Bu hadis, Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edilen ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şu şekilde ifade ettiği bir hadistir:

“Bir erkek karısını yatağına çağırır, fakat karısı gelmezse ve erkek ona darılırsa, melekler o kadına sabaha kadar lanet ederler.” (Buhârî, Bed’u’l-halk 7; Müslim, Nikâh 122. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Nikâh 40)

Buhârî ile Müslim'in başka bir rivayeti şöyledir:

“Kadın geceyi kocasının yatağını terk ederek geçirirse, melekler sabaha kadar ona lanet ederler.” (Buhârî, Nikâh 85; Müslim, Nikâh 120)

Başka bir rivayete göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bir erkek karısını yatağa çağırır da kadın gelmezse, kocası ondan memnun olana kadar Kâinâtın Sahibi o kadına lanet eder.” (Müslim, Nikâh 121)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Yüce Rabbimiz, kadın ve erkeği birbirlerini mutlu etmeleri için yaratmış, birbirlerine bağlı olmalarını istemiştir. Bu nedenle, birbirlerine muhtaç kılmış ve duygusal bağlarla bu ihtiyacı hissettirmiştir.

Bu birlikteliğin uyum içinde olabilmesi için erkeği evin lideri yapmış, kadına da huzurlu bir yuva için kocasıyla iyi geçinmeyi emretmiştir. Dinimiz, birden fazla insanın bulunduğu yerde, birinin lider olmasını ve diğerlerinin ona uymasını prensip edinmiştir. Birlik ve düzenin sağlanabilmesi için bunu gerekli görmüştür. Bu nedenle kadın, dinî bakımdan yasak olmayan konularda kocasının isteğine uymalıdır. Kocasının hoşlanmadığı şeyleri yapmamalı, onu memnun etmeye çalışmalıdır. Aynı şekilde, erkek de karısını üzmeme, kırmama ve uygun isteklerini yerine getirme konusunda çaba göstermelidir.

Peygamber Efendimiz bu hadiste, kocanın cinsel isteklerine saygı göstermenin ve bu isteği yerine getirmenin önemini vurgulamıştır. “Yatağa çağırma, yatağı terk etme” ifadeleriyle Resûl-i Ekrem, cinsel birlikteliği anlatmak istemiştir. Kocasının bu yöndeki taleplerini yerine getirmeyen kadının, ilâhî gazabın hedefi olduğunu ve dolayısıyla ciddi bir günah işlediğini ifade etmiştir.

Çiftler genellikle geceleri yalnız kaldıkları için hadîs-i şerîfte “geceleme, sabahlama” ifadeleri kullanılmıştır. Eğer kadın, kocasını geceleyin öfkelendirirse, ilâhî lanet sabaha kadar devam eder, bu da onu gündüzleri öfkelendiren kadına ilâhî lanetin akşamdan sabaha kadar devam edeceği anlamına gelir.

Kadının kocasının cinsel arzularına saygı göstermemesini eleştirenler olabilir. Ancak, kadının bir insan olduğu, her zaman eşiyle birlikte olmaya hazır hissedemeyeceği ve kendi dünyasının, zevklerinin ve isteklerinin olduğu gerçeğini hatırlamak önemlidir. Bu eleştiri doğrudur. Kadın da bir insan olduğuna göre, zaman zaman sıkıntıları, üzüntüleri ve sinirlilik halleri olabilir. Ancak, bu durumlar ona kocasını öfkelendirme veya yuvanın huzurunu tehlikeye atma hakkını vermez. Ruh hali gerginse, bunu kocasına söylemeli ve anlayış beklemelidir. Bu şekilde ilâhî lanetten kurtulabilir. Kocasını sebepsiz yere reddeden ve onu kızdıran kadınların davranışları haklı görülemez.

Konuya şu açıdan da bakmak önemlidir:

İnsanın maddi ve ruhsal yapısını en iyi yaratan Allah'tır. Belirli mazeretler dışında kadının kocasını reddetmemesi ısrarla emredildiğine göre, cinsel arzuları kontrol etme konusunda erkeğin daha zayıf, kadının ise daha güçlü olduğu anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda hatırlanması gereken bir başka gerçek de şudur: Kuran'da “kadının erkek için bir elbise, erkeğin de kadın için bir elbise olduğu” belirtilmektedir (Bakara sûresi, 187). Elbise, insanı dış etkilerden koruyan bir kalkandır. Bu nedenle, eşler birbirlerini her türlü tehlikeden ve özellikle günaha götürebilecek kötü duygulardan korumakla yükümlüdür.

Hadisten Öğrendiklerimiz

Şehit Selahaddin Ürük, Şehadetinin Yıldönümünde Anılıyor Şehit Selahaddin Ürük, Şehadetinin Yıldönümünde Anılıyor

Kadın, kocasının birlikte olma isteğini reddetmemelidir.
Kocasını reddeden bir kadın günaha sürüklenmiştir.
Bu şekilde davranan bir kadın, hem Allah'ın gazabına hem de meleklerin lanetine uğrar.
Kaynak: Riyazüs Salihin

Editör: Ömer Faruk