Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, işgalci rejimine silah ve diğer askeri teçhizat desteği sağlıyor. Bu durum, başta 2008 tarihli Avrupa Konseyi Ortak Tutum Belgesi olmak üzere AB ve uluslararası hukuk kurallarına aykırı olarak değerlendiriliyor.
AB üyesi ülkeler, özellikle işgalci İsrail'e silah desteği veriyor. Bu destek, AB'nin kendi belirlediği ve üye ülkeler için bağlayıcı olan kurallara rağmen devam ediyor.
Bu yasadışı silah sevkiyatları, AB ülkeleri ile işgalci rejim arasındaki ticaret kapsamında gerçekleşiyor.
Özellikle 2008 yılında kabul edilen Ortak Tutum Belgesi'nden bu yana, AB ülkelerinin bu kurallara uymadığı ve silah desteğini sürdürdüğü görülüyor.
AB'nin konvansiyonel silah ihracatına ilişkin düzenlemeleri, "insan haklarına saygı ve bölgesel barış, güvenlik ve istikrar" gibi kriterleri öne çıkarıyor. Ancak üye ülkeler, kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarına göre hareket ederek bu kuralları dikkate almıyor.
AB'nin silah ihracatına ilişkin en önemli düzenlemesi olan Ortak Tutum Belgesi, 1998'de AB Davranış Kuralları formunda ilan edilip 2008'de AB Konseyi tarafından dönüştürüldü. Üye ülkeler, bu belgeye dayanarak silah ticaretinde bulunurken, şeffaflık ve bilgi paylaşımında yetersiz kalıyor. Üye ülkelerin yerel mahkemelerinde açılan davalarda da yasal olarak bağlayıcı olan Ortak Tutum Belgesi'ne dayanılmasına rağmen, üye devletler işgalci rejime gönderdikleri silahlarla ilgili detayları paylaşmaktan kaçınıyor.
Ortak Tutum Belgesi, AB Parlamentosunun tanıtım metninde belirtildiği gibi, üye ülkelerin silah ticaretinde Birlik hukukunu ve insan haklarına saygı gibi kriterleri öncelemesini hedefliyor. Ancak istenilen şeffaflık seviyesine ulaşılamadığı ve "AB metninde tanımlanan kriterlerin daha sıkı şekilde uygulanması için hâlâ yapılması gerekenler var" ifadeleriyle aktarılıyor.
Sonuç olarak, AB ülkelerinin Ortak Tutum Belgesi ve diğer uluslararası hukuk kurallarını dikkate almadan işgalci rejime silah desteği sağladığı ve bu durumu kendi siyasi ve ekonomik çıkarları doğrultusunda sürdürdüğü görülüyor.
