Ramazan'ın, yılın kalbinde olduğunu unutmamalıyız. Ramazan boyunca kazandığımız ibadet ruhunu korumalı, gelecek Ramazan'a daha da artan bir gönül vecdiyle bağlanmalıyız. Böylece bütün bir yılı Ramazan ruhuyla dolu geçirebiliriz.

Peki, Ramazan'ın feyzini bütün bir yıl yaşamak için nelere dikkat etmeliyiz?

Öncelikle, orucun sabrını ve disiplinini her zaman korumalıyız. Nefsimizi oburluktan, israftan, ihtirastan, öfkeden ve kötülüklerden uzak tutmalıyız. Ramazan'daki oruç ruhunu, diğer zamanlarda da sürdürmek için çaba göstermeliyiz.

Ramazan bayramından hemen sonra altı günlük Şevval oruçlarını tutmak, normal düzene geçiş sürecine yardımcı olurken, aynı zamanda Ramazan'daki oruç ruhunu sürdürmek için bir fırsattır. Ayrıca, Kameri ayların belirli günlerinde ve haftanın Pazartesi ve Perşembe günlerinde oruç tutmak da faziletli bir davranıştır.

Oruç, sabır eğitimidir. Sabır, ibadetin devamlılığı için, isyana karşı direnç için, nefsani arzulara karşı mücadele için ve bela ve musibetlere karşı şükür ve rıza içinde sabır göstermek için gereklidir. Cenab-ı Hak sabredenleri müjdelemiştir.

Diğer yandan, etrafımızdaki kişilerin manevi etkisi ve tükettiğimiz gıdanın helal oluşu önemlidir. Ramazan'da gösterdiğimiz helal gıda hassasiyetini, diğer zamanlarda da korursak, Ramazan şuuru devam eder.

Oruçluyken dikkat ettiğimiz gibi, Ramazan'dan sonra da haramlardan ve günahlardan kaçınmalıyız. Dilimizi yalan, dedikodu ve gereksiz konuşmalardan korumalıyız. Kalbimizi gurur, kibir ve kötü niyetlerden uzak tutmalıyız. Gözümüzü haramlardan sakınmalıyız ve kulaklarımızı çirkin seslerden korumalıyız.

Sahur zamanındaki ibadetleri, diğer zamanlarda da devam ettirirsek, Ramazan'ın manevi feyzini korumuş oluruz. Kadir Gecesi'ni aradığımız gibi, her gecenin kıymetini bilirsek, bütün bir sene Ramazan ruhuyla yaşarız.

Teravih namazlarına verdiğimiz önemi, diğer zamanlarda da cemaate devam etme arzusuna dönüştürürsek, Ramazan'ın manevi iklimini kalbimizde canlı tutarız. Mukabele okuyarak Kur'an ile ilişkimizi artırdığımız gibi, sonraki aylarda da bu ilişkiyi sürdürürsek, Ramazan'ın manevi değerlerini yaşamımızda devam ettiririz.

Sadaka ve infaklar, hayat boyu Allah'ın rızasına ulaşmak için önemlidir. Ramazan'daki zekat, fitre ve infakları diğer zamanlarda da yaparsak, Ramazan'ın rahmet iklimini devam ettirmiş oluruz.

Ramazan sonrası, günahlardan ve şeytanın tuzaklarından uzak durarak, Ramazan'daki manevi duyarlılığımızı korumalıyız. İbadetlerimizin kabul edilmesi için gereken hassasiyeti göstermeliyiz.

Amellerin kabul edilmesi için devamlılığın önemli olduğunu unutmamalıyız. Bir iyiliği yaptıktan sonra hemen bir sonraki iyiliğe yönelmeliyiz. İyiliklerle dolu bir yaşam sürdürmek, amellerin değerini artırır.

Ramazan'ın son günlerinde kendimizi muhasebe etmeli ve hâlimizi gözden geçirmeliyiz. Yaptığımız iyilikleri ve eksiklikleri düşünmeli, gelecek için nasıl daha iyi olabileceğimizi planlamalıyız.

Allah Şirki Bağışlar mı? Allah Şirki Bağışlar mı?

Ramazan'ın kazandırdığı güzellikleri hayatımıza taşıyarak, bütün bir ömrü ibadet ve hizmetle doldurmayı hedeflemeliyiz. Allah'ın rahmeti her zaman tecelli eder, bizim görevimiz bu rahmeti değerlendirmektir.

Sonuç olarak, Ramazan'dan aldığımız manevi güç ve ilhamı, hayatımızın her alanına yayarak, her an Allah'ın rızasını aramalıyız.