Ankara Filistin Dayanışma Platformu, Gazze'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla ABD büyükelçiliği önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Gazze için Sessiz Kalma, Katil ABD ve israil Kana Doymuyor” sloganıyla yapılan açıklamada, Gazze’ye yönelik topyekûn abluka ve soykırım kınandı. Açıklamada, Gazze halkının yüzde 93’ünün gıdaya ulaşamadığı, çocukların ve yaşlıların susuzluk ve tedavi edilemeyen yaralar nedeniyle hayatını kaybettiği vurgulandı.

Basın açıklaması öncesi Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Abdürrezzak Ateş, bir konuşma yaptı. Ateş, "Farklılıklarına rağmen küfür milleti Gazze'de bir oldu. Mezheplerinin farkına rağmen, hatta inandıkları tanrının farklılığını bir tarafa bıraktılar. Mezheplerinin farklılığını bir kenara koydular. Tarihte milyonlarcası birbirini boğazlayarak katleden bu zalimler, söz konusu Gazze olunca, söz konusu Müslümanlar olunca küfür tek millet haline geldi. Ama tevhidin, vahdetin ümmeti olan İslam ümmeti, Müslümanlar Gazze'de paramparça oldular. Örgütlü, şeytani kötülüğün övündüğü dostları, güvendiği destekçileri vardı ama mümin Gazze, övüneceği kardeşleri olmadığını gördü. Gazze, 18 aydır çok acı bir şekilde bunu yaşıyor. Çünkü 8 milyarlık dünyada 8 milyon soykırımcı, yalancı, kâfir; 8 milyarın sesini susturup peşinden sürüklemeyi başardı. 2 milyon masum, onurlu mümin ise; 2 milyar Müslüman kardeşinin kendisine sahip çıkmadığını, aciz kaldıklarını gördü. Halbuki Gazze, stratejik ya da sadece coğrafi bir mesele değildir. Gazze, imani bir meseledir. Bunu böyle bilmek zorundayız. Bu imani dava için siyasetinden, ticaretinden hatta zevklerinden vazgeçemeyenler; canlarından geçenleri asla anlayamaz. Bu davaya imkânı kadar değil, imanı kadar sahip çıkılır." dedi.

"Biz düştük, Gazze onuruyla dimdik ayakta ve yalnız başına direniyor"

Ateş, "Gazze’yi her şartta yaşatmaya çalışan her ferdi, her STK’yı, iman dolu gönülleriyle Gazze’ye sahip çıkan her mümini asla unutamayız. Onları takdir ediyoruz, ellerinden öpüyoruz. Canları pahasına Gazze’de açları doyurmaya çalışan, yardım eden, buradan cebini paylaşan, cüzdanını, vicdanını Gazze’ye ortak kılan her mümin; tebriği, meleklerin tebliğini fazlasıyla hak ediyor. Bugün... İnanın, sizler de yaşıyorsunuzdur. Sizler de yapıyorsunuzdur.
Gazze ölülerinin sesi, yaşadığını sanan ölü İslam ümmetinin sesinden daha gür çıkıyor. Seyircisi olmakla yetinebilen bir Gazze... Duyarsızlığın cezası olarak, 40 yıl pusulasız kaybolmanın adıdır. 'Biz düşersek Gazze düşer.' dediler ama biz düştük, Gazze onuruyla dimdik ayakta ve yalnız başına direniyor. Gazze, bugün maalesef yavaşça, ağır ağır gözlerimizin önünde tükeniyor. Dünya yüzünü çeviriyor ama biz sadece başımızı eğiyoruz. Yüreğimizde yangın, boğazımızda düğüm, avuçlarımızda dua... İşte Gazze budur." ifadelerine yer verdi.

"Harekete geçmek için daha ne olmasını bekliyorsunuz?"

"Allah’ın vaadi var. Dolayısıyla umudumuz var." diyen Ateş, devamında şunları aktardı: "İçimizdeki asil öfkeyi büyüterek yaşamaya alışmalıyız. Müslümanlar, Gazze’den başka kaybedecek bir şeyleri olmadığını ilan etmek zorundalar. Çünkü bu çağın Müslümanları olan bizler için; bizlerle cennet arasındaki en büyük engellerden biri belki de Gazze olacak.
Zira hepimizin meşgul olduğu, hepimizin sorulacağı, sorgulanacağı bir Gazze’den bahsediyoruz. Ey insanlık! Ey Müslümanlar! Harekete geçmek için daha ne olmasını bekliyorsunuz? Gazze’de 6 ayda öldürülen çocuk sayısı, 3 yılda dünyanın tüm savaş bölgelerinde öldürülen çocuk sayısının tam dört katı!"

