Türkiye nüfusunun yüzde 12,3'üne tekabül eden engelli bireyler son yıllarda daha da dikkate alınmaya başlanılmışsa da halen engellerle karşılaşabiliyorlar. Özellikle çevresel etkenlerden ve toplumda yanlış bilinen tanımlamalardan doğan sorun, engelli bireyleri zorluyor. Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Nusaybin Engelliler Derneği Başkanı Lokman Çelik, her bireyin bir engelli adayı olduğuna dikkat çekti. IFrame "Engelli kardeşlerimiz gündelik hayatta çok farklı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar" Engelli vatandaşlarının gündelik hayatta çok farklı sorunlarla karşılaştığını ifade eden Çelik, "Engelli hastalık, savaş yada kaza sonucu uzvunu kaybeden yada adli melekelerini yerine getiremeyen kardeşlerimizdir. Bu kardeşlerimizin çeşitli sorunları vardır. Bunun çözümü de en başta yaşadıkları çevreden başlayabilir. Bu kardeşlerimizi topluma kazandırmak, onların kendilerini bir vatandaş, birey olarak görmesini sağlamak en temel işlerimiz olması lazım. Şunu da dile getirmek isterim, herkes bir engelli adayıdır. Bu şiar ile yaklaşırsak yarın öbür gün bizim başımıza benzer şeylerin gelmeyeceğini bilmediğimiz için bu insanlarla empati kurma şansına sahip oluruz. Engelli kardeşlerimiz gündelik hayatta çok farklı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunların çoğu da kendi çevrelerinden kaynaklanır. Birinci aşaması psikolojiktir, ikinci aşaması ise çevresel ve fizikseldir. Psikolojik boyutu şudur; insanlar onları anlamayabiliyorlar. Kendileri gibi düşünmeyip hareket etmedikleri için onları dışlıyor olabilirler. Kiminin mesela öğrenme güçlüğü vardır, biz onlardan normal bir insandan daha akıllı olmasını ya da daha hızlı olmasını bekleyemeyiz çünkü bu insanların zaten belki beyninde yada fiziksel olarak bir sıkıntısı vardır ve belki bunu yansıtamıyordur." dedi. "Kamu kurumlarına ve belediyelere çok büyük iş düşmekte" Nusaybin Engelliler Derneği Başkanı Lokman Çelik Engelli vatandaşların karşılaştığı fiziki problemler hakkında konuşan Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Çeşitli farklı sıkıntılar da var. Gündelik hayatta eğer bir engelli kardeşimiz tekerlekli iskemle kullanıyorsa kaldırımlarda çıkış ve inişlerde sorun yaşayacaktır. Apartman girişlerinde kavşak yoksa yine iniş ve çıkışlarda sorun yaşayacaktır. Eğer bir asansör yoksa bir yere dahi gidemeyecektir. Bu sebeplerden dolayı evden çıkamayacak ve toplumdan uzak kaldığı için kendini yalnız hissedecektir. Eğer görme engelli bir vatandaşımız varsa yolda yürüdüğü zaman yoldaki tırtıklı yeri takip etmesi gerekir. Peki o yol yoksa nasıl ilerleyecek? Bir yerlere çarpa çarpa gidecek ve eğer anlayışsız insanlara denk gelirse sıkıntılı durumlarla karşılaşabilirler. Bu durumda kamu kurumlarına ve belediyelere çok büyük iş düşmekte. Kaldırım yaparken görme engelli vataşlarımızı yolda giderkende kavşakları düşünerekten tekerlekli iskemle sahibi arkadaşlarımızı düşünmelerini istiyoruz." "Toplumda biraz bilincin öne çıkması lazım" Toplumun engelli vatandaşlar hakkında daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Çelik, "Genelde devletimizin bu tarz vatandaşlara yönelik programları ve çalışmaları söz konusudur. Engelliler sınavı diye bir şey çıkarttılar, bu sınavla engelli arkadaşlarımızı kamuya kazandırıyorlar. Çalışma hayatına katılmış arkadaşlar artık kendilerini bir birey gibi hissedecek ve bunun huzuruyla çalışmaya başlayacaklardır. Bunun gibi kursların, eğitimlerin ve sınavların arttırılmasını, kendi hayatlarını idame edebilecekleri şekilde çalışma hayatı sunulabilmesi gibi gereken noktalarda devletin elini görmek isteriz. Özelde kurumların yapabilecekleri çok şey olmasa da gündelik hayatlarını kolaylaştırma anlamında hizmetlerde bulunabilirler. Özellikle belediyelerimize ve sosyal dayanışma merkezlerimize bu tür etkinlikler mutlaka oluyordur ama yeterlilik anlamında biraz daha kapasiteyi arttırırlarsa seviniriz. Kendi yaşadığımız toplumda biraz bilincin öne çıkması lazım. Görme engelli bir birey tırtıklı kaldırımda yürürken önüne bir direk çıkıyorsa iki soru sormamız lazım. Birincisi o direği oraya yerleştirenin tırtıklı yol hakkında bir bilgiye sahip olmadığını görürüz ve ikinci soru ise o direğin oraya koyulmasını belirten bir belediye yetkilisinin tırtıklı yoldan haberinin olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor. İşte bunları göz önünde bulundurarak fiziki şartları düzeltirsek bu arkadaşlarımızda gündelik hayatta bir şey yapmak istiyorlarsa; bir sorunla karşılaşmadan, kimseye muhtaç olmadan hayatlarını sürdürmüş olacaklardır. Kendi başlarına birşeyler başardıkları için özgüvenleri yerine gelecektir. Psikolojileri de biraz daha düzelecektir diye düşünmekteyim." diye konuştu. Gazze'de katliama maruz kalan her bireyin hayatında engelli kalmak gibi bir ihtimalin olduğunu söyleyen Çelik, son olarak şöyle konuştu: "Sadece gün ve haftalarda hatırlamak yerine hergün aklımızda olacak bir değerler silsilesine sahip olmayı diliyorum. Bugün şu an Gazze'de devam eden bir katliam söz konusu ve her atılan bombada onlarca arkadaşımız, kardeşimiz uzuvlarından oluyorlar. Birer engelli oluyorlar. Bunun bile artık savaşlarda yaptırım aracı olarak kullanıldığını artık görmekteyiz. Biz artık bunun bir insani suç olduğunu ve bu durumun engellenmesi gerektiğini dşünmekteyiz. Sosyal yardımların daha çok arttırıldığı kurumların engelli vatandaşlarımızı düşünerek projeler, yollar ve yaşam alanları tasarlamasını diliyorum. Ve tüm dünyaya barış diliyorum.