Oruç, Müslümanlık binasının ana direktörlerinden dördüncüsüdür ve imanın dörtte birini oluşturur. Oruç, bedenî bir ibadet olan namaz gibi önemli bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır ve bu farzlık Kur'an-ı Kerim, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabit ve muhakkaktır. Kur'an-ı Kerim'de Yüce Allah şöyle buyurur: "Ey müminler, sizden evvel geçen ümmetlere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı, yazıldı, ta ki oruçla günahlardan sakınasınız." (Bakara Suresi 183).

Oruç, ağır ve meşakkatli bir ibadet olduğundan, bu teklifin sadece ümmet-i Muhammed üzerine farz kılındığı ve yükletildiği düşüncesiyle rahatsızlık duyulmaması için, orucun geçmiş ümmetlere de emrolunmuş eski bir ibadet olduğu ayet-i kerimede açıklanmış ve böylece ehl-i imanın gönülleri tatmin edilmiştir. Diğer ümmetlerde orucun şekli ve süresi farklı olmuştur, ancak İslam dininde Ramazan ayında, güneşin doğuşundan batışına kadar olan süre içinde niyet ederek yemek, içmek ve cinsel ilişkiden uzak durmak Allah'ın rızası için kişinin kendi isteğiyle nefsinin kontrolünü sağlamaktır.

Oruç tutan bir Müslüman, ittikayı (Allah korkusu) koruma yolunda ilerlerken, güzel ahlak sahibi olmayı da hedefler. Oruç, insanın nefisini terbiye ederek, kötü arzularını ve davranışlarını kontrol etmesini sağlar. Sürekli yiyip içmek, gaflet ve uykuyu artırırken, oruç tutmak kalpte feyizli duyguların ortaya çıkmasını sağlar, kibir ve benlik duygularını kırar, ihlas ve istikameti artırır ve kişinin daha ruhani bir hale gelmesine yardımcı olur. Oruç tutan bir kişi, nimetlere göz dikmez ve başkalarına zarar verme eğiliminde olmaz.

Orucun toplumsal düzende de önemli bir etkisi vardır. İnsanların ahlaki değerleri sağlam olmadığı sürece toplumsal düzen sağlanamaz. Oruç tutanlar, ahlaki değerleriyle Allah'ın emirlerine uyma ve yasaklarından çekinme eğilimindedir. Bu da insanlar arasında güzel ilişkilerin oluşmasına ve toplumsal düzenin korunmasına yol açar. Eğer insanların kalplerine Allah korkusunu yerleştirir ve kötülüklerden sakınmayı prensip edinirlerse, kin, iftira, zulüm gibi kötülükler ortadan kalkar, yerine muhabbet, güven, yardımlaşma, kardeşlik gibi iyilikler hakim olur. Bu durumda insanlar huzur ve refah içinde yaşarlar.

Oruç tutmak sadece aç kalmak anlamına gelmez, aynı zamanda imanın gerekliliklerini yerine getirmek ve Müslümanlıkta bir kardeşlik bağı oluşturmak anlamına gelir. İslam, bütün müminleri kardeş olarak görmeyi ve birbirlerine yardım etmeyi emreder. İman etmiş bir Müslüman, diğer mümin kardeşlerine istediği gibi davranmadıkça tam anlamıyla iman etmiş sayılmaz. Allah'ın emirlerine uyarak birbirlerini düzeltmek ve aralarındaki ilişkileri düzeltmek müminlerin sorumluluğudur.

Sonuç olarak, oruç tutmak sadece bedensel bir ibadet değildir, aynı zamanda nefsi terbiye etmek, ahlaki değerleri yükseltmek, toplumsal düzeni korumak ve kardeşlik bağlarını güçlendirmek anlamına gelir. İslam'da oruç tutmanın pek çok hikmeti ve faydası bulunmaktadır. Bu nedenle Müslümanlar için oruç tutmak önemli bir ibadettir.

Oruç tutmayanlar ve perhize riayet etmeyenler, şehvetlerinin hırs ve heyecanına kapılarak akıl ve iradelerini kontrol edemezler. Bu durumda çeşitli belalara ve isyanlara sürüklenirler. Oysa oruç tutan ve perhize riayet edenler, bu zararlardan uzak durarak huzurlu bir yaşam sürmeyi başarır.

