Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem, birçok binanın ağır hasar almasına rağmen henüz yıkılmayan binaların varlığı tehlikeli durumları beraberinde getiriyor.
Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından Şanlıurfa’da birçok bina ağır hasar alırken, kontrollü yıkımlar yapılan bölgeler dışında, hâlâ yıkımı gerçekleştirilmemiş ağır hasarlı binalar için adım atılmaması endişe verici.
Şanlıurfa Şehir Planlama Odası İl Temsilcisi Mehmet Selim Açar, konuyla ilgili olarak teknik çözümlere yönelik herhangi bir adım atılmadığını belirterek, hasarlı ve ağır hasarlı binaların yıkımının tamamlanmamasına dikkat çekti.
Açar, "Ağır hasarlı ve hasarlı yapıların ihale yoluyla yıkılması gerektiğini düşünüyoruz. 6 Şubat depremi, şehirlerimizin afet riskini ve dirençsiz olduğunu gözler önüne serdi. Teknik çözümlere yönelik herhangi bir adım atılmadı ve hasarlı ve ağır hasarlı yapıların yıkımı da tamamlanmadı. Bu durum ciddi riskler oluşturuyor. Herhangi bir artçı deprem durumunda veya kendiliğinden yıkılan yapılarla karşılaşabiliriz. Bu durum, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye atabilir. İlgili kurumların bu yapıların yıkımını ihale yoluyla gerçekleştirerek bu riski ortadan kaldırmaları gerekiyor. Öngörü eksikliği olabilir, ancak afet riskine karşı tedbir almayan bir şehirde, en azından vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak durumları engellemek için adım atılmamış olması kabul edilemez. Şehirde yaşayanlar için risk oluşturan hasarlı ve ağır hasarlı binaların bir an önce yıkılması ve yerlerine güvenli konutlar yapılması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Vatandaşların bu yapıların yıkımı için ilgili yerlere dilekçe vermeleri gerektiğini vurgulayan Açar, "Halkın bu konuda talepte bulunması önemli. Şu ana kadar halkımızdan şikayet almamış olmamıza rağmen, bu konuda medyanın toplumsal fayda sağlaması önemli. Bu durum insan hayatını etkiliyor. Vatandaşlarımızın, bu yapıların yıkılması için gerekirse dilekçeyle veya bürokratik baskılarla yetkililere başvurmalarını tavsiye ediyoruz. Aksi halde sorunu çözemeyiz. Şehirde deprem master planının olmaması, afete karşı hazırlıksız olmamızı gösteriyor. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için önlem almamız gerekiyor. Kentlerimizin, insanların sağlığı, yeşil alanlar, kültürel ve eğitimsel açıdan zenginleştirilmiş alanlarla bir bütün olduğu sağlıklı bir yaşam tarzı sunması gerekiyor. İnsan hayatını beton ve rant gibi kavramlar üzerine değil, insan odaklı bir şehirleşme anlayışı üzerine inşa etmemiz gerekiyor." şeklinde ifadeler kullandı.
Açar, "Yetkililerin uzun vadeli düşünmesi gerekiyor. Günü kurtarmak için pansuman çözümler üretmek yerine, uzun vadeli projeler üzerinde çalışmaları önemli. Örneğin, şehre uygun olmayacağı daha önce belirtilen trambüs projesi üzerinde yapılan çalışmaların kaynakları israf etmek olduğunu düşünüyoruz. Bu şehrin kaynakları sınırsız değil! Kaynakları ver