İslam'da Ölünün 7'si, 40'ı ve 52'si Var mıdır?
Bu tür uygulamaların hiçbir şekilde İslam dininde kaynağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, söz konusu günlerde ölüye yönelik düzenlenen merasimler bid'at kapsamına girmektedir. Hadislerde de ifade edildiği gibi, her bid'at dalalettir.
Ancak, ölen kişinin ruhuna bağışlanmak üzere her zaman hayır-hasenat yapılabileceği ve çeşitli vesilelerle dua edilebileceği doğrudur. Bu tür ibadetler, dinen geçerlidir ve kişiler tarafından istenilen zamanlarda gerçekleştirilebilir.
İslam'da Ölünün Ardından Yedisi, Kırkı, Elli İkisi Gibi Uygulamalar Var mı?
Hayır, İslam dininde ölen bir Müslümanın ardından yapılan yedinci, kırkıncı ve elli ikinci gün gibi uygulamaların dinî dayanağı yoktur. Bu tür uygulamaların hiçbir şekilde İslam kaynaklarında temeli bulunmamaktadır ve bu nedenle bid'at olarak değerlendirilirler. Bid'at, dinde olmayan uygulamaların sonradan dinî bir değer olarak kabul edilmesi anlamına gelir ve İslam'da bid'atlar, dinî açıdan sakıncalı kabul edilir.
Ölen bir Müslümanın usulüne uygun olarak yıkanıp kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınarak defnedilmesi farzdır. Ancak, ölünün ardından belirli günlerde yapılan merasimlerin, duaların veya kutlamaların İslam'da dinî bir dayanağı olmadığı gibi böyle uygulamaların caiz olmadığı belirtilmektedir.
Ölüye yönelik sevapların ulaşması için ise, öncelikle ölen kişinin mü'min olarak hayata veda etmiş olması gerekmektedir. Mü'min olarak hayatını tamamlamayan kişiler için yapılan dua ve bağış dileklerinin kabul edilmeyeceği vurgulanmaktadır. Bu sebeple, ölen kişi için sevaplar kazanmak amacıyla Kur'an-ı Kerim okunması, hayır işlerinin yapılması ve sadaka verilmesi teşvik edilmektedir.
Kaynak: Diyanet İşleri Fetva Kurulu - Sorularla İslamiyet