✓ Kıyamet gününün şiddet ve sıkıntısını hatırlatır:

Kıyamet günü, açlık insanların en büyük sıkıntısı olacaktır. Diğer sıkıntılar unutulacak ve insanlar çaresizlik içinde ne yapacaklarını bilemeyeceklerdir. Bu nedenle oruç tutan kişi, kıyamet gününün şiddetini hatırlayarak imanını ve ihlasını artırır ve bu zorlu günden Allah'a sığınır. Peygamber Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

"Bütün insanlar kıyamet gününde açlık çekecektir, ancak peygamberler, dostlar ve Recep, Şaban ve Ramazan aylarında oruç tutanlar açlık ve susuzluk çekmeyeceklerdir. Müslümanların kıyamet gününde açlık şiddetinden kurtulmaları için oruç tutmaları emredilmiştir."

Ayrıca şu hadis-i şerifte de ifade edilmiştir:

"Allah katında, oruç tutmaktan daha sevgili ve değerli bir amel ve ibadet yoktur."

Yukarıda belirtilenlerden de anlaşılacağı gibi, orucun farz kılınmasının birçok hikmeti vardır ve Allah, müminlere maddi ve manevi pek çok nimet ve iyilikle lütufta bulunmuştur. Ancak bunun kıymetini bilenler ve orucu tutanlar için gerçek mutluluk vardır.

Sevgili Okuyucularımız, insan ömrü son derece değerli ve önemli bir varlıktır. Bu en değerli hazinemizi boşa harcamadan, anlamsız bir şekilde geçirmemeliyiz. Şeref, fazilet, güzel ahlak kazanmak, ölüm ve ahiret için hazırlık yapmak, kamil bir insan olma gayretinde olmak ve Allah'a ve Peygamber'e sevgi duymak için çaba göstermeliyiz. Yazılanlardan ibret almalı, insaf sahibi olmalı, cennet ve içindeki nimetlerle büyük bir saadet ve keramete ulaşmak için çaba sarf etmeliyiz. Aksi takdirde pişmanlık ve nedamet sonuç vermez, fırsatları kaçırmamalıyız.

Orucun Farz Olmasındaki Hikmetlere Uygun Şekilde Nasıl Oruç Tutulmalıdır?

Rebiülevvel Ayı Yarın Başlıyor: İslam Dünyasında Mevlid Kandili Hazırlıkları Rebiülevvel Ayı Yarın Başlıyor: İslam Dünyasında Mevlid Kandili Hazırlıkları

Oruç tutmanın amacı, nefsimizi terbiye etmek, Allah'tan korkup günahlardan ve kötülüklerden sakınmak, ahlakımızı güzelleştirmektir. Bu nedenle oruç tutarken şu hususlara dikkat etmek gerekmektedir:

  • Gözlerimizi haram olan şeylere bakmaktan korumak.
  • Kalbimizi kötü düşüncelerden, kin, düşmanlık ve haset gibi kötülüklerden arındırmak.
  • Dilimizi yalan, dedikodu, iftira gibi kötü konuşmalardan uzak tutmak.
  • Kulaklarımızı haram ve mekruh olan şeyleri dinlemekten kaçınmak.
  • Ellerimiz, ayaklarımız ve diğer uzuvlarımızı her türlü kötülüklerden ve günahlardan korumak.
  • İftarda aşırı yemek yemekten kaçınarak, sürekli olarak Allah'ı düşünmek ve O'nun rahmetini, azabını kalpten bir an bile çıkarmamak.

Oruç, sadece ağızla ilgili bir ibadet değildir. İç ve dış bedenimizin tamamıyla oruca uygun bir şekilde tutulmalıdır. Ancak bu şekilde gerçekten Allah'ın isteğine uygun olarak oruç tutulmuş olur ve faydası ve sevabı görülür. Aksi takdirde, sadece aç ve susuz beklemekten ibaret bir oruç tutulmuş olur, ne sevabı ne de etkisi olur.

Unutmayalım ki, oruç ibadeti sadece bedensel bir disiplin değildir, aynı zamanda ruhani bir derinlik taşır. İslam'ın öğretisi olan oruç, bireysel olarak manevi arınmayı sağlar ve toplumda da adalet, dayanışma ve paylaşma duygularını güçlendirir.

Editör: Ömer Faruk