Yine Rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Rasûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
Oruç Tutmak
Bu ayda pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya gayret edilmelidir.
Ebû Katâde radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu:
"O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür." (Müslim, Sıyâm 197, 198)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah'a) arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim." (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Müslim, Birr ve's-sıla 36 (ancak burada oruçla ilgili kısım yer almamaktadır); Nesâî, Sıyâm 70)
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pazartesi ve perşembe günleri orucuna özen gösterirdi. (Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd 60; Nesâî, Sıyâm 70; İbni Mâce, Sıyâm 42)
Hamd Etmek ve Şükür Halinde Olmak
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e ümmet olmanın sevinci ile bu ayda Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.
Nitekim Câbir b. Abdullah (r.a.) tarafından nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse ona nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)
ANNE VE BABALAR REBİÜLEVVEL AYINDA ÇOCUKLARI İÇİN NE YAPABİLİR?
Rebiülevvel ayı, anne-babalar için de mühim bir imkândır.
Kandillerde evlâtlarımıza hediyeler almak, o güne mahsus ikramlarda bulunmak;
Evlâtlarımızı, yaşadığımız muhitteki Eyüp Sultan, Emir Sultan, Süleyman Çelebi, Hacı Bayram ve benzeri feyizli mekânlara ziyaretlere götürmek,
Onların temiz kalplerine mânevî heyecanı ve muhabbeti Allâh’ın izni ve keremiyle aşılayacaktır.
Bu muhabbetin küçük yaşlarda gönüllerine nakşedilmesi, âdeta taşa işlenen nakışlar gibi, kalıcı olacaktır.
Bugün yüreği şefkatle çarpan, merhamet sahibi sâlih ve sâliha anne-babaların en mühim vazifesi;
Evlâtlarını, Kur’ân ve Sünnet’e ittibâ hâlinde yetiştirmektir.
Onlara İslâm karakter ve şahsiyetini mîras bırakmaktır.
Yavrularının gönüllerini Allah Rasûlü’nün muhabbetiyle doldurmaktır.
İslam ve İhsan