"108 yıl önce Kudüs’ü kaybettiğimiz gün, sadece bir şehri kaybetmedik"

Şehit Mustafa Uslu'nun Vasiyeti Yerine Getiriliyor Şehit Mustafa Uslu'nun Vasiyeti Yerine Getiriliyor

18 aydır Gazze'de katliamların olduğunu hatırlatan Ateş, "18 Mart'ta ateşkesin bozulmasından 5 gün sonra, yaralılara yardıma giden Rıfat Rıdvan ve 14 genç arkadaşı hepsi sağlık, kurtarma ve itfaiye ekibi çalışanıydı elleri bağlanıp infaz edildiler. 18 aydır Gazze ve Filistin'e katliamın, vahşetin her türünü reva gören zalimlere sadece kınamayla yetinenler; İktidarların fiili adım atması için konuşmayan, yazmayan, çabalamayan ilim ehli, bilgin, aydın, âlim, akademisyenler ve STK’lar... Ebu Ubeyde’nin şu sözünü unutmayın: 'Bir millet gözlerinizin önünde soykırımla yok edilirken, bu zilletin içinden onurunuzu kurtarmak için ne yapacaksınız? Yarın Rabbinize ne diyeceksiniz? Onun hazırlığını yapabilecek misiniz? Allah katında bunu savunabilecek misiniz?' Allah göstermesin! Harekete geçmek için zalimlerin eline sizin de düşmenizi mi bekliyorsunuz? Vallahi, bu mübarek belde işgalcilerden temizleninceye dek, İslam ümmetinin prangaları kırılmayacak. Dünya huzur bulmayacaktır.
Çünkü dünyanın huzuru Gazze’den geçer. Kudüs’ten geçer. 1917 yılında, 108 yıl önce Kudüs’ü kaybettiğimiz gün; sadece bir şehri kaybetmedik. Sokaklarımıza huzur katan şehirleri, gönüllerimize güven katan medeniyeti kaybettik. Ve aslında kendi prangalarımızı kendi ellerimizle oluşturduk." şeklinde belirtti.

Yapılan konuşmansın ardından Anlara Filistin Dayanışma Platformu adına Büyük Doğu Akıncıları Derneği Ankara İl Temsilcisi ve Gazeteci-Yazar Tayyar Tercan, tarafından basın açıklaması okundu.

"Mazlum Filistinliler ölümün her türlüsüne maruz bırakıldılar"

Gazze’de soykırımın devam ettiğini hatırlatan Tercan, "Siyonist Yahudiler, bütün insanlığın gözü önünde ve bütün insanlığa meydan okuyarak Filistin halkını soykırımla yok ediyor ve maalesef dünya bunu engelleyemiyor. Gazze'de her gün her saat yeni bir katliam görüntüleri izliyoruz. Mazlum Filistinliler ölümün her türlüsüne maruz bırakıldılar. Bombalarla parçalanarak öldürüldüler. Siyonist teröristlerin keskin nişancı mermilerine hedef oldular. Esir alınıp işkenceden geçirilerek öldürüldüler. Diri diri yakıldılar, kimyasal silahlarla vuruldular. Tanklarla ezildiler. Aç bırakıldılar, dünyanın gözü önünde yüzbinlerce insan bir lokma ekmeğe muhtaç bırakılarak bebeklerin açlıktan ölmesini izledi. Evleri kaldıkları yerler, çadırlar, barakalar devamlı bombalandığı için soğuktan donarak öldüler. Tedavi gördükleri hastane yataklarında infaz edildiler. Organları çalınarak, kanları alınarak öldürüldüler. Gazze halkı ölümün her türlüsüne aylardır her gün her saat maruz kaldı." dedi.

"Bedeli ne olursa olsun siyonist soykırımı durduracak adımlar atılmalı"

Tercan, "Çocuk kadın yaşlı doktor sağlıkçı yardım görevlisi kundakta bebek olmaları caniler için fark etmedi. Siyonist Yahudiler, Gazze’de hareket eden her şeyi vurun talimatıyla gördükleri her insanı öldürdüler her yapıyı vurdular... Aylardır meydanlardayız. Artık Söz tükendi, söylenecek her şey söylendi. Harekete geçilmeli. Bedeli ne olursa olsun siyonist soykırımı durduracak adımlar atılmalı. Siyonistler her zaman yaptıkları gibi Ocak ayında yapılan anlaşmayı bozdu ve katliam yeniden başladı. Bugün siyonistlerin Gazze'de yaptığı soykırımın suç ortağı olan ABD elçiliği önünde toplandık. Silahı sıkan, bombayı atan, bebekleri yakan, kapıları kapatarak gıda su ve ilaç girişini engelleyen siyonist Yahudilerdir, her türlü askeri ekonomik siyasi desteği vererek bu soykırımı devam ettiren ise Amerika ve Batı ülkeleridir." ifadelerine yer verdi.

