Ramazan ayının bereketi yaklaşırken, alışveriş telaşı da başladı. Ancak bu yıl, sadece sofralarımızı değil, vicdanlarımızı da temiz tutmak zorundayız. Boykot, elimizdeki en güçlü silah ve bunu en etkili şekilde kullanma vakti geldi.
İftar ve Sahur Sofralarında Boykot Ürünlerine Yer Yok!
Her yıl olduğu gibi bu Ramazan da büyük markalar, reklam kampanyalarıyla Müslümanların sofralarına girmeye çalışacak. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var: Zulmü finanse eden her kuruş, masumların kanına bulanmıştır.
Gazze’deki Katliamlar Unutulamaz
Gazze’de 15 ayda gerçekleşen 9 bin 270 katliam ve 58 binden fazla şehit, 111 binden fazla yaralı ve yetim kalan on binlerce çocuk… Bu rakamlar sadece istatistik değil, her biri yürek yakan acılar.
Bu zulme karşı elimizdeki en güçlü silah boykottur. Yediğimiz her boykot ürünü, kardeşlerimizin aç kalması demektir. Aldığımız her boykot ürünü, bir çocuğun yetim kalmasına neden olmaktadır.
Boykotu Bırakmak Teslim Olmaktır
Boykot ürünlerinden kaçınmak, basit bir tercih değil, direnişin bir parçasıdır. “Alternatif yok” bahanesiyle hareket etmek, zalimlerin oyununa gelmek anlamına gelir. Bu yüzden bilinçli bir şekilde hareket edip, yerli gibi görünen ürünleri dahi araştırarak alışveriş yapmak zorundayız.
Ramazan, Boykotun da Zirve Noktası Olsun
Bu Ramazan, sadece oruçla değil, tüketim alışkanlıklarımızla da bilinçli olmalıyız. Ailelerimiz ve çevremizle birlikte, boykotu yaymalı ve teşvik etmeliyiz. Dualarımız, siyonistlere en ufak bir yardımın dahi gitmemesi için olsun.
Unutmayalım, sofralarımızda yer alan her lokma, ya zulme destek olur ya da direnişin bir parçası olur. Tercih bizim!
