Görsel Haber

Bir insan kendisine büyü yapılıp yapılmadığını nasıl anlar; bu konu için hocalara danışabilir mi? Büyüden korunmanın yolları nelerdir?

Bir kişi üzerine yapılan büyüyü nasıl anlar?

Cevap: Güvenilir ve ilim sahibi kişilere danışarak anlayabilir. Ancak takva sahibi ve yardımsever kişilerin önerilerine odaklanmak önemlidir.

Soru: Hocalara danışmak doğru bir yol mu?

Pişmanlık Duymayanlar İçin Tövbe Rehberi: Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’ın Tavsiyeleri Pişmanlık Duymayanlar İçin Tövbe Rehberi: Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’ın Tavsiyeleri

Cevap: Evet, ancak herkesin tavsiyelerine değil, takva sahibi, ilim sahibi kişilere danışmak daha uygun olabilir.

Soru: Korunma yöntemleri nelerdir?

Cevap: Dindar bir psikologa başvurmak önemlidir. Büyü yapıldığı tespit edilirse, bazı sure ve duaları okumak faydalı olabilir. Korunma için Allah'a sığınma, iman ve ibadet konularında titiz olmak önemlidir.

Soru: Güvenilir kişilerin tavsiyelerini nasıl değerlendirmeli?

Cevap: Bu kişilerin toplumda nasıl bilindiğini araştırmak ve dikkatli bir değerlendirme yapmak önemlidir.

Soru: Sonuç olarak, büyüden korunmak için ne yapmalı?

Cevap: İmanı güçlendirmek, Allah'a sığınmak, güvenilir kişilere danışmak ve önerilerine dikkat etmek etkili bir korunma sağlayabilir.

Soru: Bu zatların / hocaların öğütlerini yerine getirebilir miyiz? Bu zatların güvenilir olduklarını nasıl anlarız?

Cevap: Değerli kardeşimiz, Bu konuda hemen herkesle başvuruda bulunmak uygun olmayabilir. Fakat ilim ve takvasına güvenilir, maddi çıkar gözetmeyen, Allah rızası için insanlara yardım eden bilgili kişilerin önerileri değerlendirilebilir.

Eğer karşılaşılan durum psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanıyorsa, öncelikle dindar bir psikologa başvurmanızı öneririz. Büyü yapıldığından şüpheleniliyorsa, belirli sureler ve duaların okunması faydalı olabilir ve bu uygulamaya devam etmek önemlidir.

Bir kişinin Allah'a sığınması, iman ve ibadetlerine gösterdiği özen, büyünün etkilerinden korunmada etkili olabilir. Şeytanın insanlara telkin ettiği düşüncelere karşı direnç göstermek, şeytanın etkisini azaltabilir. Bu, sadece korku, şüphe ve temelsiz vaatlerden ibaret olan şeytanın oyunlarıdır.

Kur'ân-ı Kerim'de belirtildiği gibi, inançlı ve sadece Allah'a tevekkül eden kişiler üzerinde şeytanın bir hakimiyeti olmaz. İhlas, inancın yanı sıra, insanın korunmasında etkili bir faktördür. Ancak şeytan, ihlaslı kimselere etki edemez ve Allah, bu kişileri korur.

Şeytanın etkisi altına girenler genellikle kendi zayıf inançları, gevşek ibadetleri ve Allah'a karşı sorumsuz davranışları nedeniyle bu duruma düşerler. Bu nedenle, Allah'a tam bir teslimiyet, tevekkül ve sığınma, günlük ibadetlere sadık kalmak, günlük olarak Kur'ân-ı Kerim ve Hz. Peygamber'in okunduğu sureleri takip etmek, büyünün etkisinden korunmak için etkili olabilir.

Sonuç olarak, büyüden korunmak için imanı güçlendirmek, Allah'a sığınmak ve güvenilir kişilere danışmak önemlidir. Allah'ın gücü, sihirbazların, cinlerin ve şeytanların gücünden üstündür ve bu gerçeği kavramak, korunma açısından önemlidir. Allah'a sığınmak ve O'nun kitabına sarılmak, büyüden etkilenmemek için etkili bir yol olabilir.

NÂS SURESİ'NİN KARANLIK GÜÇLERE VE BÜYÜYE KARŞI OKUNMASI

"De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
İnsanların hükümdarına, insanların ilahına,
O sinsi vesvesecilerin şerrinden.
O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
Gerek cinlerden, gerek insanlardan." (Nas, 114/6.)

Görünen ve görünmeyen düşmanlara karşı korunmak amacıyla okunan ve Allah'a sığınılan dua makamında bulunan "Muavvizat" olarak adlandırılan Kur'ân-ı Kerim'in son üç suresi, yani "İhlas, Felâk ve Nas" sureleri, her türlü sıkıntıya çare olabilecek niteliktedir. Bu üç sure, adeta "Kur'ân eczanesinin şifa dolu hapları" gibi işlev görmekte ve çeşitli olumsuzluklara karşı koruma sağlamaktadır. Bu nedenle, bu surelerle Allah'a sığınılması, karanlık güçlere, şeytanlara, cinlere, büyücülere ve vesvesecilere karşı koruyucu bir kalkan oluşturabilir.

Büyünün etkisi, kişinin psikolojik durumu, karamsarlık, evham ve şüphelerle yakından ilişkilidir. Bu durumları aşmak ve olumsuz etkilere karşı korunmak için Felâk ve Nas sureleriyle Allah'a sığınmak önemlidir. Kur'ân-ı Kerim'de belirtildiği gibi, insanlar her türlü tehlikeye açık olup, düşmanları tarafından aldatılabilirler. Bu nedenle, dinleyenin ve okuyanın, Allah'a sığınıp işlerine "Euzü-Besmele" ile başlaması ve "Cevşen'ül-Kebir" gibi hak namına okunan dualarla kendisini koruması önemlidir.

Şeytanın, insanları yaldızlı sözlerle ve sihirli yazılarla aldatma potansiyeli olduğu unutulmamalıdır. Bu durumda, din ve hakikat namına okunan eserlere odaklanmak, okuma ve dinleme işlerine Allah adıyla başlamak, şeytanın etkisini zayıflatır. Bu üç sureyle başlamak, insanın şeytanın tuzaklarından korunmasına yardımcı olabilir.

Büyücülere ve habis ruhlara başvurmak yerine, tıp alanındaki uzmanlara ve doktorlara müracaat etmek, hastalıkların tedavisi için daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Ayrıca, dua ve ibadetlerin güçlü bir şekilde devam ettirilmesi, Kur'ân'ın manevi şifasından faydalanmak, insanı koruyan etkili yöntemler arasında yer alır.

Hz. Peygamber'in (a.s.m.) uyguladığı dualarla tedavi yöntemleri, "Muavvizat" olarak adlandırılan Felâk ve Nas sureleriyle sığınma, gecenin karanlığından, şeytanların, cinlerin, büyücülerin, vesvesecilerin şerrinden korunma amacını taşır. Bu uygulamalar, günlük hayatta dua ve ibadetlerle birleştirildiğinde, insanın Allah'a olan bağlılığını pekiştirerek büyü ve karanlık güçlere karşı koruma sağlayabilir.

Editör: Ömer Faruk