olsun ve nurlansın. Hırsız affedilse bile, canını kurtardığı için sevinir. Yoksa vezir veya hazine emîni olmak, hırsız için mümkün müdür?"

  2. Gelecek Günlerin Korkusu

    • Kaderimizdeki gelecek günlerin kemmiyet ve keyfiyeti, yani miktarı ve ne gibi tezâhürleri beraberinde getireceği. Müminin en mühim düşüncesi, Hakk’ın rızâsını nasıl elde edebileceği ve geçmişteki gaflet ve yanlışlarını ne şekilde hasenâta tebdîl edebileceği olmalıdır.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

"Dîn nasihattir." buyurmaktadır. (Müslim, Îman, 95)

Dolayısıyla, insanların en hayırlıları, Allah’ın kullarını Allah’a kulluğa davet eden ve insanlığa gönül ikliminden ilahi muhabbeti telkin edebilenlerdir.

Editör: Fatma Zehra