Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 22 Aralık Cuma günü okunacak hutbe, müminlerin özlemini çektikleri ebedi huzur yurdu olan cenneti konu alıyor.
Hutbe, dünya hayatının geçiciliğine vurgu yaparak, ölümün ardından başlayacak olan ebedi ahiret hayatını hatırlatıyor.
Müminlere düşen iki akıbetten birinin, ya sonsuz nimetlerle donatılmış cennet; ya da azap diyarı cehennem olduğu anlatılıyor.
Cennetin, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, akla hayale gelmeyen nimetlerle dolu bir esenlik yurdu olduğu belirtiliyor.
Cuma hutbesinde, müminlerin Allah'ın rızasına ulaşarak cennete girebilme arzusu vurgulanıyor.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) hadisi şerifinde, iman edenlerin muhakkak cennete girecekleri ifade ediliyor.
Hutbe, cömertlik, merhamet, doğru sözlülük gibi güzel ahlak özelliklerine vurgu yaparak, bu değerlerin cennet nimetlerine ulaştıracağını belirtiyor.
Cennete giden yolların, gönüllere, yetimlerin sevincine, mazlumların dualarına, iyiliklere, affedicilik ve müsamahaya açık olmaya dayandığı ifade ediliyor.
Hutbenin sonunda, Allah'ın rızasını kazanmak için hayat boyu süren bir imtihanın ardından cennete ulaşmanın mutluluğu vurgulanıyor.

İşte hutbenin tamamı

Cuma Hutbesi'nin Konusu Belli Oldu. ( 22 Aralık 2023)

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her hafta düzenlenen ve tüm camilerde okunan cuma hutbesinin bu haftaki konusu "Müminlerin Ebedi Yurdu: Cennet" olarak belirlendi. Bu kapsamda, dinin samimiyet ve dürüstlük üzerine kurulu bir yapı olduğuna vurgu yapılacak.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanarak tüm camilerde okutulacak olan 22 Aralık 2023 tarihli cuma hutbesi şu şekilde:

İşte O Hutbe;


اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ كَانَتْ لَهُمْ جَنَّاتُ الْفِرْدَوْسِ نُزُلًاۙ. خَالِد۪ينَ ف۪يهَا لَا يَبْغُونَ عَنْهَا حِوَلاً.
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
مَنْ رَضِيَ بِاللّٰهِ رَبًّا وَبِالْإِسْلاَمِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ نَبِيًّا وَجَبَتْ لَهُ الْجَنَّةُ.


MÜMİNLERİN EBEDİ YURDU: CENNET

Şehit Selahaddin Ürük, Şehadetinin Yıldönümünde Anılıyor Şehit Selahaddin Ürük, Şehadetinin Yıldönümünde Anılıyor

Muhterem Müslümanlar!

Dünya fanidir, hayat gelip geçicidir. Gün gelir; ömür biter, vade dolar. Her şeyin son bulduğu bu anda, ebedi ahiret hayatı başlar. İnsanı iki akıbetten biri bekler: Ya sonsuz nimetlerle donatılmış cennet; ya da azap diyarı cehennem. Biz müminlerin bu dünyadaki en büyük arzusu ve gayesi ise Allah’ın rızasına nail olup mükâfat yurdu cennete girebilmektir.


Aziz Müminler!

Cennet, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, akla hayale gelmeyen nimetlerin müminlere ikram edileceği esenlik yurdudur. Dünya imtihanlarını sabırla aşanları bekleyen huzur yeridir. Başta Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere, Allah’ın sadık kulları, şehitler ve salihlerle buluşacağımız mutluluk diyarıdır.

Değerli Müslümanlar!

Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “İman edip salih amel işleyenler, Firdevs cennetlerinde ağırlanacaktır. Onlar, orada ebedi kalacaklar ve hiç ayrılmak istemeyeceklerdir.”[1] Evet, cennet, Rabbimizin biz müminlere vaadidir. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in buyurduğu üzere, “Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a ve peygamber olarak Muhammed Mustafa (s.a.s)’e gönülden iman edenler muhakkak cennete gireceklerdir.”[2] İmanını ibadetlerle mamur edip hayatını güzel ahlakla süsleyenler, Allah’ın rahmetiyle cennete kavuşacaklardır. Her şart ve durumda doğru söyleyen, sözünü yerine getiren, emanete riayet eden, iffetini koruyan, haramdan kaçınan, kötülüklerden uzak duran müminler, cennetteki ikramlara mazhar olacaklardır. Öfkenin yerine sevgiyi, düşmanlığın yerine barışı, kötülüğün yerine iyiliği hâkim kılan, her daim zalimin karşısında mazlumun yanında duran müminler, cennette ağırlanacaklardır. Cömertliğiyle muhtaçları güldüren, merhametiyle kırık gönülleri tamir eden, güzel bir söz tatlı bir tebessümle etrafına huzur veren müminler, cennet nimetlerine nail olacaklardır.

Kıymetli Müminler!

Cennete giden yol, bazen bir garibin gönlünden geçer; o gönüle girmek gerekir. Bazen bir yetimin sevincinde gizlidir; o yetimi bulmak gerekir. Bazen bir mazlumun duasında saklıdır cennet; o duaya tutunmak gerekir. Bazen anne ve babamızın, eşimiz ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın hoşnutluğundadır; onu kazanmak gerekir. Bazen bir bitkiye bir damla su vererek, bazen bir hayvana şefkat göstererek girilir cennete; hiçbir iyiliği küçümsememek gerekir. Bazen insanların kusurlarını bağışlayıp ayıplarını örtmektir cennetin anahtarı; affı ve müsamahayı ihmal etmemek gerekir. Bazen de bir selam ile müminin dilinden kardeşinin gönlüne giden yoldur cennet; bu yolda sabırla yürümek gerekir.

Aziz Müslümanlar!

Elhamdülillah, mademki cennet var, öyleyse boşuna değildir hayatımızdaki sıkıntılar. Mademki cennet var, öyleyse her imtihanın sonsuz mükâfatı var. Mademki cennet var, öyleyse ebediyen gülecek, şu fani dünyada ağlatılanlar. Ne mutlu, Rabbi kendisinden, kendisi de Rabbinden razı olarak cennete girecek olanlara. Ne mutlu, Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanan, uçsuz bucaksız cennete koşanlara. Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:

اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ “Allah’ım! Senden cenneti ve beni cennete yaklaştıracak olan söz ve amelleri istiyorum.”[3]

[1] Kehf, 18/107, 108.

[2] Müslim, İmâre, 116.

[3] İbn Mâce, Dua, 4.

Editör: Ömer Faruk