Uluslararası hukuk uzmanı Lara Bird-Leakey, İngiltere'nin, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında çıkardığı tutuklama kararına uymama olasılıklarını değerlendirdi. Bird-Leakey, İngiltere hükümetinin çeşitli yöntemlerle, özellikle "dokunulmazlık" gibi araçlar kullanarak bu kararı göz ardı etmeye çalışabileceğini belirtti. Ancak, Roma Statüsü’ne taraf bir ülke olarak İngiltere'nin uluslararası yükümlülüklerinden kaçamayacağını vurguladı.
UCM’nin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’a yönelik tutuklama kararını "son derece önemli" olarak tanımlayan Bird-Leakey, mahkemenin uluslararası hukukun gerektirdiği adımları attığını belirtti. Ancak, İngiltere’nin bu karara karşı hayal kırıklığı yaşadığını ve özellikle İsrail’in eylemleri hakkında net bir tutum sergilemeye zorlandığını ifade etti. İngiliz hükümetinin genellikle ABD’nin tutumunu takip etmesi nedeniyle, İsrail’e karşı eleştiri yapmaktan kaçındığını belirtti.
Bird-Leakey, İngiltere'nin tutuklama emrine karşı kararsız tutumunun ardında iki ana sebep olduğunu söyledi. Birincisi, İngiltere ile İsrail arasındaki tarihsel bağlar ve İkinci Dünya Savaşı sonrası hissettiği suçluluk duygusu, bu durumun İsrail’e dokunulmazlık tanımasına neden olduğunu ifade etti. Diğer bir faktör ise, İngiltere'deki güçlü İsrail lobisinin etkisi. Bu lobinin, politikaları şekillendirdiğini ve İsrail'e karşı herhangi bir olumsuz açıklamanın finansal veya diplomatik sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Bird-Leakey, İngiltere’nin, İsrail’in soykırımlarını örtbas eden bir politikayı sürdürdüğünü ve Gazze’deki olaylarda aktif bir rolü olduğunu vurguladı. İngiltere’nin, İsrail'e siyasi, diplomatik, ekonomik ve savunma desteği sağladığını ve bunun sadece 7 Ekim’den sonra değil, daha önce de sürdüğünü söyledi.
UCM’nin kararına rağmen, İngiltere hükümetinin tutuklama kararını uygulamamak için "dokunulmazlık" gibi araçlara başvurabileceğini belirten Bird-Leakey, bunun uluslararası yükümlülüklerle çelişeceğini de ifade etti. İngiltere, Roma Statüsü’ne taraf bir ülke olarak, UCM’nin tutuklama ve gözaltı yükümlülüklerine uymak zorunda olduğuna dikkat çekti.
Son olarak, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Dışişleri Bakanı David Lammy’nin, uluslararası hukukla uyumsuz açıklamaları nedeniyle eleştirildi. Bird-Leakey, bu iki ismin uluslararası mahkemelerin kararına karşı sergiledikleri kararsız tutumu, "hoşlanmadıkları bir sonuçtan kaçınma çabası" olarak değerlendirdi.