"Müslüman ülkeler ise zillet içinde soykırımı sadece izlemekle yetiniyor"

Müslüman ülkelerin 18 aydır devam eden soykırımı izlemekle yetindiklerini belirten Tercan, "Batı ülkeleri, emperyalist sömürü çarkının ana dişlisi olan Yahudilerin safında, uluslararası hukuktan soykırım karşıtı sözleşmelere, insan haklarından savaş suçu söylemlerine iddia ettikleri bütün değerleri işgalci İsrail uğruna yok etti. Müslüman ülkeler ise zillet içinde bir acizlikle, bir buçuk senedir devam eden soykırımı sadece izlemekle yetiniyor, arada bir ıkınarak kınama yayınlıyor ve seyrediyorlar. Bırakın asker göndermeyi ellerindeki petrol gaz enerji ve ticarete ambargo gücünü bile kullanmıyorlar. Hava ve kara sahalarını kapatmayı düşünmüyor, bir araya gelip soykırımı engellemek için çabalamıyorlar. Kurbanlık koyun gibi sıranın kendilerine geleceğini anlamayacak kadar dünyaya dalmış, adeta mahalle yanarken saçlarını taramakla meşguller. İşgalci terörist israilin Gazze’de yaptığı soykırım, emperyalist Batı ülkelerinin Müslüman ve mazlum milletler karşısında tek millet olduklarını bir kez daha gösterdi. Aynı şekilde az da olsa şahsiyetli duruş sergilemeye çalışan bir kaçı hariç, öncelikle Müslüman ülkelerdeki aciz korkak ve emperyalizmin işbirlikçisi kukla iktidarların devrilip yerine bağımsız ve milli yönetimlerin geçmesi gerektiğini de gösterdi." dedi.

"Günlerdir Gazze’ye bir kuru ekmek girmiyor, un stokları tükendi, fırınlar kapandı"

Tercan, "Günlerdir Gazze’ye bir kuru ekmek girmiyor. Un stokları tükendi fırınlar kapandı. Yakında açlıktan toplu ölüm haberlerini duyabiliriz. Gazzeli kardeşlerimiz ölümü isteyecek kadar yoruldular, çaresizler, zordalar. Ve katil İsrail her geçen gün daha pervasızca saldırıyor. İnsanlık düşmanı siyonistler insanlığımızı göstere göstere yok ediyor. Batıdan bir şey bekleme garabetini bir kenara bırakıp bu vahşeti durdurmak için harekete biz geçmeliyiz. Ya bu vahşete gereken her şekilde karşı çıkacak ve durduracağız. Ya da Gazze ile birlikte biz de insanlığımızı kaybedip zillete mahkum kalacağız. Artık konuşma istemiyoruz. Sözün tükendiği noktadayız.  Harekete geçilmesini istiyoruz. Zalimler ancak güçten anlar, gücün karşısında siner ve boyun eğer. Yeryüzünün lanetlisi soykırımcı israil insanlık düşmanı bir yapılanmadır. Bu katilleri ancak harekete geçerek durdurabiliriz." ifadelerine yer verdi.

"Türkiye vatandaşı katiller vatandaşlıktan çıkartılıp soykırım suçundan yargılamalı"

Son olarak Tercan, "Bu noktada Türkiye’nin yapacağı şeyler var. Çifte vatandaşlık hakkıyla işgalci orduya katılıp Filistinli çocukları öldüren Türkiye vatandaşı katiller vatandaşlıktan çıkartılıp soykırım suçundan yargılamalı ve cezalandırılmalıdır. Bebek katillerini ülkemizde istemiyoruz. İsrailin her gün ülkemizi tehdit ettiği bir zamanda içimizde siyonist katil askerlerin olması güvenliğimiz için de bir tehdittir.  Ayrıca, TCK’da bulunan “insanlığa karşı işlenen suçlar Türk mahkemelerinde yargılanır” hükmü uygulanmalıdır. siyonist örgütün bütün yetkililerini yargılayıp ceza verilmelidir. İnsanlık düşmanı Siyonizmi savunmak suç sayılmalıdır. Türkiye bu konuda dünyaya öncülük edebilecek durumdadır. Bunun yanında işgalci İsrail ile doğrudan veya dolaylı yapılan ticaret engellenmeli, israile destek veren firmalar da durdurulmalıdır. Sözün bittiği yerdeyiz. Bizler ANFİDAP olarak mazlum Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek ve Allah katında en azından zalimin zulmüne sessiz kalmadık diyebilmek için buradayız. Ama biliyoruz ki, zalimin zulmü söz ile durdurulamaz. Zalim ancak güç ile savaş ile karşısına çıkmak ile durdurulur. Allah Gazze'deki kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Ümmete, esaret zilletinden kurtaracak adımlar atmaya vesileler halk etsin." dedi.

Yapılan basın açıklamasının ardından, atılan sloganlarla program son buldu. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA