Mekke'nin Fethi ile ilgili Ayet Ve Hadisler
Peygamberimiz (sav), Mekke'nin kan dökülmeden fethedilmesini arzuluyordu. Bu amaçla, Hicretin 8. yılı olan 630 yılında, Ramazan ayının 10. gününde 12 bin kişilik büyük bir ordu ile Medine'den çıktı ve gizlice Mekke şehrini kuşattı. Bu ani kuşatma karşısında Mekkeli müşrikler şaşkına dönmüş ve savaş hazırlığı yapamamışlardı. Mekkeliler korkularından şehri savunamadılar ve Müslümanlar hiç kan dökmeden Arabistan'ın en büyük, en kutsal şehrini savaşsız fethettiler. Bundan sonra Mekke halkının tamamı Müslüman oldu ve İslam dinini benimsediler. Peygamberimiz (sav), Mekke'deki eski düşmanlarına karşı çok hoşgörülü davrandı. Mekke, bu tarihten sonra yeni bir döneme girdi."
Fetihten sonra Mekke'nin ekonomik ve sosyal durumu da değişmiştir. İhtiyaçların karşılanması için gerekli olan kervan faaliyetlerine olan bağımlılık sona ermiştir. Kuran ahlakı Mekke'de egemen olduğu için şehrin geliri adil bir şekilde dağıtılmış ve böylece Mekke'nin ihtiyacı olan her şey karşılanmıştır. Artık Mekke, Hac zamanlarında hareketli ve canlı günler yaşamaktadır. Bu zamanlarda yoğun ticari faaliyetlere de tanık olunmaktadır."
Mekke’nin Fethi ile ilgili ayetler
Mekke’nin Fethi hakkında ayetler
48. Sure (Fetih Suresi), 1. Ayet
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
48. Sure (Fetih Suresi), 2. Ayet
Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
48. Sure (Fetih Suresi), 4. Ayet
O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
48. Sure (Fetih Suresi), 5. Ayet
Bütün bunlar Allah’ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.
48. Sure (Fetih Suresi), 6. Ayet
Bir de, Allah’ın, hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük girdabı onların başına olsun! Allah onlara gazap etmiş, onları lanetlemiş ve kendilerine cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir varış yeridir!
48. Sure (Fetih Suresi), 7. Ayet
Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
48. Sure (Fetih Suresi), 8. Ayet
(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
48. Sure (Fetih Suresi), 9. Ayet
Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)
48. Sure (Fetih Suresi), 10. Ayet
Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
48. Sure (Fetih Suresi), 11. Ayet
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah’tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
48. Sure (Fetih Suresi), 12. Ayet
(Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helaki hak eden bir kavim oldunuz.
48. Sure (Fetih Suresi), 13. Ayet
Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkarcılar için alevli bir ateş hazırladık.
48. Sure (Fetih Suresi), 14. Ayet
Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
48. Sure (Fetih Suresi), 15. Ayet
Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah önceden böyle buyurmuştur." Onlar, "Bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
48. Sure (Fetih Suresi), 16. Ayet
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: "Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır."
48. Sure (Fetih Suresi), 17. Ayet
Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
48. Sure (Fetih Suresi), 18. Ayet
Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
48. Sure (Fetih Suresi), 20. Ayet
Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. (Allah böyle yaptı) ki, bunlar mü’minler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
48. Sure (Fetih Suresi), 21. Ayet
Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah’ın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
48. Sure (Fetih Suresi), 22. Ayet
İnkar edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Mekke’nin fethi ile ilgili hadisler nelerdir?
- İbn Abbâs’ın naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Mekke hakkında şöyle buyurmuştu:
“Ne güzel bir memleketsin, benim için ne kadar da sevimlisin! Kavmim beni senden çıkarmış olmasaydı senden başka yerde yaşamazdım.” (Tirmizî, Menâkıb, 68)
- İbn Ömer’den nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Mekke’nin fethi günü, Kâbe’nin merdiveni üzerinde ayakta durarak Allah’a hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdu:
“Hamd (Mekke’nin fethine dair) vaadini yerine getiren, kuluna (Peygamberi’ne) yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.” (İbn Mâce, Diyât, 5)
- İbn Abbâs’ın naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Mekke’nin fethi günü şöyle buyurmuştu:
“Bu belde haremdir (saygın ve dokunulmazdır). Burayı Yüce Allah harem kılmıştır. Burada savaşmak benden önce kimseye helâl olmadı. Bana yalnızca bir gün içerisinde bir süreliğine helâl kılındı. Zira bu belde Yüce Allah’ın haram kılması ile haram kılınmıştır.” (Nesâî, Menâsikü’l-hac, 111)
- İbn Abbâs’ın (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Fetihten sonra hicret yoktur ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınızda derhâl katılın!” (Buhârî, Cihâd