Sağlık

Akran Zorbalığı: Çocukların Sessiz Çığlığı!

Akran zorbalığı, gençlerin hayatını tehdit ederken toplumsal farkındalık ve çözüm arayışlarını elzem kılıyor.

Abone Ol

Haber Merkezi-Son yıllarda okullarda ve dijital platformlarda artan akran zorbalığı, ciddi bir toplumsal sorun haline geldi. Özellikle lise çağındaki gençlerde görülen zorbalık vakaları, intihara kadar giden trajik sonuçlar doğuruyor. Bu durum, sadece gençlerin duygusal güvenliğini tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumda bu sorunun nasıl önleneceğine dair ciddi bir arayışı gerektiriyor.

Akran Zorbalığının Tanımı ve Çeşitleri

Klinik Psikolog Elif Özçelik, akran zorbalığının, bir çocuğun veya gencin kendi yaşıtları tarafından kasıtlı olarak fiziksel, sözlü, sosyal ya da dijital yollarla zarar görmesi olduğunu belirtti. Bu sadece bir tartışma değil, sistematik olarak hedef alınmayı içeriyor. Zorbalık türleri, fiziksel, sözlü, sosyal ve dijital olmak üzere geniş bir yelpazeye yayılıyor. Özçelik, zorbalığın sadece okulda değil, sosyal medya ve diğer dijital platformlarda da yaygınlaştığına dikkat çekti.

Sosyal Medyanın Rolü ve Artan Zorbalık Davranışları

Sosyal medya, zorbalığın popülerleşmesinde önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Özellikle YouTube, TikTok gibi platformlarda gençlerin "popüler olmanın yolu" olarak zorbalığı sergilemeleri teşvik ediliyor. Akran zorbalığı, dijital dünyada şaka, alay ya da aşağılama gibi davranışlarla çocuklara "havalı olmanın" bir yolu olarak sunuluyor. Pandemi süreci ve ekran bağımlılığı da gençlerin empati becerilerini zayıflatarak zorbalığa daha eğilimli hale gelmelerine neden oldu.

Zorbalık ve Gençlerin Özsaygısı

Özellikle lise çağındaki gençler, zorbalık nedeniyle yalnızlaştıklarını ve kimseye ulaşamadıklarını hissediyorlar. Zorbalık sadece fiziksel şiddetle sınırlı kalmıyor, sözlü alaylar, dedikodular ve dijital platformlarda yayılan küçük düşürücü içerikler de bu sürecin bir parçası. Bu durum, gençlerin özsaygılarını zedeliyor ve bazıları için dayanılmaz hale geliyor.

Zorbalıkla Mücadele Yöntemleri

Zorbalığa karşı hem aileler hem de eğitimciler, dijital okuryazarlık, empatiyi güçlendirme, zorbalığa karşı duyarlılık programları gibi projelerle olumlu adımlar atabilirler. Akran zorbalığının erken aşamalarda ciddiye alınarak önlenmesi gerektiğine dikkat çeken Özçelik, okullarda duygusal zekayı geliştiren etkinlikler yapılmasını önerdi. Ayrıca zorbalık yapan ve mağdur olan çocuklar için bireysel destek sağlanmasının önemine değindi.

Zorbalık, yalnızca mağdur çocukları değil, bu davranışı sergileyen çocukları da olumsuz etkiler. Ailelerin çocuklarıyla açık bir iletişim kurarak, duygusal ihtiyaçlarını anlaması, zorbalıkla mücadelede önemli bir adım olacaktır. Ayrıca, siber zorbalık konusunun ülke genelinde daha ciddi bir şekilde ele alınması gerektiği vurgulandı. Akran zorbalığı, sadece çocukların değil, toplum olarak hepimizin çözüm bulması gereken bir sorun olarak kalmaya devam ediyor.