Kur’an’da buyrulur:

فَانْتَقَمْنَا مِنْهُمْ فَاَغْرَقْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ بِاَنَّهُمْ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا عَنْهَا غَافِل۪ينَ

Nihayet, âyetlerimizi asılsız saymaları ve onlardan gafil kalmaları sebebiyle kendilerini cezalandırdık ve onları denizde boğduk. (A‘râf, 7/136)

ALLAH’IN CEZALANDIRMASI ÇOK ŞİDDETLİDİR

Bilgi: Firavun daha önce İsrailoğulları’nın Mısır’ı terk etmelerine izin vermiş olmasına rağmen sözünden dönmüş, Hz. Mûsâ -aleyhisselâm- ve beraberindekileri yakalamak üzere askerleriyle birlikte onların peşlerine düşmüş ve onlara yetişmişti. O esnada Hz. Mûsâ -aleyhisselâm-, Allah’ın emri gereğince asasını denize vurunca sular yarılmış ve bir yol açılmıştı.

Böylece Mûsâ peygamber ve beraberindekiler korkmaksızın ilerleyip karşı tarafa geçmişlerdi. Peşlerinden gelen Firavun ve askerleri de aynı yola girmiş ancak karşı tarafa geçemeden Hz. Mûsâ -aleyhisselâm- tekrar asasını denize vurunca yol kapanmış ve denizde boğulmuşlardı.

Mesaj: “Allah, zalime bir süre mühlet verir, ama yakalayınca da kaçmasına fırsat vermez.” (Müslim, “Birr”, 61)

Kelime Dağarcığı:

  • Tekzib: Yalanlamak.
  • Gaflet: Farkına varmamak, ihmal etmek.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR Başlarına o felâketlerden her biri çöktükçe: “Ey Mûsâ! Sana verdiği söz hürmetine bizim için Rabbine dua et! Andolsun ki, eğer bizden bu azabı kaldırırsan sana kesinlikle iman edeceğiz ve hiç şüphesiz İsrâiloğulları’nı serbest bırakıp seninle göndereceğiz” diyorlardı.

Biz, verdikleri sözü yerine getirebilecekleri bir süreye kadar musîbeti üzerlerinden kaldırınca da, her seferinde sözlerinden hemen dönüyorlardı. Bu şekilde âyetlerimizi yalanlayıp onları hiç umursamadıkları için, neticede biz de hak ettikleri cezayı verdik ve hepsini denizde boğduk.

Belâyı başlarından savuşturduğu takdirde kendisine iman edeceklerine ve İsrâiloğullarını serbest bırakacaklarına yeminler ederek söz veren Firavun kavmi, her seferinde yeminlerini bozuyor ve sözlerinden vazgeçiyorlardı.

Azabın biri gidince diğerinin gelmeyeceğini zannediyorlardı. Nihayet Hz. Mûsâ’nın duasıyla son musibet de kaldırılıp yine sözlerinden cayınca, kalplerinin hidâyeti kabul etme özelliği tamamen köreldiği ve uyanma kabiliyetleri bütünüyle tükendiğinden Cenâb-ı Hak onları Kızıldeniz’de boğdu, içlerinden bir fert bile kurtulamadı.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com