Allah Teâlâ, Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının güçlenmesi için çeşitli vesileler yaratmıştır. Bayramlar da bu vesilelerden biridir. Bayram günlerinde toplum şuuru bütünleşir, fertler birbiriyle kaynaşır ve kucaklaşır. Hayatın bitmek tükenmek bilmeyen sıkıntıları içinde bunalan, bitkin ve yorgun hale gelen insanları bayramlar dinçleştirir, çalışma azim ve gayretlerini artırır.

104 MADDEDE GÜNLÜK YAPILACAK SÜNNETLER 104 MADDEDE GÜNLÜK YAPILACAK SÜNNETLER

Bayramlar, toplum hayatında gerçekten seçkin bir yere sahip olan mübarek günlerdir. İnsan yalnız başına bayram yapamaz, yapsa bile bunun bir anlamı olmaz. Bayram toplum olarak kutlandığı takdirde anlam kazanır.

Bayram günleri, sadece tatil günleri olmanın ötesinde bize bazı yükümlülükler yükleyen günlerdir. Bu yükümlülükleri yerine getirdiğimizde bayramın anlamını ruhumuzda daha derinden hissetmiş oluruz.

Bayramı fırsat bilerek anne ve babamızın rızasını almalı, eğer hayatta değillerse onlarla yakınlığı olan kişileri ziyaret etmeli, yoksul olanlara yardımda bulunmalıyız.

Bayram günlerinde öncelikle varlığımızın sebebi olan anne ve babamızın ellerini öpüp hayır dualarını almalı, bize her türlü fedakarlığı yaparak büyüten, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, uyumayıp uyutan ve hayata hazırlayan anne ve babamızın kırılan gönüllerini onarmalıyız. Kur'an-ı Kerim, Allah'a ibadetten sonra anne-babaya saygı gösterilmesini, iyilik yapılmasını emretmiş ve onlara karşı "öf" demeyi dahi yasaklamıştır.

Akraba ve komşularla tebrikleşerek karşılıklı sevgi ve saygı duygularımızı aktarmalı, muhtaç olanlara yardım elini uzatmalıyız. Görüşemediğimiz akrabalarımızı telefonla aramayı ihmal etmemeliyiz.

Bayramda karşılaştığımız herkese selam vermeli, tanıdığımız ve tanımadığımız herkesin bayramını kutlamalıyız.

Hastahanelerde ve evlerde yatan hastaları görmeli, şifa dileklerimizi sunarak, iyileşmeleri için gerekli yardımı yapmaya hazır olduğumuzu bildirmeliyiz.

Bayramda yetimlere ve kimsesiz çocuklara şefkat dolu duygularımızı aktarmalı, onlara anne ve baba gibi davranmalıyız.

Mübarek bayramlarda güzel bir geleneğimiz daha vardır: Mezarları ziyaret etmek ve orada yatan yakınlarımıza hayır dua etmek, ruhları için yoksullara ve kimsesiz çocuklara sadaka vermek.

Peygamberimiz'in (s.a.s.) ve ashabının kabir ziyareti bizim için örnektir. Kabirleri ziyaret ederek ölülerimiz için dua etmemiz ve onlar için Allah'tan af ve mağfiret dilememiz, hem ölülerimiz için hem de hayattakilerin ölümü hatırlayarak kendimize çeki düzen vermemiz açısından faydalıdır. İşte bayramlarda ölülerimizi de ziyaret ederek onları anmak ve ruhlarına dua etmek sünnettir.

Dargın olduğumuz kişilerle bayramı fırsat bilerek barışmalı, tanıdıklarımız arasında dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız.

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: "Müminin, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal olmaz." (Müslim, "Birr", 8.)

Ramazan bayramında bayram namazından önce fitre vermeyi unutmadıysanız fitrenizi verin. Kurban bayramında kurban etini kesemeyen yakınlarınızla paylaşın.

Kaynak: Lütfi Şentürk, Diyanet İşleri Başkanlığı

Editör: Ömer Faruk