Pişmanlık Duymayanlar İçin Tövbe Rehberi: Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’ın Tavsiyeleri Pişmanlık Duymayanlar İçin Tövbe Rehberi: Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım’ın Tavsiyeleri

Haber Merkezi-Kabz ve bast, insan kalbinin daralması ve genişlemesi olarak nitelendirilir. Maddi kalbin çalışması daralma ve genişleme biçiminde gerçekleştiği gibi, manevi kalbin çalışması da kabz ve bast ile ifade edilir.

“... Allah kabzede ve basteder...”(Bakara, 2/245)

BAKARA 245. AYETİNİN TEFSİRİ
"Allah'a güzel bir borç veren kimseye Allah, ona kat kat fazlasıyla geri ödeme yapacaktır. Allah, bazen geçiminizi ve iç dünyanızı daraltır, bazen genişletir. Nihayetinde dönüşünüz O'nadır." (Bakara 245)

"Karz-ı hasen", içten gelen bir niyetle, ihlasla ve kişisel çıkar gözetmeksizin, helal ve temiz kaynaklardan verilen borçtur. Allah'a verilen karz-ı hasen ise, O'nun yolunda yapılan cihad ve infaklardır. Allah bu tür fedakarlıklara kat kat karşılık verecektir, ne kadar olduğunu ise yalnızca O bilir. Bazı ayetlerde bu karşılığın bire yediyüz kat ve hatta daha fazla olabileceği bildirilmiştir. (Bakara 2/261'ye bakınız)

Bu ayetin, sahabe Ebuddahdâh hakkında indiği rivayet edilir. Bir gün, Ebuddahdâh Peygamber'e gelerek, sahip olduğu iki bahçeden birini Allah yolunda tasadduk etmesi durumunda, cennette ona karşılık verilip verilmeyeceğini sormuş, Peygamber Efendimiz bunu onaylamıştır. Ebuddahdâh daha sonra en güzel bahçesini Allah yolunda tasadduk etmiştir. Bu olay, Peygamber Efendimiz'in vefatından sonra, eşi Ummuddahdâh'ın da bu bahçede onunla birlikte olacağı ve çocuğunun da onlarla birlikte olacağına dair Allah'ın müjdesini almasıyla tamamlanmıştır. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VI, 141-142)

Allah, bireyler ve toplumlar arasında zaman zaman darlık ve genişlik yaşatır, rızkı bazen kısar, bazen ise bollaştırır. Darlık dönemlerinde ümitsizliğe kapılmamalı, bolluk zamanlarında da israf etmemelidir. Her iki durumda da imkanlar ölçüsünde Allah yolunda fedakarlıkta bulunmak için çaba gösterilmelidir. Bir hadis-i kudsî, Allah'a güzel bir borç vermenin anlamını açıklar:

"Allah kıyamet gününde şöyle buyurur: 'Ey insan! Ben hastalandım, beni ziyaret etmedin.' İnsan: 'Sen alemlerin Rabbi iken seni nasıl ziyaret edebilirim ki?' der. Allah şöyle der: 'Falancanın hastalandığını gördün mü? Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun.' İnsan: 'Sen alemlerin Rabbi iken seni nasıl doyurabilirim ki?' der. Allah şöyle der: 'Falancanın senden yiyecek istediğini duymadın mı? Ona yiyecek verseydin, verdiğin karşılığını bende bulurdun. Sen beni nasıl susuz bırakabilirsin ki?' der. Allah şöyle der: 'Falancanın senden su istediğini duymadın mı? Ona su verseydin, suyun karşılığını bende bulurdun.'" (Müslim, Birr 43)

Son hesap gününün Allah'a olacağını ve yapılan her işin O'na hesap verileceğini bilerek, ilahi talimatları takip etmeli ve hayatımızı bu doğrultuda düzenlemeliyiz. Allah yolunda savaşmayı ve her türlü fedakarlığı büyük bir kazanç olarak görmeli, kaybedenler arasında olmamaya çalışmalıyız.

Editör: Ömer Faruk